Kürt yayıncılığının Kürt kültür, edebiyat ve tarihinin gün ışığına çıkarılmasında olduğu kadar Kürt siyasi yaşamının günümüze kadarki gelişmelerinde de yadsınamaz bir rolü vardır. Özellikle son yüz yıllık Kürt tarihine bakıldığında Kürt yayıncılığının, Kürt kimlikli yayın organlarının kültür ve edebiyat içeriklerinin yanı sıra ağırlıkla politik olduğu ve daha çok Kürt siyaset ve aydınlanmasına hizmet ettiği, Kürtlerin özgürlük ve eşitlik mücadelesinin izlerini taşıdığı görülür.
İlk Kürt gazetesi ‘Kürdistan’dan bu yana her Kürt yayınının, daha geniş anlamıyla Kürt yayıncılığının diğer bir ortak yanı da karşılaştığı baskılardır. Miqdad Mithad Bedirxan’ın yayınladığı ‘Kürdistan’, sürgünde filiz verdi. Ancak ‘Kürdistan’, Mısır’ın Kahire kentinde yayınlanmasına rağmen Osmanlı’nın baskısından kurtulamadı. Hem gazete, hem gazetenin okurları yoğun baskılarla karşı karşıya kaldılar. Gazete bu nedenle yayınını Kahire’den sonra Cenevre, Londra ve Folkston’da sürdürmek zorunda kaldı; en nihayetinde baskılara dayanamayarak kapandı.
‘Kürdistan’ gazetesinin dışında da birçok yayın organı sürgünde yayınlandı; Kürt kimlikli gazeteler, kitaplar, dergiler Suriye ve Lübnan başta olmak üzere Arap yarımadasının, Kuzey Afrika’nın ve Avrupa’nın birçok ülkesinde baskı makineleriyle tanıştı. Ancak 1900’lı yılların başından 1930’lı yılların ortalarına kadar Kürt yayıncılığının ağırlıklı olarak İstanbul’da faaliyet yürüttüğünü görmekteyiz. Çeşitli cemiyetler altında örgütlenen Kürt aydınlarının, genç öğrencilerin dergi, gazete, kitap ve benzeri yayınlar aracılığıyla dünyanın dört bir yanına ulaşma çabalarının altında, elbet Kürtlerin özgürlük arayışının ciddi yansımaları vardır. Bunun yanı sıra Kürt dili, edebiyatı ve kültürü alanındaki geri kalmışlığa karşı gelişen aydın tepkisinin de Kürt yayınlarının İstanbul merkezli gelişmesine kaynaklık ettiğini söyleyebiliriz.
Devamı için
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.