KCK, "Görüşmelerin yasallaşması ve siyaset zemininde adı konulur biçiminde yapılması zorunluluk haline gelmiştir" dedi.
ANF'de yer alan habere göre, KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşmelerin bu yasanın geçmesi için "kılıf" olarak kullanıldığını belirtti. "Her türlü terör örgütüyle devletin çıkarlarıyla ilgili görüşmeler yapma yetkisinden söz edilmesi bu yasanın Kürt sorununun çözümüyle ilgili görüşmeler için çıkarılmadığının ifadesidir" açıklamasında bulundu.
KCK'nin açıklaması şöyle:
" AKP hükümeti 'yaptım oldu' anlayışıyla yeni MİT yasasını da Meclisten geçirmiştir. Böyle bir yasayı demokratikleşen bir ülkenin ihtiyacı olduğu için değil, hegemonyasını pekiştirmek için gerçekleştirmiştir. AKP'nin yaptığı tüm anayasa değişikliklerinin ve çıkardığı yasaların hegemonyasını pekiştirmek dışında bir amacının olmadığı bir daha netleşmiştir. Bu MİT yasasını çıkarırken, MİT'in İmralı'da Kürt Halk Önderi'yle yaptığı görüşmelerin yasal bir hale getirilmesini de bir kılıf olarak kullanılmıştır.
Kürt Halk Önderi ve Kürt Özgürlük Hareketi yapılan görüşmelerin bir yasal çerçeveye kavuşmasını istemiştir. Bunun da Kürt sorununun çözümüne yönelik somut bir yasa olması gerektiğini vurgulamıştır. Görüşme ve müzakerelerin bizzat Meclisin kararıyla geliştirilmesi gerektiği çağrısı yapmıştır. Bu çağrıyı yapmasının üzerinden bir yıl geçmiştir. Kürt sorununun çözümüyle ilgili müzakere için bir yasal zeminin oluşturulacağına, MİT'in bu tür görüşmeler yapmasını sağlayan bir yasa çıkarmıştır.
Dünyada tüm istihbarat örgütlerinin yaptığını şimdi MİT de yapacaktır. Kaldı ki MİT şimdiye kadar çeşitli örgütlerle görüşmeler yapmıştır. Ancak Fetullahçılarla AKP arasında sorun çıkınca yargıyı elinde bulunduran Fetullahçılar MİT'i Oslo görüşmeleri üzerinden yargılamak istemişlerdir. AKP bir daha böylesi durumlarla karşılaşmamak için MİT yasasını çıkarmıştır. Yoksa MİT yasasının çıkarılması Kürt sorununun çözümüyle ilgili görüşmelerin yasalaşması değildir. Zaten her türlü terör örgütüyle devletin çıkarlarıyla ilgili görüşmeler yapma yetkisinden söz edilmesi bu yasanın Kürt sorununun çözümüyle ilgili görüşmeler için çıkarılmadığının ifadesidir.
Kürt Halk Önderi ve Kürt Özgürlük Hareketi ilk başlarda siyasi güçlerle muhatap olmada bir ilk adım olur düşüncesiyle MİT'le görüşmeler yapmışlardır. MİT Oslo'da devlet adına müzakere yapmada tam yetkili olduklarını söylemiştir. Hakan Fidan ilk görüşmelere MİT yetkilisi olarak değil, Başbakan temsilcisi olarak katıldığını beyan etmiştir. Kürt Özgürlük Hareketi de Oslo ve İmralı'ya giden heyetleri devleti temsil eden heyetler olarak kabul etmiştir.
Gelinen aşamada görüşmelerin anlamlı olması ve müzakere biçiminde gelişmesi için bizzat siyaset kurumlarının ve millet iradesinin bu görüşmelerde sorumluluk alması gerekmektedir. Görüşmelerin yasallaşması ve siyaset zemininde adı konulur biçiminde yapılması zorunluluk haline gelmiştir. MİT'e verilen yetkilerin Kürt Halk Önderi'nin ve Özgürlük Hareketi'nin çağrılarını karşıladığını söylemek ciddiyetsizliktir. Böyle ciddiyetsiz yaklaşımların Kürt sorununun çözümünde muhatap olması ve çözümde rol oynaması mümkün değildir.
Mevcut MİT yasası her türlü gizli kapaklı işe olanak sağladığı gibi, Kürt halkının büyük acılar çekmesine yol açan faili meçhul cinayetler ve uygulamaların olmasına da zemin sunmaktadır. Toplum ve demokratik güçler üzerinde her türlü baskı ve komployu gerçekleştirmeye fırsat veren böyle bir yasanın Kürt Özgürlük Hareketi tarafından kabul edilmesi mümkün değildir.
Kürt sorununun çözümünde rol alacakların ilk önce demokratik zihniyet ve uygulamalarıyla demokratik olmaları gerekir. Demokratik zihniyeti olmayanların, hegemonya peşinde koşanların temel demokratikleşme sorunlarını çözmesi mümkün değildir. Hegemonya peşinde koşanlar çözüm önünde engel olmaktan başka bir rol oynayamazlar.
Kürt sorunu gibi köklü ve radikal adımlar gerektiren bir sorununun çözümünde ancak köklü çözüm adımlar atabilecek gerçek demokratik iradeler rol oynayabilir. Bu nedenle Kürt Halk Önderi'nin başlattığı sürecin asıl muhatabının demokrasi güçleri olduğunu bir daha vurguluyoruz. Başta Kürt sorunu olmak üzere Türkiye'nin temel sorunlarını çözme iddia ve kararlılığında olan güçleri bir araya gelmeye ve Türkiye'yi demokratikleştirme mücadelesini geliştirmeye çağırıyoruz. "
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.