İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Abbas Arakçi, “(Nükleer anlaşmada) taahhüt ettiğimiz zenginleştirme oranı ve miktarına riayet etmeyeceğimizi ilan ediyoruz” açıklaması yaptı. Cumartesi günü Fransa Cumhurbaşkanı Macron’la bir telefon görüşmesi yapan İran Cumhurbaşkanı Ruhani ise, “Yaptırımların durdurulması yeni bir başlangıç olabilir” dedi.
"İKİNCİ ADIMI DEVREYE SOKTUK"
Başkent Tahran’daki cumhurbaşkanlığı binasındaki basın toplantısında konuşan Arakçi, nükleer anlaşmada ülkesinin beklentilerinin yerine getirilmediği gerekçesiyle anlaşma çerçevesindeki taahhütlerinden bazılarına riayet etmemekle ilgili 60 günü içeren “İkinci Adım” uygulamalarını devreye soktuklarını ifade etti.
Abbas Arakçi, “Bugün ilk 60 günün sonuna geldik. İsteklerimiz yerine getirilmediği için ikinci adımı uygulamaya koyuyoruz. İkinci adımda taahhüt ettiğimiz zenginleştirme oranı ve miktarına riayet etmeyeceğimizi ilan ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Bundan böyle bazı taahhütleri yerine getirmemelerinin “nükleer anlaşmayı ortadan kaldırmak değil korumak için” olduğunu söyleyen Arakçi, “Nükleer anlaşmadan ayrılmamız da mümkün. (Yeni) 60 günlük süre taraflara istifade edebilecekleri fırsatlar tanımaktadır. 3’üncü Adımı da değerlendiriyoruz. 60 gün sonra üçüncü adımımızı da açıklayacağız.” dedi.
"NÜKLEER İHTİYAÇ NEYSE O YAPILACAKTIR"
Tahran yönetiminin ikinci adımdaki 60 gün içerisinde nükleer faaliyetlerde neler yapacağıyla ilgili soru üzerine Arakçi, “İran Atom Enerjisi Kurumunun ihtiyacı neyse o yapılacaktır. Zenginleştirilmiş uranyum miktarı 300 kilogramın da üzerine çıkartılabilir veya zenginleştirme oranı 3,67’yi de geçebilir” diye konuştu.
ABD yaptırımlarının aşılması ve Avrupa ülkelerinin İran ile ticaretlerinin sürdürülmesi için oluşturulan özel ödeme mekanizması INSTEX’in ülkesinin beklentilerini karşılayıp karşılamadığı sorusuna ise Bakan Yardımcısı Arakçi, “Avrupalılar INSTEX’ten beklentilerimizi yerine getirmiş olsalardı bugün 2’nci Adım’ı uygulamaya koymazdık, atmazdık. INSTEX temel girişim olarak iyi sayılır ancak bunun işlevi için uzun bir yol söz konusu. Petrol satışı veya kredi uygulaması olmaması durumunda bir getirisi olmayacaktır“ dedi.
"DİPLOMATİK YOLLAR KAPANMADI"
Bu süreçte Avrupa, Rusya ve Çin’in çözüm yolları bulma noktasında çaba gösterdiğine şahit olduklarını dile getiren Arakçi, diplomatik yolların kapanmadığını, konuyla ilgili uzman ve siyasetçilerin temaslarının devam ettiğini ancak çabaların netice vermeye yönelik olması gerektiğini belirtti.
İran’ın özellikle petrol ihracatı konusundaki isteklerinin yerine getirilmesi gerektiğinin altını çizen Arakçi, Cebelitarık Boğazı’nda İngilizler tarafından durdurulan İran tankerinin iddia edildiği gibi Suriye’ye petrol taşımadığını, konuyla ilgili İngiltere ve İspanya’yla temasların sürdüğünü kaydetti.
"YAPTIRIMLAR KALKARSA YENİ BİR BAŞLANGIÇ OLABİLİR"
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile telefon görüşmesi yapan İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, “Tüm yaptırımların durdurulması İran ile P5+1 (ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa ve Almanya) arasında yeni bir hareketin başlangıcı olabilir” dediği belirtildi. Fransa Cumhurbaşkanı Macron da, ABD’nin nükleer anlaşmadan çekilmesine başından beri karşı olduklarını söyleyerek, “Avrupa Birliği, nükleer anlaşmanın korunmasını istiyor ve bunun için çaba gösteriyor. Avrupa’nın, ABD yaptırımlarını etkisiz kılmak için ortaya koyduğu çabaların yetersiz olduğunu kabul ediyorum ancak bunu telafi etmek için elimizden geleni yapacağız” ifadelerini kullandı.
RUSYA: NÜKLEER ANLAŞMAYI SADECE ABD KURTARABİLİR
RUS parlamentosunun üst kanadı olan Federasyon Konseyi’nin uluslararası ilişkiler komitesi başkanı Konstantin Kosaçev, İran’la nükleer anlaşmayı kurtarabilecek olanın ABD olduğunu söyledi.
Kosaçev, “Nükleer anlaşmayı başta yerle bir eden Amerikalılardı, sonra da Avrupalılar kendi paylarına düşen sorumlulukları yerine getirmekte hayli gecikti” dedi. Bu nedenle 6 ülkenin İran ile imzaladığı nükleer anlaşmayı kurtarmak için adım atması gereken tarafın da ABD olduğunu belirten Kosaçev, “Top Amerikan tarafının sahasında, sadece o anlaşmayı kurtarabilir” vurgusunu yaptı.
NE OLMUŞTU?
İRAN, P5+1 ülkeleri ile (ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa ve Almanya) imzaladığı “nükleer anlaşma” ile nükleer faaliyetlerini sınırlamayı kabul etmişti. Ancak ABD yönetimi Mayıs 2018’de anlaşmadan çekildiğini açıklayarak İran’a ekonomik yaptırımlar uygulamaya başladı ve başta Avrupa şirketleri olmak üzere yabancı şirketler, yaptırımlarla karşılaşmamak için İran’la ilişkilerine son verdi ya da sınırladı. Avrupa Birliği’ni bu süreçte yeterli tepki vermemekle suçlayan İran yönetimi ise anlaşmanın taraflarına süre vererek, bu süre dolduktan sonra anlaşmadaki kimi taahhütlerini geri çekeceğini açıklamıştı.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.