Uçakta beraberindeki gazetecilerin sorularını cevaplayan Gül, terörden karikatür tartışmalarına kadar birçok konuda çarpıcı açıklamalar yaptı.
İşte Cumhurbaşkanı Gül'ün açıklamaları ve sorulara verdiği cevaplar:
RESMİ DİL TÜRKÇEDİR AMA...
Gül, "BDP'li vekillerin Meclis'te Kürtçe konuşması üzerine tartışma çıktı. Nasıl yorumluyorsunuz" sorusuna şu cevabı verdi:
"Uğraşılan şeylerin hepsi büyüme sancısı. Daha önce de söyledim. Büyüme döneminde bu tip sancılar olur. Ülke içerisinde bütün bunlar rağmen karamsarlık olmamalı. Büyüyen bir çocuk evin içinde fark edilmez. Normaldir. Evde yeni bir bebek doğsa, büyürken fark edilmez. Ama 6 ay sonra uzaktan gelenler onun nasıl değiştiğini büyüdüğünü görür hatta ağzı açık kalır. Türkiye'yi öyle görmek lazım. Bu tartışmalardan dolayı hiç bir zaman karamsarlığa kapılmamak lazım. Büyüme sancısı gibi olumlu acılar olarak görmek lazım. Türkiye de şunu herkes bilmeli. Resmi dili Türkçe ve bu böyle de kalacak. Hiçbir zaman değişmeyecektir. Tek dil olarak tabi ki. Büyük ülkelerde konuşulan birçok diller olur. Bunların hepsi kültürümüzün parçası. Pozitif bakmakla negatif bakmak; önemli olan bu. İnkar etmenin de anlamı yok. Zaten inkar ederek de bir yere de gitmiyor. Tam tersine Anayasa 'kültürü korumak bizim için görev' diyor. Kültür deyince müzedeki şeyde destanda konuşulan yerel dillerde girer. Hepsine bu şeklide baktığınızda olumlu şeyle gidersiniz. Türkiye böyle bakıyor. Onun için televizyonlar, üniversiteler de kürsünle, kurslar. Bu pozitif olumlu bakma, öz güvenle ilgili. TBMM'nin işleyişinin kendi kuralları var. Bunlar usullü şeyler. Bu konularda dikkatli olunursa, bu tip şeyler, politik araç yapılmaktan uzak tutulursa o kadar rahat hayatımızın parçası olurlar. Bazen TRT6'ya bakıyorum. Genç genç insanlar bunlar. Dışarıdan gelmedi ki kardeşim? Demek ki bu konuşulan gerçek bir şey. Niye ben bunu, yok göreyim ki. Bütün bu anlayışı baltalayacak davranışlardan da kaçınmak gerekir. Bunlar, reformların, demokratik standartların yükseltilmesi süreçlerin önünü tıkar. Onun için herkesin sorumluluğu var."
YETKİ ALAN CESUR OLUR
Gül, "PKK'nın seçimlere kadar eylemsizlik kararı almasını nasıl yorumluyorsunuz" sorusuna ise "Kan, silah, şiddet, terör olmazsa... Bunların olduğu yerde herkesin psikolojisi farklı olur" cevabını verdi.Meclis'in bir çok konuyu seçim sonrasına bıraktığı yönündeki yorumların hatırlatılması üzerine Gül, "Her şeyin bırakılması diye bir şey yok. Bir Anayasa'yı gördüm. TBMM'nin gece gündüz çalışması gerekir. Önündeki gündemine hakim olup süratli bir şekilde gündemini temizlemesi gerekir. Anayasa işte yapılamadı Seçime giderken herkese daha açık söylenecek. Ondan sonra da kim yetki alırsa yetki bende diyerek daha cesur davranacaktır" diye konuştu.
