Nûbihar dergisinin sahibi ve yazı işleri müdürü Süleyman Çevik, almaya hak kazandığı sarı basın kartı için ilk kez 1995 yılıda Başbakanlık Enformasyon Genel Müdürlüğüne başvurdu.
Çevik, Başbakanlık Enformasyon Genel Müdürlüğünce defalarca rededilen başvuru sürecini ısrarla takip etti.
Yazışmalardan da anlaşılacağı gibi Başbakanlık'ta ısrarla Kürtçe yayın yapan bir derginin sahibi ve yazı işleri müdürüne sarı basın kartı vermek istemedi. Ancak 2013 yılında Başbakanlık Enformasyon Genel Müdürlüğü ilk kez bir Kürt medyasına sarı basın kartı vermek zorunda kaldı.
Nûbihar dergisinin sahibi ve yazı işleri müdürü Süleyman Çevik ilkehaber'e konu ile ilgili açıklamalarda bulundu.
"Nûbihar dergisinin sahibi ve yazı işleri müdürü olarak Basın Kartı almak için 1995 yılında evraklarımı Başbakanlık Enformasyon Genel Müdürlüğüne verdim.
O zaman 29-30 Temmuz 1997 tarihinde toplanan Basın Kartı Komisyonu kart talebimi reddetti. Kuruma iki kez dilekçe ile bunun sebebini sordum, ancak yaklaşık 9 ay sonra 22 Temmuz 1998 tarihinde bana cevap verildi. Bundan sonra Başbakanlık Enformasyon Genel Müdürlüğüyle bir çok kez karşılıklı yazıştım.
13 Temmuz 2009 tarihinde bir kez daha yeniden eski başvurum üzerinden Kart almak için Başbakanlık Enformasyon Genel Müdürlüğüne dilekçe ile başvurdum.
Basın Kartları komisyonu senede iki kez toplanmasına rağmen, bu komisyon geçen bu uzun zaman zarfında hiçbir cevap vermediler ve hep süreci geciktiren ve zaman kazanmaya yönelik cevaplar verdiler bana.
Bunun üzerine dava açtım. Dava daha sonuçlanmadan, görünen o ki davayı kaybedeceklerini anlayınca 1 Ekim 2013 tarihinde toplanan komisyon nihayet kart talebime olumlu cevap verdi."
Süleyman Çevik'in avukatı Abdulhalim YILMAZ süreçle ilgili Başbakanlık Basın-yayın ve enformasyon genel müdürlüğü’ne gönderdiği dilekçede ısrarla takip edilen süreci şöyle anlatıyor:
"1- Müvekkilimiz SÜLEYMAN ÇEVİK, 1989 yılında Marmara Üniversitesi Basın Yayın Yüksekokulu’ndan mezun olmuştur. 1992 yılı Ekim ayından beri yayınlanmakta olan “kültür sanat ve edebiyat” alanında ve Kürtçe dilinde yayın yapan Nûbihar Dergisi’nin Nisan 1994 tarihinden beri Sahibi ve Yazı İşleri Müdürüdür.
2- Müvekkilimiz son olarak 12.05.2011 tarihli dilekçesi ile basın kartı verilmesini talep etmiş, ancak (ilgi sayılı) yazınız ile, 18-19 Nisan 2011 tarihlerinde toplanan Basın kartı Komisyonu şahıs dosyanızı incelemiş; “derginizin içeriği tercüme edilerek Basın Kartı Yönetmeliğinin süreli yayınlar kapsamında ilgili maddelerle alakalı olup olmadığının tespitin Genel Müdürlük tarafından yapılmasına ve görüşlerin Basın kartı Komisyonuna bildirilmesine” karar verildiği bildirilmiştir.
3- İlgi yazınızda Basın Kartı Yönetmeliği’ne atıf yapılmışsa da, Yönetmelikte dergi içeriğinin tercüme edilmesi ve buna göre karar verilmesine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Zaten, sözkonusu yazıda herhangi bir Yönetmelik maddesi de zikredilmemiştir.
