Farklı bir Diyarbakır
Şoför ile sohbet ederken, Bursa maçını sordum. Diyarbakır’a gelir gelmez ilk karşılaştığım kişi olduğu için dinlediklerimi aklımda bile tutmayabilirdim.
Ama sonra kiminle bir kahve içsem, kiminle sohbet etsem herkesin aynı şeyi anlattığını fark ettim.
Diyarbakır’lı haksızlığa uğradığını düşünüyor.
“Daha iki gün önce Denizli’ye yenilmemize rağmen ayakta alkışlayarak uğurlayan bu seyirci Bursa Spor’a neden taş attı? Neden sahada olaylar çıktı? “ sorusunu sorduktan sonra, kendilerine yapılan kötü davranışların karşılıksız kalmasından duyulan büyük rahatsızlığı dile getiriyorlar.
İkinci rahatsızlık ise medyanın olayları veriş biçimi. Televizyonlarda bir sahnenin dakikalarca gösterilmesinin gerçeği çarpıttığını, olayların olduğundan çok daha büyütülecek biçimde yansıtıldığını söylüyorlar.
Oysa aynı gün kentte Türkiye’nin her yerinden gelen iş kadınlarının bulunduğunu, kimsenin tedirginlik hissetmediğini anlatıyorlar.
* * *
KADINLAR gününde Diyarbakır’da dolaşırken gerçekten de sokaklarda bugüne kadar alışık olmadığım manzaralar gördüm.
Türkiye’nin her bölgesinden gelen kadınlar sokaklarda alış veriş yapıyor, namus cinayetlerine karşı mücadele için kurulan KAMER’in kadınlar tarafından işletilen kahvesinin bulunduğu Kervansaray Çarşısı’nda rahatça oturup çaylarını içiyorlardı.
Kimileri az önce katıldıkları kadın mitinginde dağıtılan sarı kırmızı yeşil örgüleri boyunlarına atmış, kimi saçına sarmıştı.
Gördüğüm, birkaç gün önce ekranlarda izlediğim gergin, hırçın, şiddet saçan Diyarbakır değildi.
Yirmi yıla yakın bir zamandır gidip geldiğimden de farklı bir Diyarbakır gördüm iki yıllık bir aradan sonra.
Gelişen, dünyaya açılan, parklarında çağdaş sanatçıların heykelleri olan büyük, dinamik bir Güneydoğu kenti.
* * *
MAÇ olayı, sıradan bir Holigan olayı olarak değerlendirilmemeli. Bunun siyasi bir hareketlenmenin kıvılcımı olarak yorumlandığını duydum.
Belki bunca yıldır adlarının terörle birlikte anılmasına tepki, belki gerçek, olayların dışarıdan gelenler tarafından çıkartıldığına inanıyor Diyarbakırlı.
Ama güvelik önlemlerinin yetersiz olduğunu, yapılmaması gereken hataların yapıldığını da söylüyorlar aynı zamanda.
Olaylar kontrol edilebilir miydi? Dikkatli bir hazırlık olsaydı evet!
* * *
PKK’nın, bahar gerginliği yaratarak mesaj verdiği yorumu yapanları da dinledim.
Bir türlü tutulamayan demokratikleşme vaatlerinin kendiliğinden buharlaşacağı için gerginlikten medet umulduğunu düşünenlere de rastladım.
Açık olmayan, alttan alta ilerleyen ama kesinlikle halkla ilişkisi de bulunmayan kıran kırana bir hesaplaşmanın sesleri duyuluyor Diyarbakır’da.
Çok ilginçtir ki, öncelerde hemen fark edilen sürekli şikayet iklimi yerini kendine güvenli, gelecek hayalleri kurmaya başlayan bir toplumun, itişmesiz, kakışmasız bir hayat arayışına bırakmış.
Ne istediğini ve nasıl elde edeceğini iyi bilen bir Diyarbakır var artık.
Demokrasi dilini çok iyi fark eden, onu konuşanı konuşmayandan çok iyi ayırt eden bir Diyarbakır.
Ferai TINÇ / Hurriyet
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.