Yeni Şafak gazetesi yazarı yazarı Salih Tuna, meslektaşlarını çok kızdıracak bir yazıyla okurlarının karşısına çıktı. En meşhur köşe yazarlarından birkaçını mercek altına alan Tuna ''Hangisi hangi işe yarar'' diyerek mizahi bir dille ilginç bir analize imza attı.
Hangi köşe yazarı hangi işe yarar?
Provokatif olanından, kendi halinde sessiz sedasız olanına; "tıklanmaktan" başka derdi olmayanından, "kavmini" aydınlatmayı yegâne "dert" edinenine kadar enva-i çeşit köşe yazarı var.
Hangi birini sayayım?
Her şey hakkında yazanı da var, hep aynı şeyi yazanı da!
Allah eksikliklerini vermesin, hayatın rengi neşesidirler. Onlar olmasaydı, olan biteni anlayamazdık.
Hiçbir işe yaramazlarsa kafa karıştırmaya yararlar. Kafası karışık olmak da "yumruk kafalı" olmaktan bin kat evlâdır.
Dolayısıyla köşe yazarlarını sevmeli, sevdirmeli; gözümüz gibi bakmalıyız.
Hele "Ben yazmıştım..." falan diyerek zamanın kendisini haklı çıkardığını dillendirmekten müthiş zevk alanları vardır ki, ömre bedeldirler.
Müneccimbaşı edaları yahut kendilerine atfettikleri olağanüstü ehemmiyet nedeniyle ilk bakışta itici gelirler.
Ama...
Üzerlerinde biraz "çalıştığınızda" sevimli, bir parça da romantik olduklarını görürsünüz.
Bu türün aksine zamanın çok gerisinde kalan anakronik kafalılar vardır.
En çok merhamet gösterilecek tür bunlardır.
Çünkü neye niçin karşı olduklarını bilmezler. İnsiyaki olarak bir şeylerin değiştiğini fark edebilirler; lakin değişen şeyin ne olduğunu fehmedemezler! Yılmaz Özdil ve Emin Çölaşan bu türün mümtaz örnekleri arasındadır.
"Önümüze gelene bir tekme" dercesine sağa sola sataşan köşe yazarlarına gelince...
Bunlar grup davranışı sergileyen çok tehlikeli varlıklardır.
Bir de, "fikir yazıları yazsana" diye tutturan okurların hiç mi hiç okumadığı köşe yazarları vardır.
Tuhaf gelecek size ama söyleyeyim: "Fikir yazısı" yazanlar işte bunlardır!
Gündemin dışında "kalıcı" yazılar yazarlar.
Ne ki, bir köşe yazısının en mühim hususiyeti "kalıcı" olması değil, "geçici" olmasıdır.
Dahası, köşe yazısının yayımlandığı an itibariyle değerli olanı makbuldür.
Neyse, biz iyisi mi başlığımıza uygun diller dökelim. Yani, "Hangi köşe yazarı hangi işe yarar?" sorusuna cevap arayalım:
Reha Muhtar / Kendinize güveninizi artırır. Üç beş yazısını okuduktan sonra ben de köşe yazarı olabilirim diyebilirsiniz.
Ahmet Hakan / Utangaçlığa kesin çözümdür. Yüzünüzün her halükarda kızarmamasının yollarını öğrenir; tastamam yırtarsınız.
Can Dündar / Ne zaman belgesel, ne zaman televizyon programı yapılacağı başta olmak üzere, neyin ne zaman yapılması gerektiğini öğrenirsiniz. Hiçbir işe yaramaz ise, "Zengin olmanın yolları" gibi salak kitaplara ihtiyacı azaltabilir.
Ertuğrul Özkök / Kültürfizik sahibi yapar. Omurganızı esnekleştirir; araziye uyum katsayınız yükselir.
Özdemir İnce / İbret almaya birebirdir. Daha ne olsun!
Hıncal Uluç / Futboldan modaya kadar her konuda malumat verir ama nasıl adam olacağınızı söyleyemez.
Fatih Altaylı / Nasıl adam olacağınızı söyler ama malumat veremez.
Mustafa Mutlu / Yazarına acıma hissi uyandıran yazılar kaleme aldığı için merhamet duygularınızı harekete geçirir.
Serdar Turgut / Haydar Dümen yazılarına müptela iseniz azaltmanızda belirli bir katkısı olabilir.
Haydar Dümen / Serdar Turgut'un yazılarına ihtiyacı azaltabilir.
Ayşe Arman / Entelektüel yapar. Aksatmadan okunursa yaklaşık bir senede Ayşe Özyılmazer'in seviyesine ulaştırır.
M. Yakup Yılmaz / Muhakkak bir yararı vardır. Doğada yaratılan hiçbir şey yoktur ki, fonksiyonu olmasın. Hiç değilse bunu düşündürür.
Bekir Coşkun / Saatleri ayarlamanıza veya vardığınız yeri görmenize en az Yılmaz Özdil kadar yarar sağlar. Zira yıllar geçse de, bıraktığınız yerden ayrılmayan bir huyu vardır.
Oktay Ekşi / Sinir yapar. Unutmayalım, insanoğlunun belirli dozda sinirlenmeye de ihtiyacı var.
Mehmet Ali Birand /Onca yıla rağmen nasıl ayakta kalındığı hususunda faydalı olabilir. Ayrıca (nedendir bilmiyorum ama) ikinci el otomobil alım satımında da işe yarar gibi geliyor bana.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.