Habertürk TV'de Belkıs Kılıçkaya'nın hazırladığı Doğru Açı programına katılan Tanrıkulu, Sezgin Tanrıkulu partisinin Oslo görüşmeleri konusundaki pozisyonlarını savundu, hükümeti PKK'yı aldatmakla suçladı. Bir taraftan CHP kendi Kürt açılımına girişirken, bir taraftan da CHP Genel Başkan yardımcısı ve parti sözcüsü Haluk Koç'un Oslo görüşmelerine ait olduğunu iddia ederek açıkladığı belgeler etrafındaki açıklamalardan ilgilileri CHP'nin duruşunu anlamaya çalışıyor. CHP ne ileri ne geri gidiyor. Daha bu görüşmelerden önce genel başkanımız bir vesileyle ''kan bitecekse devlet her görüşmeyi yapabilir'' dedi. Kılıçkaya'nın sorularına Tanrıkulu'nun verdiği yanıtlar şöyle:
HÜKÜMET PKK'YI ALLDATTI MI?
Bizim ilkesel duruşumuz bu diyorsunuz, ama Haluk Koç da uzun süredir elinde olduğunu belirterek İngiliz arşivlerinden çıktığını iddia ederek oslo görüşmelerine ait olduğunu öne sürdüğü metinler açıklıyor. Neden şimdi açıkladı?
Aslında ilgilileri medyadan oradan buradan Oslo'da nelerin gündeme gelip nelerin konuşulduğunu izledi, bu metinler yeni değil niye şimdi yeniden çıktı. Çünkü kanlı bir süreç başladı ve nereye gideceği kestirilemiyor.. Hergün insanlar ölüyor. O zaman geriye dönüp bakmak lazım. Başbakan ben yapacağımı yaptım diyor. Hafizamızı zorlayıp ne oldu da bu noktaya vardık diye sormamız lazımdı.
Oslo yüzünden mi?
Oslo yüzünden ama kimin yüzünden...Sadece Oslo yüzünden de değil. Orada alınan tutum önemli. Yoksa biz hiçbirşeye karşı çıkmadık. 12 Haziran'dan önce insanların ölmediği bir süreç vardı, Başbakanın ağır üslubuna rağmen. Sinop ve Reşadiye olmuştu...
Evet...Ama mutabakat metninin 5'inci maddesinde Türk tarafı seçimlerden sonra en kısa zamanda... diye sonra yine 7'inci maddede seçimlerin güvenli bir ortamda olması gibi ifadeler var. Bunlar çok önemli. Hükümet PKK'yı aldatttı mı demek istiyorsunuz?
Şunu demek istiyorum, hükümet seçim odaklı hareket etti, silahtan arındırmak için Oslo görüşmeleri olmadı. Seçim başarısı için yapıldı. Böyle bir süreci seçime odaklı yaparsanız eylemlerin bitmesine yönelik yapmazsanız geleceği nokta bu. Bunun anlaşılması lazım Haluk Koç pekçok beyanda bulundu ve Oslo görüşmelerine ait olduğunu iddia ettiği metni başbakanın CHP'ye yönelik bu mesele konusundaki sert söylemi yüzünden açıkladığını söyledi. Kuşkusuz bunun da rolü var tabii. biz 31 Mayıs'ta başbakana gittik. Bu mesele polemik konusu olmamalı dedik. Bu görüşümüzü belgeleyip hem Ak partiye hem meclis başkanlığına verdik. Ama Başbakan hergün vurmaya devam etti.
"BAZEN YALAN SÖYLEMEK CAİZDİR"
Önceki gün Sayın Arınç bazı açıklamalarda bulundu. Dikkat edin bir yıl sonra seçim var, Arınç 'belki yine MİT görüşüyordur' dedi. Aynı yemek aynı tarzda pişiriliyor. Sonra çok önemli birşey daha dedi, İslamda karı-koca arasını bulmak için yalan söylemek caizdir. Ya örgütün temsilcilerine yalan söylenmiş ya da topluma. Bu işler şeffaf yönetilmeli..Yoksa biz hiçbirşeye karşı çıkmadık.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu dün Kartal'daki mitingde, 'Başbakan pkk'yla masaya oturduğumuzu söyleyen şerefsizdir' demişti diye konuşarak, seçim öncesini hatırlamış oldu. seçim öncesinde bu görüşmeler üzerinden siyaset yapıldığını düşünmüyor musunuz?
Başbakan da çıkıp insanlar ölmeyecekse görüşsek ne olur diyemez miydi. Neticede hükümet onlar. Süreci doğru yürütmediler.
Doğru süreç nedir? CHP kürt meselesine bakarken, demokratik haklar ve pkk bu iki konuda nasıl bir politika oluşturulmasından yana?
Biz seçim beyannamemizde de belirttik, yerel yönetimler konusunda önerdik, anadil öğrenimi dedik.
Seçmeli dersten ötede birşey mi, Kürtçe öğrenimi? BDP'nin tutumu net, Ak parti seçmeli dersle sınırlı kaldı, sizin pozisyonunuz?
Kültürü, tarihi bilmiyorum, uzmanları bilir. Ama ak parti 4+4++'ü sordu mu, 326 sandelyesi var. niye getirmiyor. (..) PKK'yla görüşme konusunda CHP lideri ''kan duracaksa'' olabilir dedi. Ama başka ülkelerdeki örneklerinden biliyoruz ki, böyle süreçlerde pekçok yol kazası olabiliyor. Ki Türkiye'de de tecrübe ettik. Ve o örneklerden yola çıkarsak bu bazen yılları alıyor, baştan böyle bir koşul konulursa ki, -hangi zaman dilimi için belli değil.
Bunun altına hangi siyasi parti girer?
Biz İnsanlar ölmesin diye biz destek veriyoruz. Ama herşey hükümetin emrinde ve elinde...Ne yapacaksa yapsın. Bizim elimizde onun elindeki bilgiler yok. Devletin bilgisi elimizde değil.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.