Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ile gerçekleştirilen görüşme sonrasında açıklama yapan Önder, "Kobanê süreciyle birlikte bir kırılganlık yaşadık. Gelinen aşamada önemli bir kritik süreci geride bıraktık" dedi. "Bütün sürecin hallolduğu anlama gelmiyor" diyen Önder, hangi yöntemlerin kullanılacağı konusunda mutabakat oluşturulduğunu söyledi.
HDP İmralı Heyeti'nde yer alan Grup Başkan Vekili Pervin Buldan ile İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, çözüm sürecinde gelinen son noktayı değerlendirmek üzere Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'la bir araya geldi.
Buldan ve Önder, bir saat süren görüşmenin ardından açıklama yaptı. Önder, "Bugüne kadar yürütülen çözüm süreci, demokratikleşme süreci kapsamında bütün bu görüşmelerin tanığısınız. Birçok sıkıntılı, kırılgan anlar yaşadık. Bunların şüphesiz birçok sebebi var. En başlıca sebebi, bizim siyasi tarihimizi de böyle bir müzakere sicili olmamasıdır. Dünyada çatışma sonrası çözüm sürecinin yaşadığı bütün deneyimleri alarak, orada denenmiş ve sonuçları baz alarak yürümeye çalışıyoruz. Kobanê süreciyle birlikte bir kırılganlık yaşadık. Gelinen aşamada önemli bir kritik süreci geride bıraktık. Bu aşamadan sonra çözüm süreciyle ilgili bağlantılı ele alınabilecek ne gerekiyorsa, sayın Öcalan'ın katkılarıyla, onun başlattığı çizginin yeni bir sürecine girmek istiyoruz" dedi.
"Bütün sürecin hal olduğu anlama gelmiyor" diyen Önder, "Artık diyalog kanallarının kapanmaması ve ilk defa hangi başlıkları tartışarak ve yöntemleri kullanarak ilerleyeceğimiz anlamında belli mutabakatlar oluşturduk. Bütün parti yetkili kurullarımızla değerlendirdikten sonra İmralı'ya geçeceğiz, KCK yetkilileriyle görüşeceğiz. Bundan sonraki süreç, daha nitelikli ve sonuca odaklı yürüyeceğine inanmaktayız" diye konuştu.
'TAKVİM MÜMKÜN OLAN EN KISA SÜRE'
Önder, açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
Müzakere takviminin kendileri için "mümkün olan en kısa" zaman olduğunu belirten Önder, "Yarın olacak işi bugün yapmak, bir ay sonraki işi bir hafta içinde bitirmek gibi bir yaklaşımımız var. Hükümet de bu yaklaşımda. Birlikte deneyimledik ki, süreç uzadıkça, yanlış anlamalara yol açıyor" dedi.
Önder, "Ayın 3'ü, 5'i gibi kavramları bizden duymayacaksınız. Çok seri bir çalışma trafiği başlayacak. Mümkün olan en kısa süre içinde olacaktır" diye konuştu.
Müzakere başlıklarının medya önünde tartışılmasının sıkıntı yarattığını söyleyen Önder, "Bu, kapalı kapılar ardında bir şeyler yapmak anlamına gelmiyor. Tartışma taraflarına demokratik zemin sunma anlamına geliyor" dedi.
Önder, Kamu Güvenliği Müsteşarlığı'nın görüşmelerine katılıp katılmayacağı yönündeki soru üzerine, "Kamu Güvenliği Müsteşarlığı bu konuyla yetkilendirildi. İlgili tüm kurumlar ve siyasi kişiliklerle, partilerle, topluluklarla, katkılarını alacağımız herkesle olumlu katkı sunacak herkesle görüşme kararlılığındayız. Kamu Güvenliği Müsteşarlığı da, bu işin tüzel olarak çerçevelendirilmiş, yetkilendirilmiş kuruluşudur. Onlar da yoğun bir çalışma içine gireceklerdir" dedi.
"Yeni süreçten kastedilen nedir?" sorusuna Önder, şu yanıtı verdi: "Biz bu meseleyi çözeceğiz. Talep eden konumda değiliz, ortak demokratik iradeden birisiyiz. Herkesin bu iradeye dahil olmasını istiyoruz. Müşterek geleceğimiz ancak böyle oluşur. Her şeyin güllük gülistanlık olması bu işin diyalektiğine ters olurdu. Bu mutabakat zeminini geliştirme çabasıdır. Bugüne adar savaştan nemalanan, nefret söylemleri, ırkçı söylemler üzerine siyaset inşa eden siyasetler, sürekli bölünme paranoyasını kavratmaya çalışıyorlar. Bu algılarla mücadele ederken, kavramları dikkatli kullanmaya çalışıyoruz. Meselenin özüyle ilgiliyiz."
"Kamu düzeni" ve "özerklik" üzerinde tartışmaların olduğunun hatırlatılması üzerine Önder, "Müzakere, sorduğunuz meseleleri tartışmak demektir" dedi.
'YÖNTEM KONUSUNDA MUTABAKAT OLUŞTURDUK'
Önder, başka bir soru üzerine, "Yöntem konusunda mutabakat oluşturduk. Ortaklaşmalar gerçekleştikçe, belki ortak açıklamayla halklarımızı bilgilendireceğiz" diye konuştu.
Önder, neden görüşme tarihlerinin basına açıklanmadığı konusunda ise, "Karartmayı sürekli reddediyoruz. Halktan ve kamudan hiçbir şey saklanmaması gerektiğini düşünüyoruz. Siyasi çizgimize bakılırsa bu görülür. Bilgilendirme artık netice, yol kat ettikçe, bu sürecin ruhuna hizmet edilecek bir şekilde yapılacak. Bir iletişim ortaklaşması diyebiliriz" dedi.
Önder, Milletvekili Leyla Zana'nın da görüşmelere dahil edilip edilmeyeceği yönündeki soru üzerine, "Evet, beraber Kandil'e gideceğiz" yanıtını verdi. (anf)
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.