Hemen hemen bütün Arap haber kanalları Gazze’nin nasıl bombalandığını, atılan bombaların düştüğü yerleri dakika dakika canlı olarak veriyor. Birçok kanal, Gazze’nin insanlarıyla birlikte nasıl yakıldığını canlı yayınlıyor.
Filistin Sağlık Bakanlığının verilerine göre, şimdiye kadar en az 35 kişi öldü, 300’den fazla kişi de yaralandı. Ölenlerin arasında birçok kadın ve çocuk var. İsrail ordusundan bir subay, şimdiye kadar 400 tondan fazla patlayıcı kullandıklarını açıkladı. Son yılların en şiddetli saldırısı sürerken, daha geniş bir müdahale için İsrail’in 40 bin kişiyi askere çağırdığı haberleri geliyor.
ARAP BİRLİĞİ NE İŞE YARAR?
Saldırılar 3. gününde. Cezayir ve Ürdün’ün İsrail’in saldırıları durdurması çağrısı dışında hiçbir Arap ülkesinden ses çıkmadı. Özellikle Suriye krizi boyunca muhaliflere destek için üst üste toplantılar düzenleyen, her türlü desteği esirgemeyen Arap Birliği’nden İsrail’e yönelik şu ana kadar bırakalım bir kınama açıklamasını, “Saldırıyı durdurma talebi” bile gitmedi. Arap Birliği’nin bugüne kadar yaptığı tek şey, Sekreteri Nebil el Arabi’nin Birleşmiş Milletler’i toplantıya çağırması oldu. Arap halklarının bu kadar hassas olduğu bir konuda bile Birlik’in harekete geçmemesi, “Bu birlik ne işe yarar?” sorusunu akla getiriyor. Filistin’de yayınlanan el Manar gazetesinde Dr. Hayyam Muhammed Zabi’nin makalesinin başlığı haklı olarak, “Filistin; İsrail’in intikamı ile Arapların acizliği arasında” olmuş. Zabi, yaşanan durumu, “Şu ana kadar Filistinlilere karşı bu kadar cürüm işlemesine rağmen hiçbir devlet İsrail’e karşı herhangi bir yaptırım uygulamadı. Hem de İsrail’in hiç kimseden korkmadan televizyon ekranlarında canlı olarak insan bedenleri yakan taraf olmasına rağmen!” diyerek özetliyor.
MISIR - İSRAİL İTTİFAKI!
Aslında yaşananlar yukarıda ifade edilen durumdan daha vahim. Al Yavm gazetesinden Abdel Bari Atvan gibi yazarlar, Mısır İstihbarat Başkanı Muhammed Ferid el Tahami’nin Tel Aviv’i gizlice ziyaret ettiğini ifade ediyor. El Tahami’nin bu ziyaret esnasında birçok üst düzey İsrailli ile görüştüğü bilgisi gelirken, görüşmelerde Gazze’nin güvenliğinin de konuşulan konular arasında olduğu aktarılıyor. El Tahami’nin bu görüşmede İsrail’i “stratejik ortak” olarak nitelendirdiği iddiaları da var. Eğer bu iddialar doğruysa, Mısır Cumhurbaşkanı Abdül Fettah el Sisi’nin iktidarının bu katliamın bir parçası olması bile muhtemel. Çünkü, Sisi iktidarının, devrik lider Muhammed Mursi’yi desteklediği için Hamas’a bir düşmanlık içerisinde olduğu biliniyor.
BM’DE MANİDAR SESSİZLİK
Sessizliği ile dikkat çeken bir diğer kurum ise Birleşmiş Milletler. Günlerdir devam eden ve canlı yayında izletilen katliama rağmen BM’den ses seda çıkmıyor. Tekrar hatırlatalım; Filistin, 2012 yıllarının sonlarında “gözlemci devlet statüsü” ile Birleşmiş Milletler’e katılmıştı. Filistin’in Birleşmiş Milletler’e gözlemci devlet olarak kabul edilmesi, Arap basınında ve kamuoyunda, “Elf Mabruk”, yani “Binlerce kez hayırlı olsun” nidalarıyla karşılanmıştı. O dönemde siyasi analistler, Filistin’in gözlemci devlet olarak kabulünün, İsrail’in Filistinlilere karşı işleyeceği suçlarda onu zor durumda bırakacağı ve “gözlemci devlet statüsünün” İsraillileri caydıracağı görüşünü dile getirmişlerdi. Görünen o ki Filistin’in BM’ye gözlemci devlet statüsü ile üye olması; ne BM’nin suskunluğunda ne de İsrail’in saldırganlığında bir şey değiştirmiş! (evrensel)
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.