Kızılcahamam'da konuşan Başbakan Erdoğan, İsrail'e sert çıktı, AB'yi eleştirdi, başörtüsü konusu ve CHP'nin tavrı hakkında önemli tespitlerde bulundu.
Başbakan Erdoğan, milletvekilleriyle Kızılcahamam'da yaptığı kampta bugün basına açık toplantı yaptı. Erdoğan konuşmasına İsrail ve AB'ye sert mesajlar göndererek başladı.
İsrail'in Mavi Marmara katliamından dolayı hala özür dilememesi üzerine konuyu yeniden gündeme getiren Erdoğan, bir kez daha özür beklediklerini ısrarla vurguladı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İsrail'e tepki gösterdi. Erdoğan, "Yanı başımızda çocuklar öldürülürken hiç kimse bizden susmamızı beklemesin. Gazze'nin çocukları için, Kudüs'ün çocukları için susmayacağız. Furkan Doğan için susmayacağız." dedi.
Erdoğan, AK Parti Kızılcahamam Kampı'nda konuştu. Akdeniz'de devlet terörünü tasvip etmeyeceklerine belirten Erdoğan, "İsrail'in hükumeti devlet terörü için özür dilemeli, tazminat ödemeli. Bunu yapmadığı taktirde huzurun, istikranın önünde engel olarak kalmaya devam edecektir." diye konuştu.
Avrupa Birliği'ne çağrıda bulunan Erdoğan, "Müzakere sürecinde Avrupa Birliği'nden Türkiye'yi oyalamamasını bekliyorum." dedi.
Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları:
"Adalet ve Kalkınma Partisi'nin 16. İstişare toplantıısna katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, açılışta yaptığı konuşmada 'Bizler millete hizmet üretmek, eser üretmek için kader ortaklığı yapmış bir kadroyuz. Bu AK kadro hiçbir zaman ben dememiştir, her zaman biz demiş bir kadrodur. Millete tepeden bakmayı alışkanlık haline getirmiş olanlar bizi anlayamazlar. Milletle gönül bağı kuramayanlar bu AK kadronun mücadelesini anlayamazlar.
Susmanın susturulmanın, konuştuğu için, yazdığı için mapus damlarına düşmenin nasıl bir hisssiyat olduğunu biz biliriz.
8 Yıl önce emanetini aldığımız bir Türkiye'yi 8 yıl sonra bugün çok farklı bir noktaya getirdik. Elbette tüm sorunlar çözülmedi ama bu aziz millet Türkiye'(nin sorunlarının biteceğine inandı. Türkiye'nin dönüşebileceğine bizimle inandı, bizimle kavuştu. Bugün milletçe her zamankinden daha fazla umutluyuz. Bugün ülkenin ufkunun daha net ve berrak olduğunu hep birlikte görüyoruz.
Bu tablo AK Partinin eseridir, bu tablo AK kadronun sizlerin eseridir. 8 Yıl boyunca kardeşlik içinde azimle kardeşçe fedakarca çalıştığınız ve Türkiye'yi buralara kadar taşıdığınız için sizlere teşekkür ediyorum. 8 Yıl boyunca birliiniz, dayanışmanız, Türkiye'yi büyüttüğünüz için sizlere teşekkür ediyorum. Ta en başından dedik ya uzun ince bir yoldayız, gidiyoruz gündüz gece yetişmek için Menzil'e gidiyoruz gündüz gece. Milletimizle rotamızı koparmadan gideceğiz gündüz gece.
Salı günü Meclis'teki grup toplantısının ardından bir heyetle Pakistan'a gittik. Pakistan yaşadığı büyük depremlerin ardından bu yıl da büyük bir sel felaketi ile karşı karşıya kaldı. Bin 800 insan hayatını kaybetti, 20 bin insan evini yuvasını kaybetti. Felaketin boyutlarını yaşanan acıyı trajediyi kelimelerle ifade etmek gerçekten çok güç. BM Sekreteri'nin ifade ettiği gibi ölenlerin geride kalanlardan çok daha şanslı olduğu bir felaketi yaşıyor Pakistan.
İsrail'in Kudüs üzerindeki oyunları her geçen gün artarak devam ediyor. Batı Şeria'daki yerleşim mücadelesni acımasızca sürdürüyor. Buna karşı sessiz kalmamız mümkün değil. Enerjimizi bölgesel barış, küresel barış için harcamaya devam edeceğiz. Türkiye Cumhuriyetleri arasında AB üyeliği noktasında en somut adımları atan, en büyük mesafeyi kat eden hiç kuşkusuz AK Parti hükümetleridir. Biz ortaya koduğumuz kararlılığın bugünde arkasındayız. AB üyeliği sürecinde ahde vefaya uyulmadığını görmek bizim de heyecanımızı törtülüyor. Türkiye hiçbir oluşumun karşısında boynunu bükmez. Sadaka istemiyoruz Türkiye'yi dışlayan, öteleyen, Türkiye için farklı alternatifler sunanlara karşı tepkisiz kalmayız.
