• BIST 9367.77
  • Altın 2952.122
  • Dolar 34.4839
  • Euro 36.1941
  • İstanbul 7 °C
  • Diyarbakır 5 °C
  • Ankara 10 °C
  • İzmir 17 °C
  • Berlin 2 °C

Kürt diasporası unutulmasın...

Kürt diasporası unutulmasın...
Diaspora bugün devlete güvenmiyor, Öcalan'ın çözüm projesine de tutukluluk koşullarından dolayı kaygıyla bakıyor.

“Kürt sorununun bir parçası Kandil’e, bir parçası ise Avrupa’ya bağlı” dedi Abdullah Öcalan ve 23 Şubat’ta kendisini ziyaret eden BDP milletvekillerine biri Avrupa’ya olmak üzere üç mektup verdi. Avrupa’nın rolünü devlet de baştan beri biliyor. 12 Eylül cuntasının Diyarbakır Cezaevi güvenlik amiri Yzb. Esat Oktay Yıldıran o tarihlerde PKK’nin üç ayağından söz eder: Dağlar, cezaevleri ve Avrupa örgütü. O günden bugüne, inkar ve baskı politikalarına siyasi irade eksikliği de eklenince, sorun bu aşamaya geldi. Bu tabloda, bir buçuk milyonluk Kürt diasporası, bugün kontroldışı en radikal aktör.

Kürt örgütlenmesi 

Üç ayaklı yapıda, cezaevlerindeki baskı ve işkencelerden bir halk hareketi ve onun parlamentoya uzayan siyasal kurumları doğdu. Dağdaki militanlar “silahlı propaganda grupları”ndan Ortadoğu’da etkin gerilla birliklerine dönüştü. Avrupa ise sadece “Serxwebun/Bağımsızlık” ideolojik ilk ve tek yayın organının basıldığı, maddi destek sağlanan alandan Kürt diasporası doğdu. Bugün onbinlerce kişi aynı anda sokaklara dökülüp Türkiye’yi protesto eden siyasi, ekonomik ve medyatik bir Kürt örgütlenmesi var Avrupa’da. Öcalan’ın Roma’da olduğu 1999 Şubatı’nda on binlerce Kürt, İtalya’ya akın etti. 9 Ocak’ta Paris’te üç Kürt kadın öldürüldüğünde, bir hafta boyunca on binler Paris caddelerinde yürüdü. Birçok ülkede yapılan festival ve yürüyüşlere katılım bazen 50 bini aşıyor. Bu kesintisiz siyasi dinamik karşısında Avrupalılar bile şaşkınlıklarını gizleyemiyor. Son yıllarda sosyal bilimlerde Kürt diasporası ve dinamik yapısı üzerine birçok tez yazıldı. Her ne kadar bunların bir kısmı “güvenlik” konseptleriyle analiz edildiyse de Avrupa’da yaşayan 1.5 milyondan fazla Kürt, artık sadece sosyal bilimcilerin değil, iktidarların da ilgisini çekiyor. 

Diaspora radikal olur

Sosyal bilimciler, diasporaların radikal ve demokratik özelliklerine dikkat çeker. Radikallikleri kimlikleri, siyasal tercihler, ülkeye duyulan nostalji ve buna bağlı travamalardan kaynaklanırken, demokratik yapılarını ise yaşadıkları ülkelerin çoğulcu sistemlerinden alırlar. Anavatanlarındaki mücadeleyi ekonomik, siyasal ve psikolojik olarak etkileyen diasporalar, yaşadıkları ülkelerin hükümetleri ile anayurtlarındaki iktidar arasında ciddi siyasi krizlere yol açabilirler. Tel Aviv Üniversitesi siyaset bilimcisi Yossi Shain, müzakere ve barış süreçlerinde genelde unutulan diasporaların, “barışı boşa çıkaranlar/peace spoilers” veya “barışı doğuranlar/peace harbingers” rollerine dikkat çeker. Çatışma bölgesinden uzak, tehlikenin içinde olmayan diaspora, maddi kaynaklarını kullanarak kendi çözümünü dayatabilir. Bu politika, müzakere eden tarafla tamamen farklılık gösterebilir. ABD’deki Yahudi diasporasının Filistin konusundaki muhalefeti ve Ermeni diasporasının Yukarı Karabağ politikasının, Tel-Aviv ve Erivan iktidarlarına geri adımlar attırdığı biliniyor. 

