Mattis’in bu açıklamaları, Suriye’deki savaşta Amerika için kritik bir rol oynayan YPG’ güçleriyle ABD’nin ilişkilerinin son durumunu ortaya koyuyor.
ABD Başkanı Donald Trump ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında 24 Kasım’da gerçekleşen telefon görüşmesi sonrasında Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Trump'ın görüşmede, bundan sonra YPG'ye silah verilmeyeceğini söylediğini belirtmişti.
Ancak Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, Trump'ın bundan sonra YPG'ye silah verilmeyeceği yönünde herhangi bir sözü yer almadı.
Beyaz Saray’dan görüşme sonrası yapılan yazılı açıklamada “Önceki politikalarımızla tutarlı olarak, Başkan Trump ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı, Rakka savaşı artık tamamlandığı ve IŞİD'in bir daha dönmemesi için istikrar sürecine girdiğimiz için, Suriye'de sahadaki ortaklarımıza sağlanan askeri destekte beklemedeki düzeltmelerle ilgili bilgilendirdi" denmişti.
Ancak Mattis’in son açıklaması, ABD’nin Suriye’de YPG ile ilgili duruşunu değiştirmeyi planladığını doğruluyor.
Bölgede saldırı gerektiren çatışmaların azaldığına dikkat çeken savunma bakanı, IŞİD’ yenilgiye uğrarken, ‘askeri çaba’dan Cenevre Süreci gibi ‘diplomatik çaba’ dönemine geçildiğini bildirdi. Mattis, bu yaklaşımın ABD’nin bölgedeki müttefiklerini de etkileyeceğini kaydetti.
Mısır’ın başkenti Kahire’ye giderken uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Matis sözlerine şöyle devam etti:
“Koalisyon taarruzlarını durdurduğu, YPG de silahlı olduğu için, belli ki buna ihtiyaç yok. Güvenliğe, polis gücüne ihtiyaç var. IŞİD’in geri gelmemesini sağlayacak yerel güçlere ihtiyaç var.”
ABD Savunma Bakanı, bu açıklamasının YPG’yi silahlandırmayı durduracakları anlamına gelip gelmediği sorusuna ise “Tam olarak Başkan’ın ilan ettiği çizgide ilerlemeyi sürdüreceğiz” yanıtını verdi. (Amerika'nın Sesi)
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.