ANF'de yer alan habere göre, KCK açıklamasında, "Amed Baro Başkanı, Türk devleti gözünde en ağır suçu işlediği için katledilmiştir" denildi.
KCK tarafından yapılan açıklama şu şekilde:
"Amed Baro Başkanı Tahir Elçi, dört ayaklı minarenin ayaklarının ağır silahlarla tahrip edilmesini protesto etmek için yaptığı açıklamadan sonra polis kurşunuyla katledilmiştir. Bu cinayeti şiddetle kınıyor, ailesine, arkadaşlarına ve tüm Kürdistan halkına başsağlığı diliyoruz. Amed Baro Başkanı, Türk devleti gözünde en ağır suçu işlediği için katledilmiştir. “PKK terör örgütü değildir” dediği için hedef gösterilmiş, bunun sonucunda katledilmiştir. PKK’ye teröristtir demeyen herkes Türkiye'de aforoz edilmektedir. Özellikle tanınmış bir siyasetçiyse bunun karşılığı ölümdür. Türk devleti dünyayı başkent başkent dolaşıp PKK'yi terörist örgüt olarak kabul ettirmek için Türkiye'nin tüm kaynaklarını peşkeş çekerken, dünya tarafından tanınmış bir avukatın “PKK terörist değildir” demesi kadar büyük bir suç olamaz. Nitekim Saray Gladiyosu hemen harekete geçerek mahkeme karşısına çıkarıp hedef haline getirmiş, sonradan da katledilmiştir.
Gazetecilerin çektiği videolar Tahir Elçi’nin tüm çıplaklığıyla kahverengi giysili polis tarafından katledildiğini gözler önüne sermektedir. İki polisin Tahir Elçi’yi katleden bu polise 'hemen buradan sıvış, kimse seni görmesin' demesi her şeyi apaçık gözler önüne sermiş bulunmaktadır. Tek kurşunla kafasının arkasından vurulması, tetiğin çok bilinçli çekildiğini ortaya koymaktadır. Anlaşılıyor ki polisler Tahir Elçi’yi 'PKK terörist örgüt değildir' dediği için önceden hedeflemişler ve kendileri için en uygun gördükleri zamanda ise katletmişlerdir.
DAVUTOĞLU KILIF ARAMAKTADIR
"Davutoğlu’nun çatışma arasında kalarak vurulmuş olabilir demesi, işledikleri suça kılıf aramaktan başka bir anlama gelmemektedir. Nasıl oluyor da arada sadece Tahir Elçi kalıyor ve arkasındaki polisler tarafından tek kurşunla vuruluyor? Kafadan tek kurşunla öldürülmenin bir cezalandırma metodu olduğunu tüm Kürt halkı çok iyi bilmektedir. Tayyip Erdoğan’ın bu cinayetten sonra terörizme karşı mücadelemizin haklı olduğu görülmüştür demesi, AKP hükümetinin savaş ve saldırı politikasına meşruiyet kazandırmak için sivilleri nasıl katlettiklerini bir kez daha gözler önüne sermektedir.
AKP hükümeti Kürdistan'da sivillerin ölümünü normalleştirdiği ve Kürt halkını teslim almanın söylemi haline getirilmiş olan asayişi sağlamanın gereği olarak gösterdiği gibi, Tahir Elçi’nin katledilmesini de bu asayişi sağlamanın zayiatı gibi göstermeye çalışmaktadır. Buna dayanarak Kürt halkına yönelik savaşı daha da şiddetlendireceklerini açıklamaktadırlar. Tayyip Erdoğan’ın açıklamaları halkımızın her acısını savaşı şiddetlendirme malzemesi haline getirdiği görülmektedir. Bu savaş söylemine karşı çıkan herkesi de vatan haini ilan etmektedirler. Tayyip Erdoğan’ın açıklamaları, AKP iktidarında halklarımıza daha büyük birçok acının yaşatılacağını ortaya koymaktadır.
Polisin katlettiklerini ve mağdurları da kendi savaşının malzemesi yapmak isteyen bir iktidara karşı mücadele etmek, bu insanlık değeri kalmamış savaş soylu iktidarı geriletmek ve düşürmek temel bir demokratik görev haline gelmiştir. Halklarımız özgür ve demokratik yaşamlarını böyle bir iktidarın insafına bırakamazlar. Gazetecileri zindanlara attıran, siyasetçilere polis saldırılarını normalleştiren, rahatlıkla insanları katleden bir iktidardan her türlü kötülüğün geleceği açıktır. Polisin pervasızca ve soğukkanlı biçimde Tahir Elçi’yi katletmesi bu gerçekliğin açık kanıtıdır."
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.