Yıllardır Fırat’ın öbür tarafında her şey meçhul.
On binlerce faili meçhul cinayet var. Ama katiller meçhul.
On binlerce işkence mağduru var. Ama işkenceciler meçhul.
Diyarbakır cezaevinde binlerce tutukluya işkence yapan yüzlerce subay ve askerler meçhul.
Onlarca toplu mezar açıldı. Yüzlerce kafatası bulundu. Ama insanları öldürüp toprağa gömenler meçhul.
Toplu katliamlar sonucu öldürülen yüzlerlerce insanın gömüldüğü toplu mezarlar bile meçhul. En son Diyarbakır’da Jitem merkezinde toprağa gömülü onlarca kafatası bulundu. Ama cinayeti işleyenler meçhul. Hizbullahın işlediği, sayısı bilinmeyen cinayetlerin emrini verenler, tetiği çekenler meçhul. Örgüt içi infazlar sonucu ölenler meçhul. İnfaz emrini verenler meçhul. Tetiği çekenler meçhul. Öldürülenlerin mezarları meçhul. 34 köylü topluca bombalandı. Bombalama emrini verenler meçhul.
Balyoz darbe planları hazırlayanların İstanbul-Gölcük ayağı ortaya çıkarıldı. Ama darbede Kürt bölgesinde görev alacaklar ve yapılacaklar meçhul. Ergenekoncuların darbe planları ve bunların belgeleri, İstanbul’da Birinci Ordu Komutanlığı’ndan çıktı. Marmara Bölgesi’nde ise Gölcük Donanma Komutanlığı’nda ele geçirildi. Sorumlular tutuklandı. Darbeyi planlayanların büyük bir kısmı hâlâ cezaevinde.
Darbeci general ve subaylar yapacakları darbede nasıl bir yol ve yöntem izleyeceklerini kendi aralarında tartıştılar. Darbenin başarılı olabilmesi için strateji ve taktikleri kendi aralarında konuştular. Tartışmalarını bile kayıt altına aldılar. İstanbul’da hangi semtte nereleri bombalayacaklarını, tutuklu insanları nerelerde toplayacaklarını bile kararlaştırdılar. Bombalayacakları camilerin krokilerini çizdiler. Bombaları kimin patlatacağını planladılar.
Gayrimüslimlere karşı izleyecekleri yöntemleri kararlaştırdılar. Kendi jetlerini bile düşürüp suçu Yunanlara atmayı planladılar. Yapılacak darbede İstanbul, Gölcük ve Eskişehir’deki yapılanmaları belgeleriyle açığa çıktı. Ama açığa çıkmayan tek şey, darbeci generallerin yapılacak darbede, Kürt bölgesinde nasıl bir yol ve yöntem geliştirmeyi düşündükleridir.
Darbeciler özellikle dağlarda binlerce gerilla, ovada ise milyonlarca aktif, siyasallaşmış bir kitlenin varlığının bilincindedir. O halde darbeciler amaçlarına ulaşmak için bu konu üstüne oldukça kafa yormaları, savaş stratejileri geliştirmeleri mümkündür.
İstanbul’da birinci orduda, Müslümanlara ve sol kesime karşı izlenecek strateji ve taktikler nasıl tartışıldıysa, daha büyük tartışmanın kürtler üzerinde yapılması gerektiği bilinen bir gerçektir.
Çünkü darbeci generaller, darbenin başarılı olması için sokağa hâkim olmalarının gerektiği bilincindedirler. Türkiye’nin batısında ciddi bir direnişin olmayacağını biliyorlar. Batıda sokağa hâkim olmak kolay. Ama Diyarbakır, Şırnak, Hakkâri gibi illerde ve onlarca ilçede sokağa hâkim olmak kolay değil. Darbeci generaller savunmalarında yapılanların darbe değil, savaş oyunları olduğunu iddia ediyorlar.
