Erdoğan, Kürt sorunu konusunda açıklama yapan AKP'lileri uyardı...
Başbakan Erdoğan, Suriye’ye hareketinden önce gazetecilerin Kürt açılımı konusunda sorularını şöyle yanıtladı:
ÇALIŞMA BAŞLATTIK: Kürt açılımı ile alakalı olarak gündeme getirilen konu bizim iktidarımız sürecisinde ele aldığımız bir meseledir... Buna ister ’Kürt sorunu’ deyin, ister ’Güneydoğu sorunu’ deyin, ister ’Doğu sorunu’ deyin, isterse yine son olarak adlandırılan ’Kürt açılımı’ diyelim, ne dersek diyelim, bunun üzerinde bir çalışmayı başlattık.
SÖYLEMİŞTİM: 2005 yılında biliyorsunuz Diyarbakır konuşmam var. Diyarbakır konuşmamda bugün tartışılan bir çok mesele o zaman tarafımdan dile getirildi. O zaman eleştirenlerin hepsi sağolsunlar aynı şeyleri konuşmaya başladılar. Siyasetçisi de aynı şekilde entellektüel kesimi de hepsi bunu konuşuyor.
ESERLERİMİZ ORTADA: Biz belli mesafeler aldık. Siyasetçiler olarak nerede neyi yaptığımızı, kimle neyi yaptığımızı, yapmakta olduğumuzu açıklamak durumunda değiliz. Biz sadece sonucu konuşuyoruz. Ortada eserlerimiz var bizim. ’Bu eserler nedir?’ dediğiniz zaman, kültürel sorunlarda neleri başardık? Ne deniliyordu? İşte televizyon, radyo, şu, bu falan konuşuluyordu. İktidarımız TRT Şeş olayını gerçekleştirmek suretiyle 24 saat bölge, bölge dışı, tamamen orada artık TRT yayın yapmaktadır ve bu yayında bir zenginlik söz konusudur. Her geçen gün de bu zenginlik artarak devam etmektedir. Daha sonra radyo devreye girmiştir. Bunu daha da geliştirme çalışmaları üzerinde duruyoruz.
YATIRIMLAR YAPTIK: Aynı şekilde üniversitelerde de çalışmaların başladı. Kürtçeyi öğrenmek isteyenler için üniversitelerde Kürt Dili ve Edebiyatı bölümleri ihdas edildi. Bunlar kendiliğinden olmadı. Bu adımlar AKP iktidarının ilgili kurumlarla görüşmeler yapmak suretiyle attığı adımlardır. Bu adımları atmaya devam edeceğiz. Bölgede tarihinde görülmemiş yatırımlar yaptık. Alt yapı ve üst yapıdaki adımlar devam ediyor. Neredeyse ulaşılmadık köy kalmadı. Bakıyorsunuz billboardlarda, vesaire ana dillerinde reklamlarını yapabiliyorlar. Bu noktada yasak yok. Cezaevlerinde sıkıntılar vardı. Onları da kısa bir süre önce aştık ve cezaevlerinde de oradaki tutuklular veya mahkumlar aileleriyle anadilde görüşme yapabiliyorlar. Bunun da önünü açtık. Bunlar her geçen gün üzerine ilave edilerek geliyor.
YAZIK OLUR: Bu süreci farklı bir merkeze taşımak isteyenler ve ülkemizi bu noktada adeta ayrıştırmak, bölme gayreti içerisine girenlere de kusura bakmasınlar biz ’evet’ diyemeyiz. Bizim bunu bir birlik, beraberlik içerisinde ve bu ülkede Türkiye Cumhuriyeti ortak paydasında toparlayarak götürmemiz lazım. Aksi takdirde bu ülkeye yazık olur. Çünkü tarihine baktığımız zaman bu ülkede Türk’ü, Kürt’ü, Laz’ı, Çerkez’i, Abaza’sı, Gürcü’sü... Böyle bir ayrım yok. Hepsi birbiriyle omuz omuza vermiş, yeri gelmiş kucak kucağa böyle savaşta oturmuşlar biri birinin kucağında şahadet şerbetini içmiş. Bu günleri yaşamış bir milletiz. Ama şimdi bunu farklılaştırmak isteyenler var. Bizim iktidarımız böyle bir iktidar değildir. Tam aksine o dayanışmayı, o birlikteliği getiren, getirmeye gayret eden bir iktidardır.
İÇİŞLERİ GÖREVLİ: Bir hafta önce MGK üyesi arkadaşlarımla bu konuda bir çalışma başlattık ve İçişleri Bakanlığımıza bu görevi verdik. İlgili bakanlıklarla İçişleri Bakanlığımız görüşmelerini yapıyor, yapacak. Genelkurmay’dı, MİT’ti kurumlarla, bölge milletvekilleriyle görüşmelerini yapacak. Bize olgun, bu noktada hakikaten toparlamanın olduğu bir çalışmayı getirecek. Bizler nihai değerlendirmelerimizi yapacağız ve ondan sonra da bir söylem birliği içerisinde kamuya bunu açıklayacağız.
AKP’LİLERE UYARI: Tabii şu anda çok kişiler çıkıyor konuşuyor, konuşmalı. Demokratik bir ülkedir herkes konuşabilir. Buna diyebilecek bir şeyimiz yok. Ben şahsen partimin milletvekillerinin bu söylem birliğini zedeleyecek açıklamalarda bulunmasına da ben doğrusu hoş bakmam. Çünkü bizim bir söylem birliği içerisinde olmamız lazım. Bugüne kadar ne çektiysek bu söylem birliğini bozacak ifadelerden çektik. Çünkü ifadede bir cümle bütün birlikteliğimizi, biliyorsunuz ’söz ola kestire başı’ olur ki biz buna gitmek istemiyoruz.
YUNUS EMRE’NİN DÖRTLÜĞÜ
Sözü bilen kişinin, yüzünü ak ede bir söz
Sözü pişirip diyenin işini sağ ede bir söz
Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı
Söz ola ağulu aşı, yağ ile bal ede bir söz
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.