ŞÜPHE ETMİYORUM
Başbakan Erdoğan'ın özgürlük anlayışı tanımı ve polemiklerin hatırlatılması üzerine Cumhurbaşkanı Gül, "Başbakan'ın özgürlük anlayışında herhangi bir şüphe etmiyorum. Başbakan'ın özgürlük anlayışı gayet açık. Söylediği şey şu; bireyin öne çıktığı, özgürlükçü herkesin kendi tercihini yapabileceği, herkesin kendi tercihine saygı duyulacak. Böyle. Herkesin ulaşmak istediği de bu Ötesinde bir şey aramamak gerekir" dedi.
Cumhurbaşkanı, NATO'nun yeniden yapılanması kapsamında bazı üslerin kapatılacağı, İzmir'in de tartışmalı olduğunu yönündeki soruya ise "İzmir'le ilgili bir durum yok. O projede İzmir yer almıyor" yanıtını verdi.
TOLERANSLI OLMAK LAZIM
Gül, son günlerde çok konuşulan karikatürist-siyasetçi ilişkisinin nasıl olması gerektiği yöndeki soru üzerine de "Önemli olan hakaret olmaması. Onun ötesinde karikatür tabi ki mizah zaten. Çerçeve hakaret olmaması. Karikatür daha geniş. Karikatüre daha toleranslı olmak gerekir yazıya göre açıkçası. Yazı da her şeye hakim olursun. Öbürü farklı. Güzel yapanda var çok iyi yapanda var. Ama karikatüre toleranslı bakmak lazım" dedi.
ZATEN AYRILMAK İSTİYORDU
Gazetecilerin, Diyanet İşleri Başkanı Bardakoğlu'nun ayrılması ile ilgili sorusuna ise Gül şu cevabı verdi: "Devlet görevinde uzun bir dönemdir 8 yıl. Dolayısıyla sayın başkanın da bir arzusu vardı. Kendisinin de epeydir vardı. Bu haftalık bir aylık da değil. Bir süredir akademik hayata geçmeyi arzu ediyordu."
"Açıklamalarıyla ilgisi olabilir mi" hatırlatması üzerine Gül, "Hayır.. Diyanet İşleri Başkanı doğrusu saygı duyulacak bir din adamıdır. Akademik formasyonun ötesinde samimiyet kişilik karakter. Uluslararası arenada da yakından izleniyor" dedi.
REKTÖR ATARKEN ETNİK AİDİYET ARAŞTIRMAM
Cumhurbaşkanı Gül gazetecilerin "Siz Londra ya giderken rektör atamaları için 'Alevi'yi de atadım CHP'liyi de' dediniz. Kimliklerine bakarak mı yaptınız atamaları " şeklindeki soruya şu cevabı verdi:
"Çok sıkıldım bu tip tartışmalardan. Yani bunu birisini şöyle düşüncede böyle düşünce de diye söylemek yakışmaz da. Ama o kadar çok bu konuyla ilgili farklı bir algı ve propaganda var. Ben asla, birisinin eşine bakmam. Aynı şekilde birisinin böyle şeylerine, etnik yapısına bakmak? Bunlar kesinlikle ne ahlaki olarak doğru olur ne de böyle bir hakkımız var. Sadece kanun çerçevesinde güvenlik soruşturması yapılır. Açıkçası Alevi dernekleri geldi 'Atadıklarınız arasında Alevi rektörler var' deyip teşekkür ettiler. Yoksa ben atarken bakmamıştım. Ben kişilerin Alevi olup olmadığını asla araştırmam. Böyle bir bilgi gelmez. Ben de araştırmam. Daha da açık konuşuyorum. Asla sorulmaz. Böyle şeyler asla araştırılmaz. Hatta bazen doğum yerleri bile olmaz bilgi formlarında. Bana gelen bilgilerde bunlar asla olmaz, asla sorulmaz. Atandıktan sonra insanlar söyler. Sonradan öğrendikten sonra da memnun oldum açıkçası. Kriter bana göre gerçekten üniversiteyi iyi üniversite yapacak mı?"
"Başörtüsüne imza atan isimleri daha fazla atadığınız yönde değerlendirmeler var" sorusu üzerine ise Gül çok net konuştu: "Ne bende ne de Cumhurbaşkanlığında böyle bir liste var."
Adem Yavuz ARSLAN /BUGÜN
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.