AB'den bize verdiği sözleri tutmasını ve bizi artık daha fazla oyalamamasını istiyoruz. AB Türkiye'nin üyeliği neticesinde bu üyelikten Türkiye'den çok Avrupa'nın kazanacağını farketmek durumundadır. Avrupa'nın barışı adına, Dünyanın barışı adına Türkiye'nin önündeki yapay engelleri artık kaldırmalarını bekliyorum.
2 Hafta sonra Cumhuriyetimizin kuruluş yıldönümünü kutlayacağız. 87. Yıldönümünü kutluyor, aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmetle yad ediyor, kurtuluş ve kuruluşta emeği geçen başta Gazi Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarını rahmetle anıyorum.
İşte görüyorsunuz biri çıkıyor bir başka konuşuyor diğeri çıkıyor bir başka konuşuyor. Genel Başkanları akşam başka sabah başka konuşuyor. Sıradan biri konuşmuyor GrupBaşkanvekili biz 29 Ekim'de yokuz diyor, Genelbaşkan çıkıyor daha çok var diyor. Böyle bir tezat olabilir mi? 1980 müdahalesinin ardından üniversite kapılarında biz farklı bir trajedi yaşadık. Sadece ve sadece başörtülü olduğu için genç kızlar bu ülkenin üniversitelerine alınmadı. İkna odaları gibi hukuk dışı uygulamalara maruz kaldı. Şimdi diyorlar ki o odaların adı ikna odaları değildi neydi? Tabii ki sana kalkıp biz onları ikna etmeye çalıştık demiycekler. Bu ülkenin bir kısım memurları eşleri başörtülü olduğu bahanesiyle mahkemeye gitme hakkı dahi elinden alınarak yokluğa yoksulluğa çaresizliğe mahkum edildi. Bunu bu dönemde de yaşadık. Biz imza atıyoruz, Çankaya'ya gönderiyoruz bakıyoruz evlere gelenler gidenler yüzünden reddediliyor. Bunlar da oldu.
KADIN ERKEK ARASINDAKİ EŞİTLİĞİ SAVUNANLAR ÖNCE KADINLAR ARASINDAKİ EŞİTLİĞİ SAĞLASIN
Benim ülkemde başı örtülü olanlar ile başı açık olanlar aynı haklara sahiptir. Bazı bayanlar ekranlara çıkıyor diyor ki kadın erkek eşitliği bunlar haklar noktasında eyvallah ama bunlar yaradılışa ters. Siz önce bayanlar arasındaki eşitliği bir savunun. Siz daha bayan arkadaşlarınız arasındaki eşitliği sağlamıyorsunuz. O başı örtülü senin hakkını savunacağım diyor sen diyemiyorsun. Nerede adalet? İşte biz bunu düzelteceğiz. Bu ülkenin başörtülü kızları yurt dışında okuma imkanı bulacaklar kendi ülkesinde ülkesinde okuyamaycaklar olur mu böyle birşey?
Biz yasakların gölgesinde tüzüklerle çarpışarak büyüdük başkaları böyle büyümesin. Biz 73 milyona özgürlük diyoruz, kendimize değil 73 milyona saygı duyuyoruz. Biz sadece bize oy verenlerin değil 73 milyonun hükümetiyiz, 73 milyonun emanetini üzerimizde taşıyoruz. Bu ülkede demokrasi adına, özgürlükler adına yaşanan sıkıntıların tamamının farkındayız. Tüm adımlara rağmen bazı gazetecilere yazarlara açılan davaları da biliyoruz. Yargı süreçlerindeki gecikmenin elbette farkındayız. 8 Yıldır kademe kademe zemini oluştukça tüm aksamaları nasıl ortadan kaldırdıysak bugünde aynı samimiyetle sorunların üzerine gidiyor sorunları hukuk ve demokrasi çerçevesinde çözmeye çalışıyoruz.
Müdahale ürünü darbe mahsulu olan bir anayasayı değiştirmek için belli sivil örgütleri belli partiler tarafından nasıl bir dirençle karşılaştığımızı gördünüz. Tuzu kuru bazı kitlelerin değişime nasıl direndiğini milletime havala ediyorum.
