Gülten Kaya'dan Reha Muhtar'a ders!

Gülten Kaya'ınn ahmetkaya.com sitesinde yayınlanan yazısı şöyle:

Mecburen ve Kısaca; Yine Ahlak!

Ahlak çökünce “İNSAN” olma yolculuğunda kat edilecek mesafe de kalmıyor. O yolculuğun mesafesizliğinde “mantık” ise, düşünme eyleminde bir lüks zaten.

Bu zorlu yolculukta bir de korkular varsa, bunun gereği de aba altında sopa taşımak oluyor, olur a, rastgele sallamak gerekebilir mezarlıklardan geçerken.

Ama sopa, bir doğaçlama gücünde.

İlahi haberci;

Oysa o sopayı ilk salladığınızda, yarattığı etki ile ciddi(!) bir dava açıldı ve ciddi(!) yargılamalar da gerçekleşti. Sanatçısı Ahmet Kaya olup, e bir de böylesi doğaçlamayı yapan ülkenin yargısında da olacak tabii Memleketi koruma refleksi.

De;

Hafızanız da karışmış biraz. Gösterdiğiniz sopa o gece henüz elinizde değildi. Olsaydı, doğaldır ki onu sallardınız. Zira reflekslerinizin olduğu yerde durduğunu bize 2012 Mart ayında deşifre etmiş oldunuz işte! Yazınızın yararı da bu oldu.

Bir linç sırasında, linç edileni korumak(!) için eğlenceli korolar kurunca mı ediniliyor bu üsttenci ve tehditkar üslup? "İzan" dendiğinde insanı ele veren dile de bakmalı tabii. Çünkü, dolaylı ya da dolaysız hiçbir insanın hayatına zarar vermemiş olmanın huzurlu sükuneti ile hırçınlık arasındaki farkın açıklaması dildeki izanda ele veriyor kendini.

Bu arada;

İnsan Hakları denen kavram ve değer konusundaki anlayışınızı da belki istemeden deşifre etmiş oldunuz. Dünyaya o pencereden bakıldığında, herkes her alandaki mağduriyetini yargıya taşıyabilir. Hukuk tam da bunun için vardır. Size ağır gelse de...

Ben, giden babalar için hep üzüldüm. Babanız için de üzgünüm. Bu cümleler fazladan olacak ama 1999 yılından beri, yaşadığım her şeye rağmen kalbimi ve izan duygumu da “İNSAN” ve "HAKLI" olduğum için korudum.

Son not:

Montaj masasına otururken kurgu kafada oluşmuştur zaten. Masanın ve masadakilerin suçu yok!

Neden “Ahlak” dediğim de anlaşıldı mı peki?

Gülten Kaya