Bir an için bu tartışmaları savaş oyunları olduğunu kabul edelim ve biz de bu savaş oyunları hakkında zihin jimnastiği yapalım. Peki bu savaş oyunlarında Kürtlerle ilgili neler konuşuldu? Ele geçen belgelerde Kürtler ile ilgili bölümler nerede? Darbeciler darbenin başarılı olabilmesi için Kürt bölgesinde sokağa nasıl hâkim olmayı düşünmektedirler? Darbeciler İstanbul’da toplantılar düzenlediler. Peki Fırat’ın öte yakasında acaba nerelerde toplantılar yaptılar? Kürt muhalefetine karşı yapılması gerekenler, Diyarbakır’da Yedinci Kolordu Komutanlığı’nda veya başka bir askeri bölgede yapılmış olabilir mi?
12 Eylül darbesinden sonra Diyarbakır’da tüm Kürt örgütlerine karşı yapılan işkencelerin Yedinci Kolordu Komutanlığı’nın orta yerinde kurulan işkence tezgâhlarında yapıldığı unutulmamalıdır. Diyarbakır’da tüm Kürt örgütlerinin Yedinci Kolordu bünyesinde kurulan mahkemelerde en ağır cezalara çarptırıldığı bilinmektedir.
Ama bugüne kadar nedense darbenin Kürt ayağı hiç araştırılmadı, soruşturulmadı. Susurluk’ta da Fırat’ın diğer tarafına geçilmedi. Ergenekon’un Kürt bölgesindeki örgütlenmesine hiç dokunulmadı. Binlerce faili meçhul cinayet hiç sorgulanmadı. Onbinlerce faili meçhul cinayetten onlarca kişi bile tutuklanmadı.
Darbecilerin Kürt coğrafyasında yapacakları uygulamalar nedense hiç gündeme dahi getirilmedi. Darbeciler güneydeki Kürdistan Bölge Hükümeti’ne karşı ne gibi yaptırımlar yapmayı kararlaştırmışlardı?
Mevcut hükümetin bu konu üstüne gitmediği bilinen bir gerçektir. Bunu yapması gerekenler de Kürt muhalefetidir. Çünkü olası bir darbede en büyük zararı görecek olan Kürtlerdir. Bugüne kadar yapılan darbelerde en büyük acıyı ve zülmü Kürtler gördü. Dünyada en kötü cezaevi sıralamasında bir numara olan Diyarbakır Cezaevi’nde askerlerin yaptığı vahşeti unutmadık.
Acaba yapılacak bir darbede nereler bombalanacaktı? Dağlardaki gerillalara karşı nasıl bir savaş yöntemi düşünülmüştü? BDP’ye oy veren iki buçuk milyon insan için neler yapılması planlanıyordu? BDP dışındaki Kürt muhalefetine karşı neler yapılması düşünülmüştü? Tahmini kaç bin kişi katledilecekti? Kaç bin kişi tutuklanacaktı? Darbeciler bölgede kimlerle işbirliği yapacaktı? Tutuklulara karşı neler yapılması planlanıyordu? Ne tür işkence yöntemleri düşünülüyordu? Kaç bin kişilik toplu mezarlar planlanıyordu? Belli il ve ilçeleri kimyasal silahlarla vurma planları tartışıldı mı?
Şimdilik bu sorulara cevap verecek kişi ve kurumlar da meçhul. Ama hiç belli olmaz, belki bir gün Susurluk’taki gibi bir kaza sonucu yapılan planlar açığa çıkabilir. Veya belki bir gün darbecilerin toplantılarına katılan vicdan sahibi birisinin açıklamaları gündemi sarsabilir.
Birinci Ordu Komutanlığı’nda çıkan belgeler içinde İstanbul’da yaşayan üç milyon Kürt’e karşı izlenecek politikalarla ilgili belgeler bile ortaya çıkarılmayıp meçhul bırakıldı. Yani yapılacak darbenin Kürtlerle ilgili kısımları kamuoyundan gizlendi.
Bunları hiç merak etmiyor musunuz? Ben çok merak ediyorum. (Taraf)
Mesut Baştürk
mesutnd@hotmail.com
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.