Eğer Derya Sazak’ın TRT-1’de sunduğu “Politik Açılım” programına konuk olan Sayın Kılıçdaroğlu’nu dinlemeseydim, bu köşede bugün başka bir yazı yer alacaktı.
Programı baştan sona kadar izledim ve ortaya bu yazı çıktı.
2009’da başlayan açılım sürecine muhalefet eden CHP, neden üç yıl sonra toplumun karşısına yepyeni bir anlayışla çıkıyor sorusu önemli bir sorudur.
Kılıçdaroğlu’nun bu bağlamda “Politik açılım”da yaptığı açıklamalar, sorulara verdiği cevaplar tatmin ediciydi.
Yıllardır iki farklı ulusal psikolojinin toplumsal barış ortamını ve her iki halkın insani ilişkilerini nasıl etkilediği yazılıp çiziliyor. Sanırım artık bu arafta yaşama hâllerini birbirimize hatırlatacak durumda değiliz. Siyasi partilerimiz çözüme odaklanmasa, yarın her şey için çok geç olabilir. Kılıçdaroğlu sözünü ettiğim programda bu gerçeği göstermeye ve paylaşmaya çalıştı.
CHP liderliğini, toplumsal barış ve uzlaşma için kaybetmeye hazır bir Kılıçdaroğlu var karşımızda.
Kürt meselesi Kılıçdaroğlu’nun ortaya koyduğu yeni siyaset anlayışıyla, CHP için bir iç politika malzemesi olmaktan çıkıyor, ulusal bir mesele haline geliyor.
Devamı için
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.