Taştekin, "Eylülde silahlara veda gibi bir inisiyatifin, ülkenin bütün askeri-stratejik ağırlığını ortaya koymasına rağmen Amerikan koridorlarında sıkışan Ankara’nın da işine gelebilir" diyerek, "Sonuçta İmralı-Kandil trafiği Ankara’nın bilgisi dahilinde işliyor" ifadesini kullandı.
Taştekin'in Duvar'da "Nice koridorlardan geçeriz barıştan uzak!" başlığıyla (15 Ağustos 2019) yayımlanan yazısının bir bölümü şöyle:
(...)Güvenli bölgenin derinliğiyle ilgili tartışmaları anlamsızlaştırması muhtemel başka bir durum gelişiyor. Türk-Amerikan müzakerelerinin tam orta yerinde Abdullah Öcalan’a açılan kanal, Kürtleri bir beklenti içine soktu. “Ben bu işi bir haftada çözerim” diyen Öcalan’ın Kuzey Suriye’yi de içine alan bir çözüm önerisinde bulunduğu varsayımından hareketle şu sorular önem kazanıyor:
– Öcalan’ın mesajı Kandil’de nasıl ele alınıyor?
– Yeni bir çözüm inisiyatifi başlayacak mı?
– Birkaç kanaldan dillendirildiği gibi eylülde silah bırakma çağrısı yapılabilir mi?
– Bütün bunlardan Suriye’ye düşen nedir?
Fiilen teşekkül etmekte olan bir müşterek mekanizma var. Türkiye süreci kendi planına uygun yoğurmak için ağırlığını koyuyor. Buna karşı Kuzey Suriye’deki aktörler de karşı pozisyon belirliyor ama bir taraftan da bütün gözler İmralı-Kandil hattında hasıl olacak olası yeni pozisyonda. Hatta Öcalan’ın mesajıyla ilgili değerlendirmenin gecikmesi meselenin bu kez epey ciddi ve kapsamlı olduğu sonucuna götürüyor.
Eylülde silahlara veda gibi bir inisiyatifin, ülkenin bütün askeri-stratejik ağırlığını ortaya koymasına rağmen Amerikan koridorlarında sıkışan Ankara’nın da işine gelebilir. Sonuçta İmralı-Kandilli trafiği Ankara’nın bilgisi dahilinde işliyor.
Yazının tamamı için tıklayın
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.