Türk müziğinin önde gelen sanatçılarından Orhan Gencebay, “Meclis dururken âkillere gerek yoktu” dedi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “63 hain” sözlerinin de kendisini çok üzdüğünü söyleyen Gencebay, “Bahçeli'nin söylediği çok ağır sözler beni üzdü. İlk duyduğumda tansiyonum 24'e çıktı. Hastaneye gittim” diye konuştu.
Orhan Gencebay, Radikal gazetesinden Tan Sağtürk’ün sorularını yanıtladı.
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın Âkil İnsanlar arasında yer almak isteyip, istemediğini sorduğunu söyleyen Gencebay, heyete katılımını şöyle anlattı:
“Sayın Bakanımız Beşir Atalay beni aradı. 'Orhan Bey sizi Âkil İnsanlar arasında görmek istiyoruz. Acaba barış sürecinde ülkemizle ilgili yapacağımız bu projemize katkıda bulunabilir misiniz?’ diye sordu. Bana göre sokakta kimi çevirseniz ve 'Ülkemiz için yapacağınız bir şey var mıdır?' diye sorsanız büyük bir kısım ‘Evet’ diyecektir diye düşünüyorum. Ben de öyle dedim. Ülkemi seven bir insan olarak, ülkeme katkıda bulunabileceğim bir durum söz konusuysa 'Tabii ki. Memnuniyetle sayın bakanım' dedim. Ve bana teşekkür edip kapadı telefonu. Bu kadar. Hiçbir şekilde şöyle yapacaksınız, böyle yapacaksınız, şöyle bir fikrimiz var bunu yakalamaya çalışıyoruz gibi ne bir imada bulunuldu ne de talimat verildi.
Eğer bize bir şey söylenseydi ve benim ilkelerime ters gelen bir şey olsaydı zaten böyle bir görevi kabul etmem imkânsızdı. Herhangi bir şey söylenmediğine göre sonra madem ki kanaat önderi olarak seçilmişiz o zaman ne yapacağımızı kendimiz belirleyeceğiz diye düşündüm ben. Barış ortamı denildiğinde bazıları “Savaş mı var ki barış olsun” şeklinde niteliyor. Ben o fikirde değilim. Ben barışın önce insanların kendi gönlünde olduğuna inanıyorum. Türkiye’de bir dolu sorun var. 70’lerden itibaren sağ - sol olayı, laik-antilaik, Türk – Kürt meselesi, Alevi - Sünni meseleleri gibi bir dolu yanlışlık yapılmış. Bu yanlışlıkların içimizdeki barışı zedelediğini biliyoruz. Bu nedenle bizim her zaman barışa ihtiyacımız var. Atatürk ne demiş yurtta sulh dünyada sulh. Önce yurtta barış sonra dünyada barış. Biz o barışı her türlü konuda özde, biçimde sağlamalıyız.”
‘Bahçeli beni çok üzdü’
Devlet Bahçeli’nin sözlerine çok üzüldüğünü söyleyen Gencebay, “Bazı gönül dostlarım beni bu âkil olayından sonra farklı değerlendirmiş. Bunu duydum. Üzüldüm. Çok üzüldüm” diye konuştu.
Gencebay şunları söyledi:
“Benim tepkilere üzüntüm şundan oldu: Ben burada bir görev yapmak üzere ülkem ve barış için evet dedim. Kutsal bir dava için elinizi taşın altına koyabilir misiniz dediler. Tabii dedim. Her türlü risk vardı. Siyasetçi değilim, akademisyen değilim ama yapabileceğim neyse yapacağım. Bunun yanı sıra daha önce söylediğim gibi benim kabul edemeyeceğim bir fikir ya da talimat olmuş olsaydı böyle bir görevi almam mümkün değildi. Ama ülkeme zarar gelmeyeceğini düşündüğüm herhangi bir şeyi duyduğumda son derece mutlu oluyorum. Ülkeme zarar getirmem. Son aldığımız bilgilere göre her şey olumlu ve ülkemiz lehinde gelişiyor.
Bazı gönül dostlarım beni bu âkil olayından sonra farklı değerlendirmiş. Bunu duydum. Üzüldüm. Çok üzüldüm.
Üzüldüm diyorum kırıldım demiyorum. Beni anlayacaklardır diye ümidimi yitirmiyorum. Beni tanımadılar mı bu zamana kadar? Elli yıldır ben bu söylediklerimi anlatıyorum. Ben mi anlatamadım yoksa onlar mı anlamadı veya beni anlamalarına rağmen benim için fikirlerini nasıl değiştirdiler diye ona üzüldüm.
Mesela Sayın Bahçeli’nin söylediği çok ağır sözler beni üzdü. İlk duyduğumda tansiyonum 24’e çıktı. Hastaneye gittim. Ama yine de şunu söylemek istiyorum: Onun öfkeyle ya da düşünmeden söylediğini düşünüyorum. Çünkü biliyorum ki Sayın Bahçeli de ben de ülkemiz için her şeyi yaparız.
Onunla derdimiz hiçbir zaman olmadı. Sayın Bahçeli de ülkesini çok seven bir insan. Onun ülke sevdasına ben de katılıyorum ama söylemlerine katılmıyorum. Söylemleri gönül kırıcı olmasa daha iyi olur. Çünkü ağır konuşuyor. Dadaloğlu ne diyor: Deveyi tuz öldürür, sürmeyi göz öldürür. Yiğidi kılıç kesmez bir acı söz öldürür.”
‘Âkillere gerek yoktu’
Gencebay, “Meclis dururken, âkillere ne gerek vardı” diyerek, bu işi Meclis’in çözmesi gerektiğini dile getirdi. Gencebay, “Âkil insanlara ne gerek vardı? Meclis’te halkımızın iradesi var. Meclis dururken bize ne görev düşer ki. Neden Meclis bunu halletmiyor. Allah aşkına Meclis’teki canlarımıza sesleniyorum. Sizler bu konuyu halledin. En büyük güç, irade sizde. Âkillerin ne yaptırım ne bir fikir belirleme gücü var. Âkiller ne yapıyor? İnsanları dinleyip, sohbet edip halkın isteklerini not alıyor. Meclisimiz dururken buna gerek var mıydı? Meclisimiz uzlaşsın” dedi.
Gencebay sözlerini şöyle sürdürdü:
“Âkillere gerek yoktu. Bu görevi AK Parti mecbur kalıp yaptı diye düşünüyorum. Ancak kabul edilmeyince onlar kendileri bu grubu oluşturup insanlar dolaşıp halka sorular yöneltsinler ve bize bilgi versinler diye düşündüler.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.