TSK, sınıra askeri sevkiyatını sürdürürken, iktidardandan da kimi zaman bölgeye olası müdahale sinyalleri veriliyor.
Evrensel'den Yusuf Karataş, bugünkü yazısında konuyu irdeliyor. Rusya Genelkurmay Başkanlığından yapılan “Türkiye’yle Suriye’deki hedeflere karşı ortak operasyonlar düzenliyoruz” açıklamasını hatırlatan Karataş, bu açıklamanın iktidar ve destekçisi medya organlarında Fırat’ın doğusuna olası operasyona Rusya’nın destek verebileceği konusunda bir beklenti yaratmış göründüğünü belirtiyor.
"Rusya’dan yapılan açıklama ne anlama geliyor?" diye soran yazar devam ediyor:
"Türkiye’deki kimi “strateji uzmanları” Erdoğan iktidarının ağustos ayında yapılacak toplantıda Astana’daki ortaklarını-Rusya ve İran’ı- ikna ederek Suriye Demokratik Güçlerinin yönetiminde bulunan bölgelere operasyon düzenlemesi beklentisini ortaya koyuyorlar.
Özellikle Rusya’nın Afrin sürecinde verdiği destek, iktidar ve destekçisi çevrelerde Fırat’ın doğusu konusunda da beklentileri yükseltmiş olabilir. Ancak Afrin’e bakarak Fırat’ın doğusu için sonuçlar çıkarmaya çalışmak yanıltıcı olacaktır. Yanıltıcı olacaktır, çünkü Afrin sınır güvenliği Rus birlikleri tarafından sağlanan, dolayısıyla Kürtlerin ABD ile iş birliği yaptığı alanların dışında kalan bir bölgeydi.
Ve zaten Afrin operasyonuna Rus ‘olur’unun arka planında Türkiye ve ABD’nin askeri olarak karşı karşıya gelebileceği bir sürecin önünü açma hesabı yatıyordu. Yoksa Suriye rejimi ve İran’ın, Türkiye’nin ve desteklediği radikal İslamcı güçlerin bölgede kalıcı olacağı kaygısıyla ciddi itirazlarına rağmen Rusya’nın Afrin operasyonuna yeşil ışık yakması mümkün değildi.
Burada Türkiye’yi ABD ve NATO ile karşı karşıya getiren Rusya’dan S-400 füze savunma sistemi alınması anlaşmasının da Afrin operasyonundan sonra yapıldığını hatırlatmak gerekiyor. Dolayısıyla Rusya’nın bölgede NATO üyesi Türkiye’yi ABD ile karşı karşıya getirip ABD stratejisini geriletmek için Suriye rejimi ve İran’a rağmen Afrin’i verdiğini söyleyebiliriz."
ABD ikna edilmeden bölgeye olası bir operasyona girişmenin sonuçlarının Afrin’den çok farklı olacağını vurgulayan yazar, "Çünkü böylesi bir girişim ABD ile askeri olarak karşı karşıya gelme, aradaki gerilimi daha üst bir boyuta taşıma anlamına gelecektir. Elbette bunu ABD de istememektedir, bu nedenle Trump yönetimi, Erdoğan iktidarını Kürtleri sınırdan uzaklaştıracak ve güçlerini sınırlayacak bir ‘güvenli bölge’ konusunda ikna etmeye çalışmaktadır-ki, ABD’nin Rusya’nın hesaplarını bozmak ve İran’ı kuşatma stratejisinin başarısı için Türkiye’ye ihtiyaç duyduğunu unutmamak gerekiyor" ifadelerini kullanıyor.
Burada söylenenlerden Rusya’nın, Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna operasyon girişimleri üzerinden bir baskı ve tehdit oluşturmasına karşı olduğu sonucu çıkarılabilir mi?" sorusunu yönelten Yusuf Karataş devam ediyor:
"Hayır. Aksine Rusya, Türkiye’nin operasyon tehdidini ABD’nin hesaplarını bozmak ve Kürt güçleri üzerinde Suriye rejimi ile uzlaşma konusunda bir baskı oluşturmak için kullanmak istiyor. Bu bakımdan önümüzdeki dönem bu tehdidin devamı için Türkiye’nin sınırlı müdahalelerine destek vermesi de mümkündür. Ancak ABD ile askeri olarak karşı karşıya gelineceği de göz ardı edilmeden bu konuda olası destek gündeme gelse bile bu desteğin oldukça sınırlı kalacağı aşikârdır.
Toparlamak gerekirse, Rusya, Türkiye’nin Fırat’ın doğusu üzerinde baskı ve tehdit oluşturmasını istese de bunun Türkiye ve desteklediği cihatçı grupların Fırat’ın doğusunu ele geçireceği ve dolayısıyla Suriye’de çözümü zorlaştıracağı bir noktaya evrilmesini istemeyecektir. Ötesinde bu kez Rusya istese bile, bu operasyona karşı olan Suriye rejimi ve İran’ı Afrin’deki gibi durdurması da kolay olmayacaktır."
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.