4- Müvekkilimin basın kartı başvurusunun “sürüncemede bırakılması”nın yasal bir dayanağı bulunmamaktadır. Müvekkilime en kısa sürede basın kartı verilmesi gerekir. Şöyle ki;
5- Müvekkilimiz 1992 yılından beri (20 yıldır) yayınlanan Nubihar Dergisini 17 yıldır resmi ve fiili olarak yayınlamakta, kendi alanında hatırı sayılır ve önemli bir yeri doldurmaktadır. Müvekkilimiz yasal olarak alması gereken basın kartı başvuruları, daha önceleri keyfi olarak reddedilmiş, kanunsuz bir biçimde -zımnen veya açıkça- olumsuz cevap verilmiştir. Bunları kısaca hatırlatmak isteriz:
6- Müvekkilimiz Süleyman ÇEVİK halen üç aylık olarak yayınlanmakta olan Nûbihar dergisinin sahibi ve yazı işleri müdürü olarak Basın Kartı almak için ilk olarak 24 Ağustos 1995 tarihinde evraklarını tamamlayıp Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğüne (BYEGM) başvurmuş, daha sonra BYEGM’den 10 Haziran 1997 tarihinde istenilen Bağ-Kur primlerimle ilgili bilgilerini göndermiştir. BYEGM, 22 Ağustos 1997 tarihinde 19706-3349 5302 sayılı yazı ile, müvekkilimizin, 29-30 Temmuz 1997 tarihinde toplanan Basın Kartı Komisyonu’nun –bir neden belirtmeden- Basın Kartı talebini reddettiği bildirilmiştir.
7- Müvekkilimiz Süleyman ÇEVİK bunun üzerine 7 Ekim 1997 tarihinde Başbakanlık Enformasyon Genel Müdürlüğüne başvurusunun neden reddedildiğine dair bir dilekçe yazmış ve iadeli taahütlü olarak gönderdikten 5 gün sonra ulaşmasına rağmen herhangi bir cevap verilmemiştir.
8- Müvekkilimiz 3 Temmuz 1998 tarihinde ikinci bir dilekçe yazıp daha önceki dilekçesine neden cevap verilmediğini sorunca -yaklaşık 9 ay sonra- 22 Temmuz 1998 tarih ve 19706-2612 4451 sayılı yazı ile Komisyonun başvuruyu Basın Kartları Yönetmeliğinin 14. Maddesi gereğince reddettiği bildirilmiştir. Bunun üzerine 25 Ağustos 1998 tarihli yeni bir dilekçe ile basın kartı başvurusunun Basın Kartları Yönetmeliğinin 14. Maddesinin “hangi bendine göre” (Madde yer alan 3 sebepten hangisinden dolayı) reddedildiğine dair bilgi talebinde bulunmuştur. Bu kez de 11 Eylül 1998 tarih ve 3087-5352 sayılı cevabi yazıda başvurusunun herhangi bir madde belirtilmeden başvurunun “içerik ve nitelik” açısından değerlendirilerek (!) reddine karar verildiği belirtilmiştir.
9- Müvekkilim 13 Temmuz 2009 tarihinde bir kez daha eski başvuru üzerinden Basın Kartı almak için Başbakanlık Enformasyon Genel Müdürlüğüne dilekçe ile başvurmuştur. BYEGM 24 Ağustos 2009 tarih ve 3477-4991 sayılı yazısı ile başvurunun Basın Kartı Komisyonuna sunulması için Derginin son sayılarını istemiştir. Müvekkilimiz 1 Eylül 2009 tarihinde son sayılardan ikişer adet dergiyi BYEGM’e göndermiştir.
10. Bu süreçte uzun bir süre herhangi bir yazı gönderilmemiş, cevap verilmemiştir. Müvekkilimiz 4 Ağustos 2010 tarihinde neden başvurularına cevap verilmediğine dair bir dilekçe daha yazmıştır. Müvekkil, daha sonra Ankara’ya Başbakanlık Enformasyon Genel Müdürlüğüne bizzat giderek durumu öğrenmek istemiştir. Yetkililer cevaben bir sonraki
Basın Kartı Komisyonu toplantısında başvurusunun inceleneceği söylenmiştir. Fakat hemen sonraki o dönem yapılan Komisyon toplantısında dosyasının girmediğini öğrenmiştir.
11. Müvekkilim başvurusu konusunda ısrarlı telefon görüşmeleri sonunda yeniden başvuruya ilişkin evraklar istenmiştir. 25 Şubat 2011 tarihinde formu doldurup istenen evraklarla beraber Başbakanlık Enformasyon Genel Müdürlüğünün İstanbul Müdürlüğüne teslim etmiştir. Bu başvurudan sonra Müdürlüğünüzü telefonla birkaç kez arayarak görüşme yapmıştır. Telefondaki yetkili dosyasının 18-19 Nisan 2011 tarihindeki komisyon toplantısına gireceğini belirtmiştir.
12. Müvekkilimiz, 18-19 Nisan 2011 tarihinde toplanan Komisyonun kimlere Basın Kartı verdiğine dair Başbakanlık Enformasyon Genel Müdürlüğünün sitesindeki listede adımı göremeyince 12 Mayıs 2011 tarihinde yine bir dilekçe yazarak hangi sebebe istinaden kendisine kart verilmediğini sormuştur. Bu dilekçeye verilen 30 Haziran 2011 tarihli (ilgi) yazı ile bu kez derginin tercüme edileceği, kart verilip verilmeyeceğinin ancak o zaman belli olacağı kendisine bildirilmiştir."
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.