• BIST 9470.94
  • Altın 3945.78
  • Dolar 38.0358
  • Euro 43.3815
  • İstanbul 12 °C
  • Diyarbakır 12 °C
  • Ankara 7 °C
  • İzmir 16 °C
  • Berlin 17 °C

Gidiş AK Parti-MHP anayasasına mı?

Gidiş AK Parti-MHP anayasasına mı?
Radikal gazetesi yazarı Murat Yetkin'in bugün yayınlanan 'Gidiş AK Parti-MHP anayasasına mı?' başlıklı yazısı...

Gidiş AK Parti-MHP anayasasına mı?
Kapılar ardında bir şeyler oluyor mu henüz bilmiyoruz ama kamuoyu önünde AK Parti ile MHP aralarında müzakere sürdürüyor gibiler. 

Hükümetin üçüncü yargı paketinin önceki gece Adalet Komisyonu’nda görüşülmesi sırasında dikkat çekici bir gelişme oldu. Yargı paketi, terörle mücadele suçlarını soruşturan kamu görevlilerinin adreslerinin korunmasından avukatlara verilecek dava dosyaları süreleri üzerine kısıt konulmasına, yasadışı dinlemelere verilecek cezanın arttırılmasından örgüt üyeliği ve yöneticiliğine yeni tanımlar getirilmesine, rüşvet suçlarına cezanın ağırlaştırılmasından basın yoluyla işlenen suçlara erteleme getirilmesine dek bir dizi hüküm içeriyor.

Paketin 31 Mayıs gecesi Adalet Komisyonu’nda görüşülmesi sırasında bir önerge veriliyor. Bu önerge 12 Eylül 1980 tarihinden önce örgütlü olarak cinayet işleyenlerin tek tek cezalandırılması yerine topluca cezalandırılması, dolayısıyla daha az ceza almasını öngörüyor. MHP’nin bir süredir, özellikle Avrupa Birliği uyum yasalarının ardından örgütlü suçlarda kişi başına düşen cezaların azaldığına dikkat çekerek benzeri suçlardan 12 Eylül öncesi eylemler nedeniyle mahkûm olanların mağdur olduğu yolunda kulis yaptığı biliniyordu. 

Ortak önergeler

AK Parti’den Bülent Turan ve Mevlüt Akgün, MHP’den de (her ikisi de 12 Eylül öncesinde ülkücü hareketin önde gelen simalarından olan) Ali Uzunırmak ve Celal Adan’ın imzasıyla komisyona verilen ortak önerge, her iki partinin oylarıyla kabul edildi. Önergenin yasalaşması durumunda, 12 Eylül öncesi birden fazla suç işlemiş ve hâlâ cezaevinde bulunan kişilerin tahliye edilmesi mümkün olacak. Bu kişiler arasında, 9 Ekim 1978’de Ankara’da MHP Genel Merkezi’nin de bulunduğu Bahçelievler’de aynı öğrenci evinde kalan Türkiye İşçi Partisi üyesi 7 gencin öldürülmesi nedeniyle 7’şer kez idam cezası alan ve idam kaldırıldığı için cezaları müebbede çevrilen Ünal Osmanağaoğlu ve Bünyamin Adanalı gibi isimlerin de bulunacağı tahmin ediliyor.

Henüz genel kurulda oylanmamış bu önerge, son günlerde AK Parti ile MHP arasındaki ortak nokta arayışlarının ilki değildi. 

Perde arkası

İki parti, kapılar ardında bir şeyler oluyorsa henüz bilmiyoruz ama kamuoyu önünde sanki demeçler yoluyla dolaylı müzakere sürdürüyor gibiler.

Geriye gidersek, 29 Mayıs’ta her iki partinin Meclis grup toplantılarındaki konuşmalarda da bu dolaylı müzakerenin izlerini sürmek mümkün. Örneğin Uludere konusunda deyim yerindeyse yeri göğü topa tutan Başbakan Tayyip Erdoğan, MHP’yi eleştiri oklarının dışında tuttu. Bunda belki de MHP lideri Devlet Bahçeli’nin üç gün önce 26 Mayıs’ta parti merkezindeki Ziya Gökalp Kültür Merkezi’nin açılışında, Uludere beyanları nedeniyle başka kesimlerden, hatta AK Parti içinden eleştiri alan İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’e destek vermesi, sahip çıkmasının payı vardı. Nitekim Bahçeli, Erdoğan’dan biraz sonra yaptığı 29 Mayıs grup konuşmasında Şahin’e desteğini tekrarladı.