Elbette değişim kolay olmuyor. Üstünlerin hukukundan hukukun üstünlüğüne geçiş elbette kolay olmuyor. Millet değişim dediği müddetçe millet inançlara değerlere yaşam tarzlarına saygı dediği müddetçe bu taleplerin daha fazla ertelenmeyeceğine inanıyor ve bunun için de canla başla çalışıyoruz. Bugün ve yarın istişare toplantımızda bu meseleleri geniş bir şekilde konuşacağız. Bu toplantılarımızda yüzde 58'in neden EVET dediğini bundan ziyade niçin yüzde 42'nin HAYIR dediğini konuşacağız. Biz empati kuruyoruz. Biz korku ve tedirginlikleri anlamaya çalışıyoruz. Biz kendi iç muhasebemizi yapıyoruz. İstanbul'a belediye başkanı oldum aynı şeyi söylediler. Dediler ki şimdi bunlar otobüsü ikiye bölecekler. Bir tarafta örtülüler bir tarafta başı açıklar olacak denildi. Trenden bir kızcağız düştü demedik mi kızı trenden attılar aynı şey. 58-42 hemen faturayı buraya kestiler bak 58'in şımarıklığı dediler. Sadece şu 15-20 yıl içinde değil, İttihat Terakki'ye bakın aynı. Gazete manşetlerine bakın aynı bazen şablon. Bunları göreceksiniz. 8 Yıldır ülkeyi yönetiyoruz.. Kimin tavuğuna kış dedik. Hangi yaşam koşulunu değiştirdik. Eğer ülkedeki refah düzeyine baktığınız zaman ciddi manada arttı, araba satışlarına bakıyorsunuz öyle, hepsinde artışlar var. Yazlıklara gidişlere bakıyorsunuz öyle konut alımlarına bakıyorsunuz öyle. Muhalefet partileri hep küçük olsun benim olsun dedikçe haritada renklere bölüp kendi kesimlerine sahip çıkmaya çalışıyorlar. Oralarda da bizim çıkardığımız milletvekilleri var nasıl senin olur oralar? Biz 80 vilayette milletvekili çıkartmış bir partiyiz. Biz 73 millyonun tamamına ulaşmaya çalışıyoruz.
Medyaya sesleniyorum, eğer sizler kalkarda bu ülkede bölücü terör örgütünü veya yandaşlarının başlıklarını atarsanız, terörün aramadığı şey budur. Tarihe bunun hesabını veremezsiniz. Ön yargıların üzerine gitmek zorundayız bu bizim görevimiz. Ulaşamadığımız kendimizi anlatamadığımız kesimlere kendimizi anlatmak zorundayız.
Benim Almanya'da söylediğimi burada farklı yazan kalemşörler var. Anadilde eğitimin Türkçe yapılması gibi bir talebimiz olmamıştır. Burada da bizler şuanda kendi anadillerini öğrenmesini kursların açılmasına müsade ettik, üniversitelerde ilgili bölümler açıldı tüm bu adımların önü açıldı bu iktidar döneminde oldu bunlar. Bizde ülkemizi bölme gayretiiçerisinde olanlar var. Zaman zaman söylenen farklı şeylerde var. Bayraklar meselesi. Olur be bu da geçer hayır arkadaşlar olmaz. Bizde şuanda sistem bellidir. Bizim sistemimizde siz oraya parti bayrağı asmıyorsunuz, o görünmeyen ama zihinlerinizde oluşturduğunuz bir yapının bayrağını asıyorsunuz. Bu ülkenin tek bayrağı vardır o da ayyıldızlı bayraktır. Ayyıldızlı bayrağımızın hilali özgürlüğün yıldızı şehitlerimizi temsil etmektedir. Ama o yıldız Türk olmuştur, Kürt olmuştur, Abaza olmuştur, alevi olmuştur ama olmuştur, o hilal uğruna şehit olmuştur. Nedir rahatsızlığınız diye sorun bunlara garip garip şeyler geliyor önümüze. Ne istiyorsunuz da alamıyorsunuz? Devletin üst kademelerinde yönetici mi olamadınız? Benim ülkemin parlamentosunda hepsi var. Ama diğerlerinde bunları göremezsiniz. Artık bu oyunu lütfen hep beraber çok iyi anlamamız lazım. Köy boşaltmaların nasıl olduğunu, faili meçhullerin sorgulandığı, karanlık noktaların aydınlandığı bir Türkiye var.
Okun artık yaydan fırladığı hedefe doğru kararlılıkla ilerleyen bir Türkiye var. Hiçbir sorun çözümsüz değildir. Hiçbir hedef bizim için artık uzak değlidir. Bu milletin özgüvenini yeniden tesis ettik. El birliği ile kader birliği ile bu ülkenin şahlanacağını ilan ettik. 87 Yaşındaki Cumhuriyetimiz bugün herzamankinden daha iyi geleceğe bakan bir cumhuriyettir. Buradan geri adım atmak yok, bugün artık farklılıkları değil, ortaklıkları öne çıkartma günüdür, bugün kırgınlıkları bir kenara atarak kucaklaşma günüdür. Şehitlerimizi şehit cenazelerimizi, dağdaki gençleri istismar edenler bu ülkenin geleceğine katkı sunamazlar. Doğunun hassasiyetlerini dile getirirken batının hassasiyetlerini incitenler çözüm politakalarına yazık ederler.
