Leyla Zana, 'Bu halk ekmek parasını kıstı, seçim kampanyasına geldi. Onlar bizi Meclis'te görmek istiyor' diyor.
Diyarbakır sokaklarındayım. Ulucami’de restorasyon sürüyor. Diyarbakır’ın ‘siyaset meydanı’ olarak gördüğüm camiinin önündeki meydan kalabalık değil.
Suriçi’nin sokaklarında dolaşıyorum, birkaç gün önce iki polisin vurulduğu caddenin önünden geçiyorum. Ortalık sakin. Dağkapı’nın girişindeki ayakkabı boyacılarının sayısı artmış. Mendil satanlar önümü kesiyor.
‘Cevizli taşkadayıfı’ yemek için dört ayaklı minarenin bulunduğu sokağın başındaki tatlıcıya gidiyorum. Müzik dükkânından Kürtçe türküler yükseliyor.
Hasan Paşa Han’a yöneliyorum. Geçmişte mezbelelik olan bu han şimdi gençlerin buluşma yeri. KAMER’in (Kadın Merkezi) de burada bir ‘kafe’si var.
‘Siyaset meydanı’ Hasan Paşa Hanı’nda
Masalardan birine çöküp bir tanıdığa telefon ediyorum. Oturur oturmaz, ‘siyaset meydanı’ benim masaya taşınıyor. Selam verenler, sohbet etmek isteyenler, siyasetçilere mesaj göndermeye niyetlenenlerle yoğun bir konuşma trafiği gelişiyor.
Devamı
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.