Taksim Meydanı’nda buluşan “Hrant’ın arkadaşları” geçen 5 yılda cinayetin aydınlatılamamasını Taksim Meydanı'ndan Şişli Halasgargazi Caddesi üzerinde bulunan Agos Gazetesi'ne kadar yürüyerek protesto etti.
Saat 13.00'de başlayan ve onbinlerce kişinin adeta insan seli oluşturduğu 'sessiz yürüyüş'te slogan atılmazken, binlerce kişi ellerinde 'hepimiz Hrantız hepimiz Ermeniyiz' yazılı dövizler ile kortej oluşturdu. Yürüyüşte, en önde Hrant Dink'in eşi Rakel Dink ve çocukları yer aldı. Sanatçılar, milletvekilleri, aydınlar, yazarlar, siyasi parti temsilcisi, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve Batman'da askerlik yaparken arkadaşının tüfeğinden çıkan kurşunla şehit olan Ermeni asıllı asker Sevag Şahin Balıkçı'nın ailesi de yürüyüşe katıldı. Yürüyüş saat 14.30 sıralarında grubun Agos Gazetesi'nin önüne ulaşmasıyla sona erdi.
Saatler 15.00'ı gösterdiğinde Hrant Dink'in anısına 1 dakikalık saygı duruşunda bulunan onbinlerce kişi, 'Katil devlet hesap verecek', 'Bu dava böyle bitmeyecek, "Faşizme inat kardeşimsin Hrant', 'Yaşasın halkların kardeşliği', 'Biz bitti demedem bu dava bitmez' sloganlarını attı.
'ONU BİR KEREDE ÖLDÜRMEDİLER'
Sloganların ardından Hrant Dink'in arkadaşı gazeteci ve yazar Karin Karakaşlı, Agos Gazetesi'nin penceresinden kalabalığa seslendi.
“19 Ocak bir anma günü değil. Hiçbir zaman olmadı. Herkes acısının yaşandığı gün bir başına kahroldu" diyen Karakaşlı, "Sonra 23 Ocak geldi, Türk düşmanı ilan edilen bir Ermeni gazetecinin cenazesi hepimizi buluşturdu. Onu güpegündüz bu caddede sırtından vurdular hepimizi de görgü tanığı kıldılar" diye konuştu.
Karakaşlı, "Onu bir kere de öldürmediler canlar. Barış çağrıları yapan yazılarını yazarken öldürdüler. Valilik binasında uyarırken öldürdüler. Mahkemeden mahkemeye koştururken öldürdüler. Kendisi yetmezmiş gibi oğlunu ölümle tehdit ederken ve kimbilir ona, bizlere hiç söyleyemediği neler neler ederken öldürdüler. Gerisi çorap söküğü gibi geldi. Gizlenen telefon görüşmeleri, başlatılmayan ya da üstü kapatılan soruşturmalar... Hepsi birbirini izledi. Başta Veli Küçük ve Kemal Kerinçsiz başta olmak üzere pek çok Ergenekon sanığının Dink sağken linç kampanyası yürüttüğü biliniyordu ama bu cinayet davası bir türlü Ergenekon ile bağlantısı kurulamadı" diye konuştu.
Sözleri sık sık sloganlar ve yuhalamalarla kesilen Karin Karakaşlı, "Bu kepazeliğe bir son verin artık. Yargıtay bir kez de adalet adına temyiz makamı olsun. Bunları yapmak şarttır, farzdır. Çünkü bize yaşatılan ayıptır, zulümdür, günahtır. 'Dosya kapandı' diyorlar bize. Hrant Dink dosya değil ki kapansın. O bir yara" dedi. Karakaşlı, Türkiye’de öldürülen Ermenilerin isimlerini okurken, binlerce kişi de hep bir ağızdan ‘Burada!’ diye bağırdı.
VURULDUĞU NOKTAYA KALDIRIM TAŞI YERLEŞTİRİLDİ
Bu arada 5 yıl önce katledilen Hrant Dink'in öldürüldüğü yere Ermenice ve Türkçe, "Hrant Dink burada öldürüldü. 19 Ocak 2007 saat 15.05" yazılı bir kaldırım taşı yerleştirildi. Kaldırım taşının etrafıra mumlar yerleştirilirken Agos Gazetesi'ne de "5 yıl değil 95 yıl da geçse, bu dava böyle bitmez" yazılı bir afiş asıldı.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER: CİNAYETİ DEVLET ÜSTLENDİ
Yürüyüşe katılan BDP İstanbul milletvekillerinden Sırrı Süreyya Önder, mahkemenin Dink davası ile ilgili kararını şu sözlerle eleştirdi:
''Demokratik haklarını savunmak için bir araya gelen öğrencilerden, doğasına, kurduna kuşuna sahip çıkan çevrecilere kadar herkesi bir örgüt torbasına koyma konusunda çok mahir olan bu devlet, devletin gizli açık bütün yapılanmalarının kol kola girip işlediği bir cinayet örgütün varlığını yansıtıyor."
"Hükümet kendini 'bu yargının tasarrufudur' deyip bunun dışına atamaz çünkü soruşturma izni hükümetten istendiğinde mesela MİT mensupları için vermedi. Bu statükonun, bu zalimliğin önemli bir parçası. Bu dediğim şeylerden örgüt çıkaran devlet bundan çıkarmıyorsa bu bir tek anlama gelir. Cinayeti devlet üstlenmiştir, katil de devlettir. Bundan sonraki temyiz sürecinden bahsedilmesi hiç önemli değil artık. Bu halkın vicdanında mahkûm olmuştur. Temyiz hiç önemli değil.''
AHMET HAKAN: DUYARLILIK DEVAM EDİYOR
Yürüyüşe katılanlardan gazeteci Ahmet Hakan, “Soğuk havaya rağmen katılım yüksek. Bu yürüyüş bir duyarlılığın devam ettiğini gösteriyor. Bu cinayet milliyetçilik duygusu kabarmış iki çocuğun yapabileceği bir şey değil. Tüm olanlar örgütsel bir yapıya işaret ediyor” dedi. Sanatçı Ahmet Kaya’nın eşi Gülten Kaya da, "Buradaki insan sayısının Türkiye’deki tüm vicdanlı insanları temsil ettiğini düşünüyorum. Türkiye bir kırılma noktasından geçiyor. Buraya gelen insanlar, diğer tüm kimliklerinden soyutlanarak bir kardeşleri öldürüldüğü için buraya geliyor. Ben bunu çok önemsiyorum" diye konuştu.
'TÜRKİYE HRANT İÇİN BİR ARAYA GELDİ'
Hrant Dink'in arkadaşı Gazeteci Aydın Engin de, "Biz bitti demeden bu dava böyle bitmez. Bugünün en anlamlı sloganı başka söze gerek bırakmıyor. Bize ‘Siz kimsiniz’ diye soruyorlar. Biz işte bu alanda toplanan on binleriz. Bu sadece bir kuru kalabalık değil. Burada Türkiye’nin mozaiği Hrant için bir araya geldi. Hükümet adına Başbakan Erdoğan, Hrant'ın katilini 32 saatte yakaladıklarını söyledi. Evet, doğrudur ama 36. saatte İstanbul Emniyet Müdürü bu cinayetin örgüt bağlantısı olmadığını söyledi. Yani 5 yıl sonra verilen bu hüküm aslında cinayetin hemen ertesinde verilmişti" açıklamasını yaptı. (Ajanslar)
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.