Irkçı mısınız?

Nadiren de olsa, ayrımcı/ırkçı söz veya davranışlarda bulunduğunuz olur mu?

Türkiye’de ırkçılık var mı?

Yanıtı bugüne kadar sorup sarmaladıklarımdan az buçuk tahmin edebilirim:

“Ben ırkçı değilim.” “Türkiye’de ırkçılık olmaz, çünkü, bizde siyah beyaz ayrımı yapılmaz. Irkçı olan Amerikalılardır; tarihlerine bak.” “Bizde herkes eşittir.”

“Bizim komşular Rum’du (veya) Ermeni’ydi (veya) Yahudi’ydi (veya) Keldani, (veya) Suryani idi. Biz onlarla çok iyi geçinirdik. Ayrımız gayrımız yoktu. Bayramlarda mutlaka birbirimize yiyeceklerimizden verirdik.”

“Osmanlı her millete kendi dininin icaplarını istediği gibi yerine getirme hakkı vermişti. Hepsi kendi kiliselerini, okullarını yaptılar, istedikleri gibi dillerini öğrettiler, ayinlerini, dualarını kilise ve sinagoglarda yerine getirdiler. Ayrımcılık yoktu; hatta Müslümanlardan daha iyi durumda idiler”

Bu yanıtlar sizi tatmin ediyorsa, orada az bekleyin, lütfen. Sizi almaya gelicem.

Peki, bunları nasıl açıklayacağız?

Herşey bu kadar iyi ise, halen olup bitmekte olanları, son iki ay içinde Samatya’da saldırıya uğrayan ve biri öldürülen dört yaşlı Ermeni kadını, Roboski’de uçaktan bombalanıp devletin hesap sormadığı 34 Kürd’ü, Kürt militanlar hakkında araştırma yaptığı için üç kere beraat edip dördüncü yargılanışında “ağırlaştırılmış müebbet” cezası alan Pınar Selek’i, yargılanmak için aylarca hapiste bekletilen KCK’lıları; köy boşaltmalarını geçip az daha eskiye gideyim: 1989’da Jandarma’nın dışkı yedirdiği Kürt köylülerinin konumunu nasıl açıklayacağız?

Ve az daha uzak geçmişi?

Bugünlük, Ermeni ve Süryanilerin soykırıma uğradığı 1915 olayları için kavga etmeyeceğim. Cumhuriyet dönemine odaklanacağım.

1925’te Diyarbakır’daki İstiklal Mahkemesi’nde Şeyh Sait ve destekçisi olduğu iddiası ile asılan 46 Kürt?

1936 beyannamesine göre, sonradan edindikleri malvarlıkları ellerinden alınan, ve hâlâ bugün tam olarak iade edilmemiş Rum, Ermeni ve Yahudi vakıfları?

Uçaktan atılan bombalarla Kürtlere ve Zazalara yapılan katliam: 1938 Dersim’i?

Romanyalı Yahudi ve Romanları taşıdığı için Türkiye’ye sığınması kabul edilmeyerek, 24 Şubat 1942’de Silivri açıklarında batırılan Struma gemisinin 769 yolcusu?

11 Kasım 1942’de sadece Hıristiyan ve Yahudi azınlıklar ile Dönmelere uygulanan ve ödeyemeyenlerin genç/yaşlı hasta/sağlıklı bakmaksızın Erzurum Aşkale’de ağır işlerde çalıştırmaya mecbur eden Varlık Vergisi?

Devletin tezgâhladığı ve büyük kentlerde azınlık mallarının, dükkânlarının, mezarlıklarının tarumar edildiği, Hıristiyan ve Yahudi azınlıkların şahsen hırpalandığı, 1955, 6-7 Eylül olayları? (Üstelik saldırıların faili olarak, başta Aziz Nesin, Kemal Tahir, Asım Bezirci gibi 47 Türkiyeli sosyalist yargılanmıştı!)

Ecdadı yüzlerce yıldır burada yaşamış, kendi burada doğup-büyümüş, ama hasbelkader, Türk pasaportu olmayan Rumların 1964’te zorla Yunanistan’a sürgün edilişi?

Roman ve Sintilerin her dönem gördüğü, aşağılayıcı-ırkçı muamele, iş verilmemesi, polis tarafından “potasiyel suçlu” olarak görülmesi?

12 Eylül 1980’den sonra çıkartılan, Kürtçe konuşulmasını ve yazılmasını yasaklayan 2932 sayılı yasa?

Malatya’da 18 Nisan 2007’de Zirve Yayınevi’nde boğazları kesilerek öldürülen Hıristiyanlar, Tilman E. Geske, Necati Aydın ve Uğur Yüksel?

2007’de gazeteci-yazar Hrant Dink’in, devletin ahtapot kolları tarafından tezgâhlandığı çok açık bir ırkçı cinayet ile, askerliğini yapan Sevag Balıkçı’nın “doldur-boşalt yapan” asker arkadaşı tarafından soykırımı anma günü, 24 Nisan’da (2011) Batman’ın Gümüşgörgü karakolunda öldürülmesi?

Müslüman Diyanet İşleri’nin, cemevlerini hâlâ (2013’te!) Sünnilerden ayrı bir Alevi ibadet mekânı olduğunu kabul etmemesi ve asimilasyon çabalarını yumuşaktan serte, çok çeşitli boyutlarda devam ettirmesi?

Bütün bunları ve diğer anamadıklarımı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, toplumunun ve bireylerinin ırkçılığını açıklama dışı tutarak nasıl açıklayacağız?

Nelere dayanarak “Türkiye’de ırkçılık yoktur” diyeceğiz?

*

Beklettim, kusura bakmayın. Haydi gidelim.