Terörle mücadelemiz kararlılıkla sürüyor. Hukuk içinde, demokrasi içinde hassasiyetler muhafaza edilerek sürecek. Çok açık net söylüyorum şahsımla tüm bu kadro ile ilgili olarak herhangi bir ayrımcılığımızı kim söylüyorsa ihanet içindedir. Bizim inancımıza göre, bizim değerlerimize göre biz hepsine eşit mesafedeyiz. Hepsini bizi yaradan Allah yarattığı için seviyoruz. Kimse bunun istismarını yapmasın. Bizim sevdğimiz kadar benim kürt vatandaşımızı temsil ettiğini söyleyenler bizim temsil ettiğimiz kadar onları temsil edemezler. Öyle lafla olmuyor. Onlar bizim kardeşimizdir, vatandaşımızdır hepsine ayın mesafedeyiz ve hepsini korumak bizim boynumuzun borcudur. Ne yazık ki CHP Cumhuriyetimizin yaşadığı değişim ve atılımı idrak edemiyor ve bugün hala ciddi sorunlar yaşamaya devam ediyor.
Halk oylaması sürecinde CHP Genel Başkanı başörtü sorununu meydanlara taşıdı. Hemen bir cümle olarak tekrar hatırlatıyorum.Ana muhalefet eğer samimi iseniz dürüst iseniz hemen talimatınızı verin bende vereyim MHP diyor ki biz de varız, BDP'de katılacağını söylüyor hep beraber halledelim bu işi çözelim. Ben şimdi talimatı verdim, hemen CHP Grup Başkanvekilleri ile görüşün bu sorunu artık çözelim. Laf üretme zamanında yaşamıyoruz, iş üretme zamanındayız. Herkes gelsin ortaya ne yapacağını koysun adımlarımızı atalım. Bizler verilen sözlerin yerine getirilmesini adım adım takip eden bir kadroyuz.
KAMUSAL ALAN KAVRAMI NEREDEN ÇIKTI?
Sayın Cumhurbaşkanı'nın resepsiyonuna bir tanesi katılmayacağını belirtti. Sayın Genel Başkan da daha çok var dedi. Şunu açık söylemem lazım. Hani siz özgürlüklerden yanaydınız hani demokrasiden yanaydınız, hani mağduriyetleri ortadan kaldıracaktınız. Başbakanlığımın ilk yılına kadar Çankaya'ya eşli ve başörtülü olarak herkes çıkabiliyordu. O dönem milletvekilliği yapanlar vardı bilirler. Bu sayın Demirel ve Sayın Özal döneminde olanlar bilirler. Sonradan ne oldu ne bitti bir anda hava değişti. Bu her halde meteorolojik değişimdi. Bundan sonra burası kamusal alandır dediler. O zamana kadar değilmiydi? Türkiye'de kamusal onların tabiri ile kamuya ait alan ki bu çok. Anayasacılara iş düşüyor yine. Türk siyasi tarihinde de CHP tarihinde de nice zigzaglar yaşanmıştır. Ama bir gün içinde bir hafta içinde bu kadar çok gelgit yaşanması bir ilktir. Bir Genel Başkan'ın defalarca kendini yalanlaması çark etmesi siyasi tarihimizde bir ilktir.
Demokrat gibi görünüp demokrasiye karşı çıkanların maskesi er yada geç düşüyor. Siyaset üretmek yerine çözüm üretmek yerine sorunların çözümü yerine çirkin bir üslupla bu ülkenin başbakanlarına hakaret edenler 12 Eylül'de gereken cevabı almıştır.
Yaklaşık 1 ay sonra iktidardaki 8 yılımızı doldurmuş olacağız. Hizmetlerle başarılarla bir 8 yılı geride bırakıyoruz. Bir uçurum kenarından aldığımız Türkiye'yi bugün zirvelere taşımanın gurur içerisindeyiz. Her hedefe ulaştığımızda çıtayı biraz daha yukarı çektik. Mazaretlere sığınmadık. Yolgunluk yıkkınlık rehavet bizim lugatımızda kendine yer bulamadı. Anadolu'nun her zerresine ulaşmanın mücadelesi gayreti içerisinde olduk. Bir tarafta içerde bir tarafta arkadaşlarım yurt dışında fellik fellik dolaştık. 8 Yılın hizmet dökümü artık çok uzun bir liste haline geldi. Türkiye için yollar yaptık, üniversiteler kurduk, adalet sarayları ile hüükmet konaklarıyla kentsel dönüşüm projeleri ile illerimizin, ilçelerimizin çehrelerini değiştirdik. Susuz topraklar suya kavuştu bu dönemde"
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.