Mazlumder, Beş yıldır sürdürdüğü 'Andınız Kaldırılsın' kampanyasının devamı olarak 'Gençliğe Hitabe'nin de kaldırılması çağrısını yaptı. İşte o açıklama...
Her yıl 19 Mayıs günü, “Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı” adı altında icra edilen tören ve etkinlikler, ideolojik eğitimin öğrencilere benimsetilmesinin bir başka aracıdır. Bu kutlamaların stadlardan meydanlara taşınmış olması meselenin özünde bir değişiklik değil aksine bu sürece okullu olmayanları da dahil etme işlevi görmüştür.
MAZLUMDER olarak, eğitim sürecinde herhangi bir ideolojinin dayatılması yerine, ‘bireyi insanlık onuruna bağlı doğal hak ve özgürlüklere sahip bir varlık’ olarak kabul eden bir eğitim anlayışının benimsenmesi gerektiğini savunuyoruz.
Bu anlayışın benimsenmesine okullardan başlanmalı ve başta “andımız” ile “gençliğe hitabe” gibi tektipçi, ötekileştirici metinler olmak üzere, her türlü sembol, ritüel ve etkinlik eğitim sisteminin dışına çıkarılmalıdır.
Beş yıldır sürdürdüğümüz “Andınız Kaldırılsın” kampanyasının devamı olarak “Gençliğe Hitabe”nin de kaldırılması çağrısını yapıyor, bu bağlamda hazırladığımız “Gençliğe Alternatif Hitabe”yi kamuoyu ile paylaşıyoruz…
Gençliğe Alternatif Hitabe
Ey Türk, Kürt, Laz, Çerkes, Boşnak, Arap, Arnavut, Ermeni, Yahudi, Rum, Süryani, Hemşin, Pomak, Çingene ve sayamadığımız kültür, din ya da etnisitenin Gençliği!
Birinci vazifen, herhangi bir milletin diğerinden üstün olmayacağı gerçeğinin gereği olarak herkesin eşit birer insan olduğunu kabul etmek olmalıdır. Bu kabulün gereği olarak insan onurunu ve adaleti her şeyden üstün tutmalısın. Bu, mevcudiyetinin yegâne temeli olmasa bile devamı için önemli bir hazinedir.
Yüzyıldır olduğu gibi istikbalde dahi, bazı siyasi, millî, ideolojik çıkarlar için seni bu hazineden mahrum etmek isteyen bedhahlar olabilir. Sen dünyalık menfaatler uğruna seni ideolojilerinin payandası yapmak isteyenlere aldanmamalı, insanı insan olduğu için sevmelisin.
Kendini yahut mensup bulunduğun etnisiteyi (dini, ekonomik sınıfı veya sosyal statüyü…) başka insanlardan üstün görmemeli, kimsenin ne giydiğine, hangi dilde konuştuğuna karışmamalı, insanların tercihlerine saygı duymalısın.
İdeolojik endoktrinasyon fabrikası vazifesi gören millî eğitimin çarklarına kendini teslim etmemeli, bu fabrikanın “üretim hatası” olmak yolunda azim ve kararlılıkla ilerlemelisin!
Evrensel ahlaki değerlerlere, insan haklarına, demokratik kültüre ve özgür düşünceye saygılı olmalısın!
Önüne gelen herkesi “dahili ve harici bedhah” görme paranoyası ile hayatı kendine zehir etmemelisin. Memleketin, üç tarafı denizlerle dört tarafı düşmanlarla çevrili bir hapishane olmadığının idrakinde olmalısın.
Mazlumun da zalimin de kimliğine bakmadan; kim olursa olsun zalime karşı, kim olursa olsun mağdur ve mazlumdan yana olmalısın!
Memleketin dahilinde, iktidara sahip olanların gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunacakları ezberinden kurtulmalısın! Böyle olsa dahi meşru muhalefet yollarını kullanmalı, bir başkasını dövmek üzere silahlı kuvvetlere sırtını dayamamalı ve “ordu göreve” pankartları ile yürümemelisin!
Millet, fakr û zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş ise elindekini komşun ve arkadaşınla paylaşmalı, bu derdin dermanı olacak çözümler aramalısın.
Ahval ve şerait ne olursa olsun senin vazifen insan onurunu çiğnememek/çiğnetmemek olmalıdır.
Muhtaç olduğun kudret kan grubunda değil vicdanında mevcuttur!
MAZLUMDER Diyarbakır Şubesi
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.