Günlerdir Türkiye’nin heyecanla izlediği kavgayı hükümet, en azından şimdilik, tartışılmaz bir biçimde kazandı.
İstihbarat dünyasının karanlık labirentlerinde yaşananlar hakkında karşılıklı ileri sürülen iddiaların hangisi, ne kadar doğru şu anda bir netlik kazanmadı ama bu “karanlığı” çok da karanlıkta bırakmamak gerektiğini herkes fark etti.
Bütün bunların ötesinde bence önemli siyasi sonuçlar çıktı ortaya.
Birincisi, artık Türkiye’de hükümetleri herhangi bir siyasi karar almaya siyaset dışı bir gücün “zorlayamayacağı” anlaşıldı.
Hükümetler “somut” varlıklar.
Sorumluluğu, yapısı, süresi belli, gücünün kaynağı halktan geliyor, yaptığı hataların hesabını halkın ondan sorması mümkün.
“Siyaset dışı güçlerin” kimliği, varlığı, sınırları belirsiz, hata yaparsa hesabının kimden sorulacağı belli değil, gücünün kaynağı bir seçime dayanmıyor, “sorumlu” tutulacak biri yok.
Onun için halk “görebildiği” hükümeti, “göremediği” herhangi bir güce tercih ediyor.
Böylece bir hükümete karşı çıkmanın sadece iki yolu bulunduğu anlaşıldı.
Devamı için
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.