PKK’nın Kandil’deki yöneticilerinden, KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan, İmralı ile MİT arasındaki diyalog sürecini önemli bulduklarını ifade etti. Fırat Haber Ajansı’na (ANF) mülakat veren Murat Karayılan, Devletin İmralı’da tutuklu bulunan PKK lideri Abdullah Öcalan’la görüşmesinin kendileri adına yeterli olduğunu belirtti.
Karayılan, “Bir önceki röportajımızda İmralı görüşmelerine dönük sarf ettiğiniz kimi sözleriniz çeşitli kesimler tarafından sizlerin de görüşmelere katılmak istediğiniz biçiminde yansıtıldı. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?” sorusuna şöyle cevap verdi: “Şimdi bizim bazı söylemlerimize dayanarak ‘PKK ya da KCK de sürece dahil olmak istiyor’ diyen çevreler oldu veya böyle konuşan kişiler var. Ancak öyle bir durum söz konusu değildir. Bizim adımıza, yani KCK adına Önder Apo’nun görüşmesi yeterlidir. BDP ayrı bir siyasi oluşumdur, o da kendi rolü çerçevesinde elbette sürece ve görüşmelere dahil olabilir ama bizim adımıza Önderliğimizin görüşmeler yapması kendi başına yeterlidir. Biz, ‘Biz de görüşmelere katılmalıyız’ gibi bir şey söylemedik. Ancak bize düşen bölümleri, yani teknik ve uygulama sorunlarını çözmek üzere, İmralı’daki görüşmeler paralelinde elbette ki farklı departmanlar oluşturulabilir. Bunlar, gereği gibi yapılır.”
“Direkt irtibat kurabilmeli”
Karayılan, stratejik kararları uygulayabilmek için Öcalan’ın kendileriyle direkt irtibat kurabilmesi gerektiği yönündeki düşüncesini ise şu sözlerle ifade etti: “Stratejik kararlar ve değişim süreçlerinin uygulanması için Önderliğimizin bizlerle tartışabilme olanağının yaratılması gerekiyor. Yani Önder Apo bizlerle direkt diyaloğa geçebilmelidir. Biz demiyoruz ki, ‘biz de ayrıca görüşmelere katılalım.’ Hayır, zaten devletin ilgili kurumu, çeşitli kanallarla bize de ulaşmaya çalıştı. Fakat biz yeşil ışık yakmadık. Öyle bir talebimiz de yoktur. Biz Önderliğimizin bizi tam olarak temsil edeceğine inanıyoruz. Ama Önderliğimizin, kararlarını veya görüşmelerde ulaşılan sonuçları, özellikle de stratejik değişim anlamına gelecek konularda tüm yapıyı ikna etmesi gerekmektedir. Onun için de diyaloga geçmesi gereklidir.”
“AKP güven vermiyor”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın son dönemde sık sık dile getirdiği PKK’lıların silah bırakarak Türkiye’yi terk etmesi yönündeki açıklamalarına karşılık, “Kim kimi ülkesinden kovuyor? Burası bizim ülkemizdir. Siz dışarıdan gelmişsiniz, ülkemizde işgâl kuvvetisiniz. Terk edecek olan biri varsa, o da sizsiniz” diyen Karayılan, sorunun çözümü konusunda pratik adımlar atılması gerektiğini belirtti ve “Mevcut durumda AKP hükümetinde sorunun çözümüne dönük samimi ve güven veren bir yaklaşımı pek göremiyoruz” dedi.
Karayılan, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye’de sorunun çözümünde parlamentonun rol üstlenmesi önemlidir. Yani parlamentonun gerekli anayasal düzenlemeleri yapmasıyla kalıcı barış koşullarının temeli atılmış olunur. Başbakan’ın mevcut durumda bize dayatmak istediği şey ancak tamamen yenilmiş, mücadele ile kazanma şansını kaybetmiş bir örgüte ve halka dayatılacak olan şeylerdir. Yani tek taraflı bir biçimde, “gideceksiniz, silahlı mücadeleyi bırakacaksınız, bırakana kadar da bizim size karşı saldırılarımız devam edecektir” tarzındaki üslup, sorunu çözme üslubu değil, işi yokuşa sürme üslubudur. “
“Keşke Çukurca eylemi olmasaydı”
Karayılan, İmralı görüşmelerinin başlamasının ardından Çukurca’daki Karataş Jandarma Karakolu’na 7 ocakta yaptıkları baskın için “Keşke Çele (Çukurca) eylemi olmasaydı. Ama keşke Lice’deki olay da olmasaydı” dedi. Karayılan bu saldırının Lice’ye misilleme olduğunu, geri çekilme sırasında ise büyük kayıplar verdiklerini de kabul etti. Saldırıyı PKK’nın bölge gücünün düzenlediğini belirten Karayılan, “Sonuçta bir misilleme eylemidir. Lice’deki olaya ve yine Nusaybin’deki olaya karşı geliştirilmiştir” dedi. (Taraf)
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.