• BIST 9468.92
  • Altın 2952.122
  • Dolar 34.4839
  • Euro 36.1941
  • İstanbul 17 °C
  • Diyarbakır 16 °C
  • Ankara 17 °C
  • İzmir 21 °C
  • Berlin 3 °C

Halen 'kağıt' olsa da darbe belgesidir

Halen 'kağıt' olsa da darbe belgesidir
Son belgeyi -henüz kağıt olsa da- bu kadar tartışılır kılan geçmişi değil, şu anda maruz kaldığımız bir darbe planını ortaya çıkarmış olmasıdır.

Önceki gün Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı; “Anılan belgenin Genelkurmay Başkanlığında hazırlanmadığı, böyle bir belgenin mevcut olmadığı anlaşıldığından ve aslı bulunmayan fotokopi belgenin 4. sayfasındaki imza bloğunda Albay Dursun Çiçek'in isminin üzerinde yer alan imzanın, şüpheli Deniz Piyade Kurmay Albay Dursun Çiçek'e ait olduğuna, bu belgenin hazırlanması ve herhangi bir kişiye verildiğine ilişkin şüpheli hakkında delil bulunmadığından, soruşturma konusu olay ve şüpheli Dursun Çiçek ile ilgili olarak itiraz yolu açık olmak üzere kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği” şeklinde açıklamada bulundu. Burada bir kısmını okuduğunuz kararın, üç sayfalık bütününü okuduğunuzda adeta anlaşılmamak için yazılmış izlenimi edinebilirsiniz.

CEVAPSIZ KALAN SORULAR

Bu kararla, ilgili soru işaretlerini gidermek için medya karşısına geçtiğini umduğumuz Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ, sorulara hiç değinmedi. Albay Çiçek neden soruşturma ifadesinde farklı imza atmıştır, imza konusunda üç kurumdan alınan raporlar soruşturmayı derinleştirmek için neden yeterli görülmemiştir? Bu ve başka sorular hâlâ cevap beklemektedir.

Org. İlker Başbuğ, kameraların karşsına geçerek; belgenin hukuki dayanağı olmadoğını ve bu haliyle bir 'kağıt' olduğundan bahsederek, bundan sonra ne yapılması gerektiği konusunda da sivil yargıya yol göstermekten çekinmemiştir. Başbuğ'un bu toplantısında esas olarak kendilerine karşı; “medya üzerinden asimetrik olmayan bir psikolojik harekat yürütüldüğünü” ifade etti. Ve buna son verilmesini istedi. Oysa şunu açık biçimde ifade etmek gerek; bu belge bağlamındaki tartışmalara katılan hiç kimsenin TSK'ya karşı bir savaş içinde olduğunu söylemek mümkün değil. Bu tartışmalar, Türkiye'nin demokratikleşmesi ve sivilleşmesine katkı olarak okumuk daha iyi çıkarım olacaktır.

Şu anda top sivil savcılıkta. İstanbul Cumhuriyet Savcılığı üzerine düşeni elbette yapacaktır. Ama bu kapsamda, Albay Dursun Çiçek'in sorgulanması, onun kullanadığı bilgisayaraların sivil savcılar tarafından incelenmesinde de, karargâhın kolaylık göstermesi gerekmektedir.

Bu belge bir suçüstüdür. Bundan önce medyaya yansıyan Ergenekon Davası'ndaki belgeler geçmişi yargılanırken, şimdi tartıştığımız belge şu anı yargıya havale etmektedir. Benzer belgelerin dava unsuru olduğu bir hukuki süreç işlemektedir. 2003-2005 arasında hazırlanmış dört darbe girişimi şu anda yargılanmaktadır. Bu dava sürerken, yargılanlarla aynı zihniyete sahip ve bu organizasyonun dışarıda kalan unsurları iflah olmamış biçimde yeni planlar yapmaya devem etmektedirler. Şu anda sürmekte olan davanın eklerindeki belgeler son çıkan belgeden daha mı az değer taşımaktadır. Sanmıyoruz. Çünkü o eklerde, Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz, Eldiven darbe planları, Özden Örnek Günlükleri, Mustafa Balbay Günlükleri, Lahika, STK andıcı ve daha birçok belge var. Ve bu belgeler karanlık bir tarihi aydınlatacak niteliktedir. Ve yine biliyoruz ki, bu belgelerin bazıları kamuoyuna yansıdığı zaman hemen yalanlandı. Özden Örnek Günlükleri yalanlandı. Sonuçta gerçek olduğu ortaya çıktı. Mustafa Balbay Günlükleri yalanlandı. Sonuçta gerçek olduğu ortaya çıktı. Son çıkan belge, şu anda fotokopisi olduğu için 'kagıt parçası' muamelesi görse de, yakın zamanda orjinali bulunduğunda gerçek belge vasfına kavuşacaktır, bundan şüphemiz yoktur.

Evet, bu kez kamuoyu algıları daha güçlü. Ve Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ'un konuşması ne yazık ki, bu kamuyonu yeterince tatmin etmedi. Ergenekon Davası, geçmişte yaşadığımız karalık dönemi, karalık olayları aydınlatıyor, ama bu belge içinden geçtiğimiz, yaşadığımız anı ortaya çıkardığı için kamuoyu tarafından bu kadar ciddiye alınıyor. Bu AK Parti'ye karşı içinden bulunduğumuz süreç içinde yapılan darbe planını açığa çıkarmktadır.

DARBECİLERİ YARGILAYACAĞIZ

Belge ekseninde yaşadığımız tartışma Türkiye'nin demokrasi dışı yollarla gelebileceği son yeri göstermesi açısından önemlidir. Toplumda oluşan duyarlılık ve gerçeğin ortaya çıkma arzusu, medyanın aynı şekilde gerçeğin ortaya çıkarılması için sergilediği çaba önemlidir. Darbe dönemi bitmiştir çokça yazılan ve muhtemelen temenniyi ifade eden bir dilek olsa da bence gerçekliği yüksek bir tespittir. Hatta Türkiye artık bir adım daha atmak üzeredir; 'Darbecileri yargılamak'. Bu sadece son ortaya çıkan belgenin sorumlularının değil, 2003-2005 döneminde Cumhuriyet Çalışma Grubu içinde hazırlanmış 4 darbeyi hatta daha geriye giderek 1980 darbecilerini yargılama cesareti gösterip gösteremeyeceği bunun imtihanı olabilecektir. Bunun tek yolu ise siyasete güvenmek ve siyasetin sivilleşmesinden yana olmaktan geçmektedir. Siyasetin sivilleşmesi derken, AK Parti'ye şunu hatırlatmakta fayda var; Belge'nin 'İCRA' başlığı altında 'Kara Propaganda Faaliyetleri' başlığının 7. maddesi aynen şu şekildedir: “AKP mensubu kilit haberleşmeciler tarafından kamuoyuna çelişkili açıklamalar yaptırılarak, AKP içerisinde ciddi anlamda anlaşmazlık ve bölünmeler yaşanıyormuş şeklinde algılanması sağlanacaktır.”. Belgenin gerçek olup olmadığının ortaya çıkarılması için dava açan AK Parti'nin bu son maddeydi de dikkate almasının beklemek hakkımız değil mi?

Kaynak: Haber Kaynağı
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89