Hollanda’da tutuklu bulunan Hüseyin Baybaşin, 1995 yılında faili meçhul cinayete kurban giden Adil Durmaz dosyası için Kadıköy Savcılığı’nın talebiyle Hollanda’da verdiği ifadede Kürt işadamlarının öldürülmesiyle ilgili önemli açıklamalar yaptı. Baybaşin, “Kürt işadamlarının listesi Süleyman Demirel’in fikriydi. Bu listeyi Yüksek Askerî Şûra Başkanı İlham Şenel’den aldım” dedi.
1990’lı yıllarda faili meçhul cinayete kurban giden Kürt işadamlarından biri de Adil Durmaz’dı. 18 yaşıdaki kızı Emel Durmaz’ın talebiyle Kadıköy Savcılığı tarafından yeniden açılan dosyada Baybaşin’in talimatla ifadesi alındı. Daha önce Taraf gazetesine yaptığı açıklamada Kürt işadamlarının listesinin Demirel tarafından verildiğini söyleyen Baybaşin Adil Durmaz cinayetiyle ilgili verdiği ifadede de bu iddiasını tekrarladı. Baybaşin’in ifadelerinin ardından ise Tansu Çiller ve Süleyman Demirel’in de dosya kapsamında ifadesinin alınacağı belirtiliyor. Baybaşin, ifadesinde şunları söyledi: “Benim listede tanıdığım işadamları Kürttü. Bana listeyi veren kişinin söylediğine göre, kimin öldürülmesi gerektiği kararı Devlet Güvenlik Kurulu tarafından verilmişti. Bu insanlar Kürt topluluğu arasında çok sözü geçen kişiler oldukları için seçilmişler. Bu Süleyman Demirel’in fikriydi.”
Listeyi İlhami Şenel’de gördüm
Öldürülecek işadamları listesini ilk defa 1992’de gördüğünü söyleyen Baybaşin, listeyi dönemin Yüksek Askerî Şûra Başkanı İlham Şenel’den aldığını belirterek, şöyle devam etti: “Evime geldi. Orada bana listeyi verdi. Üzerinde benim ismimin olduğunu gösterdi. ‘Seni kaybetmek istemiyorum’ dedi ve İstanbul Emniyet Müdürü olan Ümit Bağbek ile görüşmemi sağladı. Listeyi bana veren kişiye göre, İstanbul’daki cinayetlerin organizasyonundan sorumluydu. O nedenle konuştuk onunla.” Listede yüzlerce isim olduğunu söyleyen Baybaşin, cinayetler konusunda savcı ile işbirliği yapmak istediğini söyledi.
TV’de açıklama yapmam istendi
Baybaşin, ifadesinde şunları söyledi: “Listeyi gördüm ve yüksek mevkili kişilerle görüştüm. Listedeki kişilerin öldürülmesi için talimat verildiğini bana anlattılar. Bu kişiler, Kürt topluluğunda söz sahibi olan ve ayrılma hareketini destekleyen kişiler, politikacılar, iş adamları ve aydınlar... Bu cinayetleri gerçekleştirmekle görevli olan kişi ile konuştum. Bu kişi, İstanbul’daki cinayetleri düzenleyecek hücrelerin başıydı. Kendimi korumam için bana ne yapmam gerektiğini anlattı. Bana ortalıklarda görünmememi ve normalde gittiğim yerlere gitmemi tavsiye etti. Yüksek mevkide bulunan başka biri, ulusal devlet televizyonunda göründüğüm zaman, ‘Hepimiz Türk’üz, bir Kürt sorunu yoktur’ demem gerektiğini söyledi. Bu yüksek devlet görevlisi TV’de benden böyle konuşmamı istedi. Onu yapmazsam hem beni hem onu öldüreceklerdi, çünkü devlet zor durumda kalırdı. Bunu yapmak istemediğim takdirde Türkiye’yi terk etmemi tavsiye etti.”
Demirel’in açıklaması
Hüseyin Baybaşin’in Taraf’ta yayımlanan ifadelerine ilişkin daha önce gazetemize bir açıklama gönderen Süleyman Demirel, hakkındaki iddiaları yalanlamıştı. Hüseyin Baybaşin’i ve Behçet Cantürk’ü tanımadığını vurgulayan Süleyman Demirel şunları söylemişti: “Benim emrimle ölüm listesi hazırlandığı,' 'Kürt kimliklerini boyunlarından çıkarmayan insanları imha kararını benim verdiğim', 'Uyuşturucu Kaçakçısı'nın benimle konuştuğu, beni tehdit ettiği' şeklindeki ifadelerin, akla hayale sığmayan ölçüde çirkinlikte bir yalandan ibaret olduğunu belirtmek isterim. Benim hiçbir bankada, hiçbir zaman ortaklığım olmamıştır. 2002'de müebbet hapis cezasına çarptırılarak, Avrupa'da cezaevine konulan Hüseyin Baybaşin isimli Uyuşturucu Kaçakçısı'nı da, yazıda adı geçen Behçet Cantürk'ü de tanımam.” (Taraf)
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.