Hürriyet’te Ömer Bilge imzasıyla yer alan hbere göre; 1,6 milyar lira maliyetle Anamur’dan denizin 250 metre altından askılı boru sistemiyle Girne’ye ulaşan suyun yönetimi konusundaki krizin temelinde, ‘Tüketicilerden faturayı kim toplayacak’ sorusu yatıyor. KKTC tarafı, mevcut belediyelerin ve belediyelerin kurduğu şirketin, su faturalarını tahsil etmesini istiyor. Türkiye tarafı ise, suyun KKTC’ye bedava verildiğini, Ada içindeki su dağıtımının maliyetinin ise, KKTC tarafından karşılanmasını istiyor.
Su dağıtım maliyetinin içinde KKTC’deki pompa istasyonlarının elektrik maliyeti ile arıtma tesisinin işletilmesi bulunuyor. Türkiye ayrıca mevcut dağıtım hatlarının yenilenmesi gerektiğine dikkat çekerek, KKTC içinde ek 600 milyon liralık yatırıma dikkat çekiyor. Türkiye mevcut belediyelerin, günümüzde su fatura tahsilat oranlarının çok düşük olduğunu, çoğunluğunun mali krizde bulunduğunu ve 600 milyon liralık ek yatırımı da yapmak için kaynağının olmadığını savunuyor ve suyun özel şirketlerin de katılacağı bir sistemle işletilmesini istiyor. Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu son olarak, su yönetimi ve yatırımın, sorun çözülene kadar Türkiye Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından yapılmasını teklif etti.
KKTC’de koalisyon hükümetinin büyük ortağı Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) önceki akşam Türkiye’nin yaptığı, içinde özel şirketlerinin de bulunduğu DSİ yönetimi teklifini ele aldı. CTP Genel Başkanı ve eski Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, DSİ formülünü kabul etmediklerini belirterek, suyu mevcut belediyelerin yönetimi konusundaki tavırlarından geri adım atmayacaklarını açıkladı. Bu arada, bir süre ‘Türkiye vanaları kapattı’ iddialarına yol açan borulardan gelen su ise, iki aydır denize boşaltılıyor. Su projesini yöneten DSİ, suyun ‘teknik nedenlerle’ denize boşaltıldığını açıklıyor. Ancak Ada’da gerçek nedenin işletme krizi olduğu yönünde genel bir görüş hakim. (Hürriyet)
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.