Görüşmelerde Suriye'deki son durumun ele alınması ve ana gündem maddesini de ordunun silahlı muhalif örgütlerin ve cihatçı grupların elinde bulunan İdlib'e yönelik başlatması beklenen operasyonun oluşturacağı tahmin ediliyor.
Türkiye, İran ve Rusya, Suriye'de çatışmasızlık bölgelerinin kurulması ve muhalif gruplar ile Suriye hükümeti arasında müzakerelerin yürütülmesini öngören Astana Süreci'nin de garantör ülkeleri konumunda bulunuyor.
Tahran'daki zirveye kimler katılıyor?
İran Cumhurbaşkanı Ruhani'nin evsahipliğindeki zirveye Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin katılıyor.
Üç liderin birlikte bir görüşme yapması ve bu görüşmede alınacak kararların uygulanmasına yönelik detayların ise heyetler arasında belirlenmesi öngörülüyor.
Liderlerin görüşmenin ardından ortak bir basın toplantısı düzenlemesi bekleniyor.
Ayrıca, Erdoğan ile Putin'in başbaşa bir görüşme yapabileceği de ifade ediliyor.
BBC'nin bildirdiğine göre, Rusya medyasında yer alan bazı yorumlarda, Putin'in Tahran ziyaretinin en önemli kısmının da Erdoğan ile başbaşa yapacağı görüşme olacağı öne sürülüyor.
Zirvede hangi konular görüşülecek?
Rusya Devlet Başkanlığı Sözcüsü Dmitry Peskov, İdlib'teki durumun zirvenin ana gündem maddesi olacağını teyit etti.
Putin'in danışmanlarından Yuri Uşakov da "Suriye'de çözümün tüm yönlerinin" ele alınacağını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da zirveyi "çok önemli" olarak nitelendirdi.
Erdoğan, Kırgizistan dönüşü uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada, "Bu zirvede bu işi çok daha olumlu bir noktaya taşıyacağız. Bu Astana'nın devamıdır. Cenevre ile karşı karşıya gelme gibi bir durum değildir. İnşallah Tahran Zirvesi'ni olumlu neticelendirmek suretiyle rejimin oralardaki aşırılıklarını önlemeyi başarırız" dedi.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov ise önceki akşam bir Rus kanalında katıldığı programda, Suriye'deki amaçlarının Türkiye ve İran'ınkilerle her zaman örtüşmediğini söyledi.
Lavrov, yalnızca İranlı ve Rus askerlerin Devlet Başkanı Beşar Esad'ın talebiyle Suriye'de bulunduklarını belirterek, bunun dışında bu ülkede bulunan tüm yabancı güçlerin yasa dışı hareket ettiklerini vurguladı.
Türkiye, İdlib operasyonunun düzenlenmemesi ve buradaki çatışmasızlık bölgesinin korunması gerektiğini savunuyor.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ankara'da yaptığı açıklamada, "Mesele radikal terörist gruplar ise bunlar yönelik ortak strateji belirlememiz lazım. Bu strtateji de belli, sonuç odaklı. Ilımlı insanlarla bu grupları ayırt etmemiz lazım. Bu grupları etkisiz hale getirmek için birlikte çalışılabilir" dedi.
İdlib konusunda taraflar ne diyor?
Rusya ve Suriye, İdlib'in 'teröristlerden temizlenmesi gerektiğini' söylüyor.
Son olarak Kremlin Sözcüsü Peskov, gazetecilere yaptığı açıklamada İdlib'i "terör beşiği" olarak nitelendirdi ve bu sorunun çözülmesi gerektiğini belirtti.
Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim, düzenlenecek harekatın amacını İdlib'i "cihatçı örgütlerden temizlemek" olarak tanımladı.
İran Dışişleri Bakanı Cevaz Zarif de birkaç gün önce Şam'ı ziyaret etti. Zarif burada yaptığı açıklamada, İdlib gibi bölgelerde kalan "teröristlerin yok edilmesi gerektiğini söyledi.
İran ayrıca, olası İdlib operasyonu öncesinde silahlı bazı örgütlerin Batı'nın Suriye hükümetine karşı harekete geçmesini sağlamak adına kimyasal saldırı düzenleyip suçu da ordunun üstüne atabileceği yönündeki kaygılarını her fırsatta dile getiriyor.
Benzer bir uyarıyı Rusya da yapıyor.
Türkiye ise göç dalgası ve insani krizin tırmanacağı kaygısıyla operasyona karşı çıkıyor. Ayrıca Türkiye'nin desteklediği ve daha önce başka yerlerde faaliyet gösteren ancak hükümet ile varılan anlaşma çerçevesinde İdlib'e gelen bazı örgütler de bu eyalette faaliyet gösteriyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, havadan operasyon düzenlenmesi halinde "katliam" yaşanabileceğini söyledi.
Erdoğan, "Burada 3,5 milyon insan var. ABD Rusya'ya, Rusya ABD'ye topu atıyor. Ama, Allah göstermesin, buralara füzeler yığdırılacak olursa çok ciddi bir katliam yaşanır" dedi.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu da olası bir operasyonun ardından 2 milyon kişinin daha Türkiye'ye sığınabileceğini ifade etti.
Astana Süreci kapsamında varılan uzlaşma uyarınca, Türkiye, İdlib içinde 12 gözlem kontrol noktası kurdu. Bunların aralarına Rusya 10, İran da yedi gözlem noktası yerleştirdi.
Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre, İdlib'de 10 bine yakın el Nusra ve el Kaide savaşçısı var.
Diğer ülkeler ve kuruluşların İdlib konusundaki tutumu ne?
Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura, İdlib'in "kan gölüne" dönebileceği uyarısında bulundu.
Mistura, olası bir operasyonun Suriye'deki en kanlı çatışmalara sahne olabileceğini söyledi.
ABD Başkanı Donald Trump da 100 binlerce kişinin hayatını kaybedebileceğini ve Suriye Devlet Başkanı Esad'ın "pervasızca saldırmaması" gerektiğini ifade etti.
Avrupa Birliği Dış İşleri Bakanı Federica Mogherini, İdlib'e yönelik bir askeri operasyonun ciddi bir insani kriz çıkarabileceği uyarısı yaptı. (BBC Türkçe)
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.