Bu diziye Bahçeli’nin 27 Mayıs’ta ‘Ülkücü Şehitler Günü’ anma töreninde ülkücülerin ‘mağduriyetlerini’ gündeme getirmesini de eklemek mümkün –ki 31 Mayıs’ta Adalet Komisyonu’ndaki önerge AK Parti desteğiyle yasalaşırsa bu ‘mağduriyet’ herhalde bir ölçüde giderilmiş sayılacaktır. Ama bu diziye kesinlikle, Erdoğan’ın 25 Mayıs’ta, tam Uludere tartışmaları zirvedeyken Türkiye İhracatçı Meclisleri’nde yaptığı konuşmada CHP’nin anayasa konusunda ‘mızıkçılık’ yapmaya başladığını söylediği konuşmayı almak gerekiyor. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu her fırsatta ‘anayasa masasında kalmak’ istediğini vurguladığı halde bu çıkışın nereden kaynaklandığını söylemek zor; belki kapalı anayasa oturumlarında dışa yansımayan gelişmeler var ve o nedenle Başbakan böyle konuşuyordur. Ancak sonrasındaki saydığımız gelişmelerle değerlendirince, Başbakan’ın belki de bir B-planı üzerinde mi çalıştığı sorusu akla takılıyor. Acaba AK Parti, bir aşamada artık işi daha fazla uzatmadan CHP ve artık ‘kalleş’ diye nitelendirdiği BDP’yi de fazla uğraştırmadan MHP ile bir anayasa yapmak, böylece Meclis’te bulunacak anayasal çoğunlukla da yetinmeden bunu halkoylamasına sunmak gibi bir B-planına mı sahip? Son gelişmeler bu senaryonun akla uzak olmadığını gösteriyor. 

4 yıl öncesi

Bu senaryoyu paylaşırken dört yıl önceki bir işbirliği zeminini hatırlatmakta fayda var.

Üniversitelerde başörtüsünün serbest bırakılması yasa tasarısı, 9 Şubat 2008’de AK Parti ve MHP’nin toplam 411 oyuyla Meclis’ten geçmişti. CHP tarafından Anayasa Mahkemesi’ne taşınan karar, 5 Temmuz’da AYM tarafından reddedilmişti.

Onu takip eden üç gelişmeyi de yazıp şimdilik kapatalım: O arada Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 17 Mart 2008’de AK Parti’ye kapatma davası açmış, dava 30 Temmuz 2008’de (bir uyarı ve para cezasıyla) reddedilmeden önce 25 Temmuz 2008’de Ergenekon davası iddianamesi açıklanmıştı.

Gelişmeler şimdilik Turgut Özal’ın ‘Türk-İslam sentezi’ kavramı içine henüz oturmuş değil ama dikkat çekici bir süreç bu.

Murat Yetkin - Radikal

  • Yorumlar 3
  • Facebook Yorumları
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    • Abdulkadir yilmaz02 Haziran 2012 Cumartesi 11:06insan anayasasi yapilmali

      millet kavraminini sevmiyorum,cünkü ülkemizde millet kavramini irk i anlamda kullandiklari icin bana pek sicak gelmeyen bir kavram,türkiye cumhuriyeti kuruldugundan bu yana kemalist ve türk milliyetcisi ideolojisine hizmet eden yasalarla zihniyetle 2012 yi gördü,simdi ise erdogan kemalist ideolojisini cikarip akpnin kendi ideolojisini yerlestirmeyi düsünüyor,yani milliyetcilik hep vardi ve olmaya devam edecek.

      Yanıtla (0) (0)
    • bahoz03 Haziran 2012 Pazar 20:35milliyet ve milliyetçilik(ırkcılık)

      öncelikle milliyet ve milliyetçilik kavramlarını iyi anlamamız gerekir.milliyet nedir milliyetçilik nedir. müspet milliyet ve menfi milliyet bunları iyice kavramamız lazım.millet ile ilgili rum süresi 22 . ayeti okumak sanırsam ikna edici olur. menfi milliyet içinde bediüzzaman said nursinin orjinal münazaratını okuyup ordaki milliyet milliyetçilik kavramlarını daha iyi idrak edecemize inanıyorum.

      Yanıtla (0) (0)
    • derya04 Haziran 2012 Pazartesi 10:00Bu komısyondan bir şey çıkmaz.

      referandumda AKP evet, MHP hayır, CHP hayır, BDP hayıra yakın Boykot demişti. Her gurupta eşit temsil ediliyor. Şimdi bu komisyondan ne çıkar Allah aşkına?. Öteleme ve erteleme dışında bir seçenek kalıyor mu? Anayasanın değişmesini engellemek için olmadık provakasyonlara başvurup, engelleyemezse bari öteleme ve erteleme yöntemi kimin istemiydi? Bunu hatırlayan var mı?

      Yanıtla (0) (0)
Diğer Haberler
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89