Irak’taki yeni ele geçirilen bir kil tablette, tarihin en eski yazılı destanı olarak bilinen Gılgamış Destanı’nın bilinmeyen dizeleri ortaya çıktı.
Yeni bölümler Süleymaniye Müzesi ile bir kaçakçı arasında gerçekleşen pazarlık sonucu ortaya çıktı.
Amerikan işgali sırasında kaybolan eski tarihi eserleri yeniden kazanabilmek için kaçakçılarla gizli görüşmeler yürüten Irak’taki Süleymaniye Müzesi, bir kaçakçıdan 80 ila 90 kil tablet aldı.
Bu alınan tabletlerden birinin M.Ö 2100 yılına kadar giden Uruk kralı Gılgamış’ın ölümsüzlük arayışının öyküsünün anlatıldığı Gılgamış Destanı’na ait olduğu belirlendi.
Bulunan tablette daha önce bilinmeyen 20 satır yazı bulunduğu tespit edildi.
Yeni bulunan bölümde Uruk Kralı Gılgamış ve arkadaşı Enkidu’nun Cedar ormanına giderek Humbaba isimli devi yenmeleri anlatılıyor. Yeni tablet destana, 20 bilinmeyen satır ekliyor ve ormanın nasıl gözüktüğüyle ilgili detayları veriyor.
Londra Üniversitesi Ortadoğu ve Afrika Araştırmaları okulunda araştırmacı Andrew George, “Yeni tablet diğer kaynakların koptuğu yerden devam ediyor. Bu tabletlerde Cedar ormanının durgun, huzurlu bir yer olmadığını öğreniyoruz. Burası gürültülü kuşların yaşadığı, maymunların ağaçlarda çığlık attığı bir yer” dedi.
George, bu tarz canlı manzara tasvirlerinin Babil destanlarında çok ender olduğunu belirtti.
Yeni dizeler ayrıca destanın başka bölümlerinde üstü kapalı bahsedilen detayları da onaylıyor.
Örneğin Enkidu ve Humbaba’nın çocukluk arkadaşları olduğu ve devi öldürdükten sonra ormanı tahrip etmelerinden dolayı pişmanlık duyduklarını anlatıyor. George, bu tarz çevre bilincine eski yazılarda çok ender rastlandığını belirtti.
Yeni tablet çamurdan arındırılmış ve tamamen tercüme edilmiş olarak Süleymaniye Müzesi’nde sergileniyor.
Müze, ABD işgali sırasında şehir ve müzelerde kaybolan eski tarihi eserleri yeniden kazanabilmek adına kaçakçılarla bu tür gizli görüşmeler yürütüyordu.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.