Sürecin zamanlamasının Suriye'deki mevcut ve Irak'taki muhtemel gelişmeler ile ilgili olduğunu da düşünmek zorundasınız.
Kürt sorunuyla ilgili, ‘devlet-PKK teması’nı ifade eden ‘girişimleri’ adlandırıyoruz. Bundan öncekine, tüm görüşmeler Oslo’da yapılmadığı halde ‘Oslo Süreci’ adı verilmişti. Sonuncusu için ise Abdullah Öcalan, girişimin ‘merkezine oturtulduğu’ görüntüsünden ötürü, ‘İmralı Süreci’ adı benimsendi.
‘İmralı Süreci’ nereye varmış durumda? Nerede duruyor?
4 Ocak günü, yani Ahmet Türk ile Ayla Akat’ın ‘ada’ya gitmesiyle kazandığı büyük ivmeden bu yana bir yere varmış değil. 4 Ocak’ta nereye varmış ise orada duruyor. Üç haftadır duruyor yani.
Araya, çok önemli bir ‘Paris cinayeti’ girdi. Gerçi, hemen herkes ‘İmralı Süreci’nin kolay ilerlemeyeceği, kırılgan olduğu ve her yönden her türlü ‘provokasyon’a açık olduğu konusunda hemfikirdi ama bu anlamdaki ‘provokasyon’ların dikâlâsı olan Paris cinayeti gerçekleşince, eğer süreci bir ‘tren katarı’na benzeteceksek tren katarı, Paris cinayeti üzerine aniden imdat freni çekilmişçesine zınk diye durdu.
Ya, Selahattin Demirtaş’ın dahil olduğu bir BDP heyetinin ‘ada’ya gitmesi veya İmralı-Kandil arasında bir ‘temas mekanizması’nın kurulması halinde, tren katarının harekete geçmiş olduğuna hükmedeceğiz. Şu anda duruyor.
Selahattin Demirtaş’a bakarsanız, tren zaten hareket etmiş de sayılmayabilir. Hukukçu olan Demirtaş, birkaç gün önce bir sohbetimiz sırasında, ‘Usulün esastan önemli olduğunu, usul belirlendikten sonra esasa girilebileceğini’ söyledi ve ‘İmralı Süreci’ için “Lokomotif var, arkasına dayalı döşeli vagonları da yerleştirmiş olabilirsiniz. Yani bir trenden söz edebilirsiniz. Ama treni rayların üzerine oturtmazsanız, ray döşenmemişse, trenin hareketinden söz edemezsiniz” dedi.
‘İmralı Süreci’ için bu benzetme uygun düşer mi?
Düşebilir. Son bir ay içinde medyaya sızdırılanların gerçekten ‘olmakta olanlar’dan ziyade ‘dezenformasyon’ olduğu ihtimali yabana atılamaz ölçüde görünüyor.
Yani, ‘tren katarı’nın yola revan olması için, daha kat edilmesi gereken yol var.
Devamı için...
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.