Türkiye’de anayasa değişikliği, 15 Temmuz sonrası olağanüstü hal (OHAL) uygulaması ve bu kapsamda yayımlanan kanun hükmünde kararnamelerin (KHK) uluslararası hukuk ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ile uyumu Strasbourg’da Avrupa Konseyi’nde düzenlenen bir panelde masaya yatırıldı.
Deutsche Welle Türkçe’de yer alan habere göre; panelin konuşmacılarından Rıza Türmen, 15 Temmuz sonrası OHAL ilanının, ulusun varlığını tehdit eden darbe girişimine karşı “meşru bir yanıt” olduğunu, ancak OHAL'in "temel hak ve özgürlükleri kısıtlamak için mazeret olarak kullanılmaması gerektiğini” söyledi.
Anayasa’nın 15’inci maddesi gereği “OHAL’in uluslararası hukuktan doğan yükümlülüklerle uyumlu olması zorunluluğuna” işaret eden Türmen, 15 Temmuz sonrası yayımlanan KHK’ler ile bazı temel hak ve özgürlüklerin kısıtlandığını dile getirdi. OHAL altındayken KHK’ler ile yasaların değiştirilemeyeceğini vurgulayan Türmen, HDP üyesi belediye başkanlarının hükümet tarafından atanmış resmi görevlilerle değiştirilmesini ‘yapısal değişiklik’ olarak değerlendirerek, bu tür uygulamaların KHK’leri ‘illegal’ hale getirdiğini söyledi. Türmen, son KHK'deki bazı düzenlemelerin ise ‘olumlu görünmekle birlikte yeterli olmayacağı’ görüşünü dile getirdi.
Anayasa değişikliğinin demokratik açıdan “sorunlarla dolu” olduğuna dikkat çeken Türmen, değişiklik hazırlanırken “toplumsal tartışma yaşanmadığını”, “Meclis’te oylama sırasında gizli oy ilkesine uyulmadığını”, referandumun ise “ifade, toplantı ve basın özgürlüğünün olmadığı bir ortamda düzenleneceğini” söyledi. Hazırlanan anayasa değişikliğinin “tüm gücün tek bir adamın elinde toplanmasına neden olacağını” belirten Türmen, “Bir futbol maçında hem hakem hem de oyuncu olamazsınız” ifadelerini kullandı.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.