Bankalararası Kart Merkezi (BKM) Genel Müdürü Sertaç Özinal, gerek yurt dışında, gerek buradaki yabancı şirketlerin bankacılık ve ödeme sistemleriyle ilgili ürünlerini Türkiye'de satmak için kendisine danıştığını belirterek, ''Ben de 'geldiğiniz zaman buradaki ürünleri kendi ülkenizde satmaya çalışacaksınız' diye bahse giriyorum ve sonuçta bahsi ben kazanıyorum'' dedi.
Özinal, 2010 yılı kredi kartı ve banka kartı kullanım bilgilerine ilişkin yaptığı açıklamada, Türkiye'de 2,2 olan kişi başına ortalama kredi kartı sayısı dikkate alındığında, 21 milyon kişinin kredi kartı kullandığını söyledi.
Geçen yıl kredi kartıyla yapılan 236 milyar liralık harcamaya işaret eden Özinal, sene başında kredi kartında cirosal anlamda yüzde 14-16 bandında artış öngördüklerini, yüzde 15'lik artışın bekledikleri bir oran olduğunu ifade etti.
2011 artış beklentilerinin yine yüzde 15'ler civarında olduğunu belirten Özinal, ''Ödeme sistemleri bizi bu artışlara alıştırdı. Daha düşük bir artış hedefi bizi, sektörü tatmin etmeyecek. Nakit cironun ödeme sistemlerine kayması konusunda çok iyi bir altyapı var'' dedi.
Bir dönem toplam tüketici harcamalarının ancak yüzde 13 civarındaki kısmının kartlı ödeme sistemleriyle yapıldığını, son olarak bu oranın yüzde 33'lere kadar çıktığını ifade eden Özinal, burada bir artış trendi olduğunu, geriye kalan yüzde 67'lik oranın da ödeme sistemi altında yapılması konusunda bir motivasyonun görüldüğünü vurguladı.
Geçtiğimiz yıllarda kredi kartı harcamalarında taksitin hızlı şekilde arttığını, ancak son 3-4 yıldır belli bantta gittiğini ifade eden Özinal, ''Kredi kartı harcamalarında taksit sayısı 5-6 yıl önce yüzde 7'lerden 20'lere geldi. O süreç devam etmedi. Taksit sürelerinde azalma olduğunu görüyoruz. Eskiden 24 ay olanlar 12 ay, 12 ay olanlar 6-8 ay bandına doğru azaldı'' dedi.
Özinal, e-ticaretin önemine dikkat çekerek, kişilerin e-ticaret harcamalarını nerelerde yapmaları, güvenli olmayan sitelerden yapmamaları konusunda detay yönlendirmeyi kampanyalar bazında gerçekleştirdiklerini belirterek, ''Artık birçok yerde e-ticaret, fiziksel ticaretten daha ucuz. Geçen yıl e-ticaret cirosunda önceki yıla göre yüzde 50 artış oldu. Birçok parametreyi birleştirdiğimizde bu artışın doğal, hatta potansiyelin altında olduğunu söyleyebiliriz. Her sene katlamalı artış devam ediyor. Önümüzdeki yıllarda da katlamalı artışların devam edeceğini düşünüyoruz'' şeklinde konuştu.
"Satmak için gelen, alıp kendi ülkesinde satıyor"
Özinal, Türkiye'de temassız ödemelerdeki gelişmelere de işaret ederek, 2-3 yıllık dönem içinde toplam kartların yüzde 30-40'lık bölümünün temassız yapılabileceğini öngördüklerini belirtti.
Önümüzdeki yıllarda ödeme sistemlerinde biometrik çalışmalarla birlikte artık parmak izi, göz retinası gibi doğrulayıcı bilgilerin şifreyle birlikte daha fazla kullanılacağını vurgulayan Özinal, yakın alan iletişiminin (NFC) önümüzdeki 2-3 yıllık dönemde toplamda yüzde 25-30'luk pazar payı olmasını öngördüklerini ifade etti.
Türkiye'nin Avrupa'da kredi kartı ve banka kartında 3. sırada yer aldığına değinen Özinal, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Eskiden çok geride olduğumuz rakamlar şu anda çok önde. Sadece rakamsal yönden değil, altyapı olarak çok iyi durumdayız. Birçok projenin lansmanı dünyada ve Avrupa'da ilk olarak Türkiye'de yapılıyor. Potansiyel de çok fazla. Avrupa'da konuyla ilgili birçok şirket özellikle potansiyeli de dikkate alarak ülkemizde ciddi yatırımlar ve işbirliği yapıyorlar. Burada yapılan iş, yatırım, alınan sonuç bölgeler için de çok önemli referans oluyor. Otomatik olarak Ortadoğu, Türk Cumhuriyetleri, diğer civar ülkelere kapı açılıyor. Bu açıdan Türkiye revaçta.''
Yurt dışında bazı yabancı kuruluşların ürünlerini Türkiye'de satmak için geldiğinin altını çizen Özinal, ''Şunun olduğunu görmek bizi gururlandırıyor; kendi ürünlerini Türkiye'de satmak yerine, Türkiye'deki çok gelişmiş ürünleri alıp kendi ülkelerinde satmaya başlıyorlar veya başka ülkelerde ortaklık kurmak istiyorlar. Bu konuda gerek yurt dışında, gerek buradaki bazı yabancı şirketler bana danışıyor. 'Geldiğiniz zaman buradaki ürünleri kendi ülkenizde satmaya çalışacaksınız' diye bahse giriyorum ve sonuçta bahsi ben kazanıyorum'' diye konuştu.
"Sahtekârlıkta yüzde 80'e varan düşüş"
Türkiye'nin 3 yıl önce şifreli hayata geçtiğini hatırlatan Özinal, fiziksel ortamda sahtekarlık olaylarında yüzde 80'e varan düşüş yaşandığını, bunun beklentilerin çok üzerinde bir oran olduğunu vurguladı.
Şifreli hayata geçiş ile birlikte sahtekarlığın şifre olmayan ülkelere kaydığının altını çizen Özinal, şöyle devam etti:
''Türkiye, şifre kullanımında yüzde 96 oranıyla Avrupa'da birinci sırada. Her 100 işlemden 96'sı şifre girilerek yapılıyor. Bizden önce başlayan İngiltere'de bu oran yüzde 92. Diğer taraftan sanal dünyadaki sahtekarlık önemli. Hatta burada zaman zaman belli artışların olduğunu görüyoruz. Fiziksel dünyadaki kontrolden sonra kötü niyetliler sanal dünyada birşeyler yapmaya çalışıyor. Dolayısıyla bilinçli kullanım çok önemli oluyor. İnternet kafe, halka açık kalabalık yerlerde bilgisayardan alışveriş yapılmaması, bilinen markalardan alışveriş yapma gibi yaklaşım ile bilinçlendirmenin fiziksel dünyadan daha etkili olabileceğini gördük.''
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.