Kürt diasporası

Başta Almanya (yaklaşık 1 milyon), İngiltere (200 bin), Fransa (150 bin), İsviçre (80 bin) olmak üzere, Avrupa’da yaklaşık 1,5 milyon Kürt yaşıyor. Bir kısmı 1960’lı, 70’lı yıllarda işçi olarak Avrupa’ya çıkarken, büyük çoğunluk 1988’lerde başlayıp 1990’larda doruğa çıkan faili meçhul cinayetlerin, köy boşaltmaların sonucu. Bugün Avrupa’da ikinci ve üçüncü nesil yetişiyor. 1980’lere dek Türk ve Kürt isçiler aynı cami ve derneklerde buluşurken, 12 Eylül askeri darbesi ve akabinde PKK’nin başlattığı silahlı mücadeleyle bir kopuş yaşandı. Dernekler, camiler, cemevleri, inanç değil, etnik kimliklere göre ayrıştı.

Kürtler 1980’lerde Avrupa’da iki aylık dergi çıkarırken, Türkiye haber kaynakları TRT ve Hürriyet gazetesinden ibaretti. 1992’den itibaren kendi günlük gazeteleri ve ilk Kürt televizyonunu (Med TV) kurdular. Sorbonne Üniversitesi’nden siyaset bilimci Isabelle Rigoni’nin deyimiyle “Kürtler bir uydu aracılığıyla Kürdistan’ı birleştirdiler.”

Bugün 15 Kürt televizyon kanalı, günlük, haftalık, aylık yayınlar, haber ajansları, internet yayınları var. Sosyal medya ağları sayesinde sınırlar kalktı. PKK’ye yakın ilk Kürt derneği Almanya’da 1982’de kurulurken, Avrupa Kürt Dernekleri Konferasyonu’nun (KONKURD) 200’den fazla üyesi var. Sinema, müzik, edebiyat alanında tanınmış isimler yetişti. Birçok ülke parlamentosunda Kürt asıllı seçilmişler Türkiye’deki siyaseti yakından takip ediyor. Kimlik siyaseti ve aidiyet dinamiği üzerinden işleyen bir ekonomi var. 1980’lerde Avrupa’da doğan çocuklar iletişim ağları sayesinde Hakkari’de olup biteni anında öğrenebiliyor ve örgütlü yapısı sayesinde aynı anda tepki gösterebiliyor. 25 yıl önce babasının elinden tutup derneğe götürdügü çocuklardan Londra’dan, Münih’ten dağlara gidenler oldu. 

Ankara’ya güvensizlik 

Diaspora sadece radikal değil, aynı zamanda Ankara’ya güvenmiyor. Bu durum sadece gösteri ve yürüyüşlerle değil, Avrupalı siyasi parti ve kurumlarla ortak organize edilen konferans ve etkinliklerde kendini gösteriyor. 23 Şubat günü Bern’de İsviçre Parlementosu Kürt Dostluk Grubu” ile Kürt İnsan Hakları Derneği’nin organize ettiği ve milletvekilleri Carlo Somaruga, Beat Jeans, Yvonne Gilli, Colen Murphy (K. İrlanda), Essa Mousa (Mandella’nın avukatı), Zübeyir Aydar (KCK), Aysel Tuğluk (BDP), Uluslararası Kriz Grubu gibi sivil toplum örgütleri temsilcilerinin katıldığı konferansta Kuzey İrlanda ve Güney Afrika “müzakere ve çözüm modelleri” tartışıldı. Kürt kurumlarının yoğun ilgi gösterdiği konferansta söz alanlar, Türk hükümetine güvenmediklerini vurguladı. Öcalan’ın bu süreçteki rolünün de önemli yer tuttuğu sunumlarda, tutukluluk koşullarından dolayı kaygılar dile getirildi. Yıllarca örgüt ve kitleler üzerindeki otoritesi ilahlaşan Öcalan’ın otoritesine sessiz tepki bile önemli bir veri. Tarihte yaşanan Kürt isyanlarının kanlı ve idamlarla bastırılması ve PKK’nin 1993’ten beri yaptığı sekiz tek taraflı “ateşkesin” bir şekilde sabote edilmesi, sosyolojik yapısı itibarıyla tepkisel olan diasporada Ankara’ya karşı güven kırılmasına yol açıyor.

Diaspora bugün devlete güvenmiyor, Öcalan’ın çözüm projesine de tutukluluk koşullarından dolayı kaygıyla bakıyor. Kürt diasporası barışı doğurabilecek veya boşa çıkarabilecek kadar önemli bir aktör.

İhsan Kurt - Radikal
Lozan Üni., Kamu İdaresi Enstitüsü

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89