Osman Baydemir ziyaret sırasına şunları söyledi:
Sayın başkan hoş geldiniz şeref verdiniz. 8 bin yıldır Diyarbakır’da yaşam hiç kesilmedi. Son on yıllık kesimde biz de bu şehre hizmet etme şerefini taşıyoruz. Bu ziyaretinizi barış adına kucaklaşma adına büyük bir değer atfettiğimizi de ifade etmek istiyorum. Öyle bir atmosferde bulunuyoruz ki bayramın ikinci günündeyiz ancak yüzlerce insan cezaevlerinde bedenlerini ölüme yatırmış durumdalar.
Hepimize çağrıları kardeş kanının artık dökülmemesi. Bu talepler aynı zamanda bizlerinde talepleri. Hepimizi büyük bir gemide bulunuyoruz ve bu gemi okyanusun ortasında rotasını kaybetmiş. Bu gemi battığında 74 milyonun tamamı helak olacak. Bu ziyaretinizin tarihi bir önemde olduğunu düşünüyorum.
Baydemir konuşmasının sonunda Kılıçdaroğlu’na Kürtçe Türkçe sözlük hediye etti.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları;
Benim Diyarbakır’a ilk gelişim 1976 yılı. Sokaklara çok sayıda çocuk vardı ve kendi kendime sordum, “Bu çocuklar büyüyünce ne olacak”. Benim genç bir kamu görevlisi olarak sorduğum soruyu devlet ne yazık ki sormadı.
Biz iktidar partisi değiliz. Ama bizim bir sorumluluğumuz var. Kimse bir şey üretmiyorsa bizim bir şeyler yapmamız lazım.
ANALAR AĞLAMASIN
Laf çok güzel “Analar ağlamasın” ama ağlamayan ana kalmadı. Buna kim engel olmalı. Siyasetçi… Siyasetçinin sorumluluğu varsa oturup konuşmalı, tartışmalıyız. Ortak paydalarımız çok…
SİYASET HAYATIM BİTECEKSE BUNA RAZIYIM
Ben dedim hükümete bizim yol haritamız eksik ya da yanlış olabilir. Siz bir yol haritası belirleyin. Sorunun çözümü TBMM'de. Yeterki siyaset kurulu sorumluluğunu üstlensin. Bu sorunun çözümü benim siyaset hayatımı bitirecekse ben buna razıyım.
ÖLÜM ORUCUNU BIRAKSINLAR
Diyarbakır çok önenli bir kent. Uygarlıkların beşiği burası. Her dilden çok insanımız var burada. Biz etnik kimliği siyaset konusu yapmadık. Demokrasi ve özgürlük kapsamında yola çıkabilirsek ben eminim.
Şu anda çok sayıda hapishanede ölüm orucuna yatan siyasetçiler var. İnsan bedenini ölüme yatırıyorsa bunu düşünmemiz lazım. Bir kişinin tutuklu ve ya mahkum olması onun yaşamının devletinin güvence altında olduğunu gösterir. Buna hepimizin kulak kabartması lazım. İnsan hayatından daha değerli birşey yoktur. Bu ölüm oruçlarını bıraksınlar. Onların sesleri yeterince değerlendirilmedi ama insan hayatı çok önemlidir.
AYIRMAK İSTİYORLAR AYIRAMIYORLAR
Hükümet bu konuda daha duyarlı olmalıdır. Barış kelimesi çok rahat herkesin ağzına aldığı bir söz oldu. Barış aynı zamanda karşısındaki kişiyi dinlemektir. Barış telepleri dinlemektir. Barış bir masanın etrafında uzlaşabilmektir. Siz sadece benim dediğim doğru derseniz. Barışı sağlayamazsınız. Siyasetçi olarak biz bir ayrım yapmadık. Her dile saygılıyız. Bizim Diyarbakr'a gelişimizin bir anlamı ve biz bu ülkede yaşayan herkesin birbiriyle kucaklaşmasını istiyoruz. Çok güçlü bağlarımız var. Ayırmak istiyorlar ayıramıyorlar.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.