Nasıl da sevindiler! Ay ne kadar sevindiler!
Allah’ın Türk’ü sevdiği, hatta belki bizzat Türk olduğu ve Kürtlerden pek de hazzetmediği kanıtlandı ya, ay ne çok sevindiler!
Bazıları açık açık, göstere göstere sevindi.
Çoğu bu sevincini saklamaya çalıştı. Koca koca gözyaşları döktü, ağıtlar yaktı. Fırsat bu fırsat, kardeşlik ve sevgi edebiyatı yaptı.
Ama bu edebiyat yapılırken, “Yardım edelim, sevgili vatandaşlarımız zor durumda” diye bağırılırken, ifade edilmeyen “Evet, biliyoruz, onlar Kürt, ama yine de yardım edelim” kelimeleri de kolayca duyuluyordu.
“Evet, onlar nankör, onlar iyilikten anlamaz, ama yine de yardım edelim, büyüklüğümüzü gösterelim” kelimelerini duymak da, yüksek sesle ifade edilen kelimeleri duymak kadar kolaydı.
Açıkça sevinen habis mağara adamları da, sevincini gizleyen ağırbaşlı mağara adamları da aynı şeyi dile getirmiş oluyor, farkında bile değiller.
Kürtleri ayrı olarak gördüklerini, depremin vurduğu bölgeyi memleketin geri kalanından ayrı bir bölge olarak gördüklerini, farkında bile olmadan, itiraf etmiş oluyorlar.
Devamı
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.