Ahmet Hakan, Mehmet Metiner'e oldukça içten bir "açık mektup" yazdı. Metiner'in ortaya çıkan ses kaydını doğal karşılayan Hakan, çok samimi ifadelerle "Mehmet abisine" tavsiyelerde bulundu mektubunda.
İşte Ahmet Hakan'ın köşesinden ilgili kısım...
Mehmet Metiner’e açık mektup
Bilirsin, sana “abi” derim...
Eh ne de olsa sen bizim gençliğimizin delifişek dergisi Girişim’in eğilip bükülmeyen delikanlılarındandın.
“Camia” senin dedikodunu yapmaya pek meraklıyken bile ben hep “Girişim” hürmetini anımsatmayı tercih etmişimdir.
Hepimiz gibi sen de şu son 20/25 yıl içinde çeşitli irili-ufaklı savrulmalar yaşadın. Bir “istikamet” içinde kaldığın halde yaşadın savrulmaları.
Bundan doğal ne var!
İnsanız, değişiriz falan...
Savrulmaların ardından en sonunda AK Parti davasına gönül verdin.
AK Parti camiası önce kuşkuyla baktı sana... Camia dışındakiler de “yalaka” dediler, “tarafgir” dediler.
Sen hiçbirine aldırmadın, inatla ve sabırla sürdürdün tavrını.
Bir beklentin yok gibiydi. Bu yüzden saygı duydum sana.
Ama sonunda bir karşılık da gördün: Milletvekili yaptılar seni. Vekil olmanın tadını tam yaşayamadan 10 yıl önce Tayyip Erdoğan aleyhinde söylediğin laflar piyasaya sürüldü.
Çıktın, açıklama yaptın: Ben o sözleri 10 yıl önce söylemiştim dedin.
Bununla yetinmedin: Özür diledin.
Bununla da yetinmedin: Cahiliye devrimde ettiğim laflar dedin.
Bununla da yetinmedin: Kayseri’de Başbakan Erdoğan’dan yüz yüze özür dilemeye kalktın. Bazıları Erdoğan’ın sana yüz vermediğini yazdı, bazıları da tersini...
Bir insanın geçmişte söylediği sözlerden pişmanlık duymasını yadırgamam.
Bu nedenle çırpınışını bir yere kadar anlayabilirim.
Ama işin dozu kaçırsa olay, “söylenen sözlerden duyulan pişmanlık” aşamasını aşar, elde edilen makam-mevkii için eğilmeye–bükülmeye girer.
Ben bu durumu sana hiç yakıştıramıyorum “abi”.
Girişim dergisini falan anımsıyorum, hiç yakıştıramıyorum.
Ahmet Hakan/Hürriyet
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.