El Kaide Lideri Bin Ladin'in ilk karısı Nacva ile dördüncü oğlu Ömer, "Growing Up Bin Laden" adlı kitapta Bin Ladin'i anlatıyor: "Sert bir baba, otoriter bir koca ama aynı zamanda İngilizceye çok hakim bir hızlı araba sevdalısı."
Dindar bir gencin, Batıya saldırmak için her şeyi göze alabilen bir kişiliğe dönüşümünün anlatıldığı kitap, bu ay sonunda ABD'de piyasaya çıkıyor.
Yazar Jean Sasson'un desteğiyle yazılan kitapta Nacva, genç Suudi Arap Bin Ladin ile evlendiğinde de onun inancı kuvvetli biri olduğunu anlatıyor.
Bin Ladin ile 17 yıl evli kalan Nacva, 1979'da İran'da Ayetullah Humeyni'yi iktidara taşıyan devrimin ardından ABD'ye gittiklerini, Los Angeles'ta Bin Ladin'in, Afganistan'da Sovyet askerleriyle mücadele için cihada gönüllü arayan Filistinli Abdullah Azzam ile karşılaştığını ve Bin Ladin'in çağrıya olumlu yanıt verdiğini söylüyor.
Bin Ladin'in 12 çocuğundan biri olan Ömer de babasının Suudi Arabistan'a dönüşünde bir kahraman gibi karşılandığını ama evde otoritenin dozunun giderek arttığını ve bundan en çok çocukların etkilendiğini, hatta gülerken fazla diş göstermenin bile yasaklandığını anlatıyor.
Annesinin ise zaman içinde çok eşli bir kocaya uyum sağlamak zorunda kaldığını, ev içinde de yasaklı bir hayat yaşamak durumunda kaldığını anlatan Ömer Bin Ladin, "Annenim işçilerin eve taktığı klimayı çalıştırması, hatta buzdolabını kullanması bile yasaktı" diyor.
Ancak ev aletlerine duyduğu bu nefret Bin Ladin'i, aralarında altın renkli bir Mercedes'in bulunduğu, büyük silindirli araçlara sahip olmaktan alıkoymuyor.
Nacva, "Direksiyona geçip çölde hız yapmaktan daha çok sevdiği başka bir şey yoktu" derken, kocasının bir de toprakla uğraşmayı çok sevdiğini anlatıyor.
Babasının doğa tutkusunun kendileri için bir cehennem azabı haline geldiğini söyleyen Ömer Bin Ladin, çocukların karakterlerinin oturması gerekçesiyle çölde gece geçirmek ya da matarasız dağa gitmek zorunda kaldıklarını belirtiyor.
Ömer Bin Ladin için bir başka zorluk, babasının ata binme, İngilizce konuşma ya da aritmetikteki yeteneklerine hayranlık duymaması.
Ömer, "Babam kafadan hesap yapmakta o kadar ustaydı ki, insanlar ellerinde hesap makinesiyle bize gelip onu sınardı" diyor. Ömer, çayı iki şekerle içen babasının, mango ya da incikli kabak yemeğine hiç dudak büktüğünü hatırlamadığını da söylüyor.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.