Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 'Bir BDP’li kadın vekile çok kızıyordum, çok beddua ediyordum. Ama onunla ilgili bir hatırayı dinledim, artık kızmıyorum. Çünkü 17 yaşındaki bir genç kızken Diyarbakır Cezaevi’nde o kadar ahlaksızca işkenceye maruz kalmış ki o kadar kendisini zorlamışlar ki ben de aklıma gelse dağa çıkardım' demişti.
Arınç'ın isim vermediği vekilin BDP Eş Başkanı Gültan Kışanak olduğu iddia edilmişti. Kışanak, bugün Arınç'a "Sayın Arınç sadece benimle değil, KCK tutukluları, köyleri boşaltılanlar ve cezaevlerinde mağdur edilenlerle de empati kurmalı" sözleriyle yanıt verdi.
Arınç'ın bu sözlerine bugün kastettiği kişiden yani Gültan Kışanak'tan cevap geldi. Arınç'ın empati kurmasını önemsediğini dile getiren Kışanak, "Keşke beddua etmeden önce empati kursaydı" dedi.
Kendisinin sadece göz önünde olan bir örnek olduğunu belirten BDP'li vekil, bu tür işkencelere maruz kalmış adı sanı bilinmeyen binlerce insan olduğuna dikkat çekti.
Kışanak, kendilerinin de empati yapmaları gerektiğini söyleyerek şöyle konuştu:
"Hikayesini bilmediğimiz, adını bilmediğimiz, binlerce insan aynı travmatik süreçleri yaşadı. Önemli olan bu adını şanını bilmediğimiz hikayesini bilmediğimiz, binlerce insanın da derdi ile de dertlenmek onları da anlamaya çalışmak ve onlarla da empati yapmak lazım. Diyarbakır cezaevindeki yaşananlarla yüzleşmek ve buna dair bir empati kurmak, içerisinde olmak önemli. Ancak 90'lı yıllarda yaşananlarla ilgili de bir empati yapmak lazım. Bir gece yarısı jandarmalarla basılan evinde, ayakkabısını bile giymeye fırsat bulmadan canını kurtarmaya çalışan, 5 milyon insan evini, barkını terk etmek zorunda kaldı.
Evi başına yıkıldı, köyü yıkıldı. Bununla da empati yapmak lazım. Her sabah okula gidip 'Varlığımı Türk varlığıma armağan ediyorum' diyen çocuklarla da empati kurmak lazım. Pozantı Cezaevi'nde insanlık dışı uygulamalara maruz kalan çocuklarla da empati kurmak lazım. Kameraların karşısında kolu kırılan Kürt çocukla da empati kurmak lazım. Sosyal medyaya düştüğü kadarı ile kendisinin gerillaya katıldığını öğrendik. Onunla da empati yapmak lazım. Cezaevindeki 10 bin tutsakla da empati yapmak lazım. Açıkça iradesini ortaya koyarak gidip oyunu verip temsilcisini seçen, ancak bu temsilcileri cezaevinde olan ve onlara 3 milyon oy veren insanla da empati kurmak lazım. Bunlar önemli. Gerçekten bütünlüklü bakılırsa, yaklaşılırsa empatinin Kürt sorunun çözümünde önemli bir rol oynayacağını düşünüyorum. Tek tek hikayeler tabii ki çarpıcı olabilir, üzerine tabii ki haber yapılabilir. Ancak adını bilmediğimiz, binlerce hikaye var. Önemli olan bu binlerce insanın derdine derman olacak çözüm arayışı içinde olmaktır. Bunu sağlamak gerekir. Evet bizim açımızdan da biz de empati yapıyoruz."
4.5 HAPİS YATTI
1980-82 yılları arasında Diyarbakır Cezaevi’nde bulunduğunu dile getiren Kışanak, daha sonra 2.5 yıl daha hapis yattığını söyledi.
'24 SAAT İŞKENCE GÖRÜYORDUK'
Cezaevinde kaldığı dönemde 24 saat işkence yapıldığını belirten BDP'li Kışanak, şöyle konuştu:
“Diyarbakır Cezaevi tam bir vahşet dönemiydi. Her türlü aşağılanma, horlanma vardı. Fiziki işkence vardı. Orada insanlık dışı muamelenin her türünü yaşadık. Esat Oktay’ın köpeği çıkartıldı, o odaya alındım. Kemik ve pislik artıklarıyla 6 ay o hücrede kaldım. Açıkça günün 24 saatini işkence görerek geçirdik.
'BİLEKLERİMDE SİGARA SÖNDÜRDÜLER'
‘Türküm’ demek için işkence yaptılar. Oktay’ın kendisi ‘Tamam, marşlar falan önemli değil ama ‘Türküm’ de, seni koğuşa çıkaracağım’ diye bana işkence yaptı. Hala ben bunların açtığı yaraları ruhumda, bedenimde taşıyorum. Fizik işkence izleri de hâlâ ayaklarımda var. Bileklerimde sigara söndürülen yerler var. O nedenle herkes o günleri, Diyarbakır gerçeğini biliyor."
Arınç ne demişti?
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.