Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "(Güneydoğu’daki bazı sivil toplum kuruluşları)’Biz demokratik hakkımızı kullanacağız ve demokratik hakkımızı kullanırken de bizim yaklaşım tarzımız şudur’ dediler ve böyle bir değişikliğe ’evet’ diyeceklerini söylediler. Çok cesur bir çıkış. Ben bu çıkışlarından dolayı kendilerini tebrik ettim" dedi.
Anayasa değişikliği paketinin içinde 73 milyonu ilgilendiren çözümler olduğunu belirten Erdoğan, bunu anlatmanın kimsenin işine gelmediğini söyledi.
Bazılarının "Bana ekonomik olarak ne getiriyor?" dediğini hatırlatan Erdoğan, şöyle konuştu: "Demokrasi ile ekonomi at başı gider. Siz eğer demokraside geriyseniz, ekonomide ileri gidemezsiniz. Biz demokratik noktada bir sıçrama yaptık, bu sıçrama neticesinde ekonomide de şu 7,5 yılda ciddi mesafeler aldık. Bu paketin gerçekleşmesi ile bu sıçrama çok daha farklı bir noktaya gelecek.
Mevcut Anayasa ile buraya bu işi getirebildik. Son küresel krizde dünyanın 4. ilk çeyrekte büyüyen ülkesi olduk 2010’da, Avrupa’da 1. ülke olduk.
Şu paketi biz evet oyu ile geçirebilirsek, halkımız bu teveccühü gösterirse, inanıyorum ki bu sıçrama çok daha farklı olur." Şu anda AK Parti’nin bir projesini oylamadıklarını, millet projesini oyladıklarını anlatan Erdoğan, oylanacak anayasa değişikliği paketinin içerisinde sadece AK Parti’nin yetkili kurullarının çalışması olmadığını ifade etti. Anayasa değişikliği çalışmaları sırasında sendikalar, odalar ve barolar ile görüşme yaptıklarını ve onların anayasa çalışmalarını masaya yatırdıklarını dile getiren Erdoğan, "Aslında kendileri burada yaptıkları çalışmaları görüyorlar ama gördükleri halde ’hayır’ diyorlar. Böyle bir sıkıntı yaşıyoruz. Barolar Birliğinden tutun, odalara varıncaya kadar" dedi.
Yetkilerini, odalar ile paylaştıklarını ve katılımcı demokrasinin içerisinde alınacak kararlarda bizzat Anayasal güvence altında çalışmaya katılmalarını istediklerine işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti: "Kaldı ki, bu oy pusulasında hiçbir partinin amblemi yok. Burada sadece evet, hayır var. Kimse gidip de partinin amblemi üzerine oy vurmayacak. Kimsenin bunu bir güven oylamasına dönüştürmeye hakkı yok. Bunu bizim tarafımızdan söyleyen bir arkadaşımız varsa yanlış söylemiş. Muhalefet böyle bir şey söylüyorsa o da yanlış söyler. Diyelim ki evetler çok çıktı, zil takıp oyna, haşa. Böyle bir şey olamaz. Bu çok yanlış olur." Türkiye’nin artık zamanında seçim yapmaya alışacağını anlatan Erdoğan, yatırımcının kendini ona göre hazırladığını söyledi. Erdoğan, "İstikrara, güvene oynamamız lazım. Bu asla güven oylaması değildir" dedi.
Erdoğan, referandum kampanyasının aşırı sıcak havalarda yapıldığına dikkati çekerek, "Belki haftalar oynayabilir. Ramazan öncesine almak gibi... Hazirandan daha geriye gitmek gibi bir şey düşünemeyiz" diye konuştu.
12 EYLÜL’Ü BÖLGEDE ÖNEMSİYORUM
Başbakan Erdoğan, Güneydoğu’da ve Doğu’da yaşayan Kürt, Arap, Zaza veya Türk kökenli vatandaşlar ihmal edilmişliğinin bedelini artık çekmesinler diye 7,5 yıldır onlara hizmet götürdüklerini anlattı. "KÖYDES Projesi’nin şahsımda uyandırdığı şey oralardaki ihmal edilmişliktir" diyen Erdoğan, bazı yerlerde mezralara kadar ulaştıklarını söyledi. Kültürde de bir çok adım attıklarını ifade eden Erdoğan, TRT’de 10 dakikanın tartışıldığı bir Türkiye’de 24 saat TRT ŞEŞ’te Kürtçe yayın imkanını getirdik" dedi.
AK Parti’nin kuruluş çalışmaları yapılırken, "OHAL’i kaldırın yeter, çekiç güç gitsin yeter" denildiğini dile getiren Erdoğan, "OHAL’i kaldırdık, çekiç gücü oradan kaldırdık. Bunları bu iktidar sağladı, bu iktidar bu yolları açtı. Bütün bunlar unutturuluyor. Bazıları da ’Bunları bizim dayatmalarımız neticesinde yaptı’ diyor. Bizim programımızı açarsınız, bakarsınız" diye konuştu.
Diyarbakır’a 3 Eylül’de yapacakları ziyarette bölgede neler yaptıklarını, neler yapacaklarını anlatacaklarını söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti: "Ülkemizin milli birliğine, beraberliğine yönelik bazı yanlış yaklaşım tarzları var. Burada özellikle ifade etmem lazım. Bizim millet olarak birbirimizi sevmemiz gerekiyor. Benim doğudaki kardeşimin batıdaki kardeşimi sevmesi lazım, kuzeydekinin güneydekini sevmesi lazım.Sen Türksün, ben Kürt’üm... Böyle bir şey olmaz. Eşim Siirtli, ben aslen Rizeliyim. İkimiz de İstanbul’da doğduk. Evlendik, eşimin kökenine baktığınız zaman Arap’tır. Bunlar bizi ayıran şeyler değil ki, bizim zenginliğimiz. Benim ülkemde Türk’ün Kürt’le evli olduğu on binlerce aile var. Aynı şekilde inanç noktasında birçok farklılıklar var. Bunlar zenginliktir.
Biz bunları hep ötelemişiz. Bunun bize kazandıracağı en önemli şey, bu sevmenin Türkiye genelinde çok ciddi bir yansıması olacak. Bunu inşallah Diyarbakır toplantısında sağlayacağız. Bunun için de bu atılan adımlar tanımayı getiriyor ki, bu tanımanın neticesinde Türkiye’de milli birlik ve kardeşlik projesi de çok daha farklı bir yansımayı bulacaktır. Bu bakımdan özellikle 12 Eylül’ü bölgede önemsiyorum ve 3 Eylül Diyarbakır mitingimizi de beklentilerin cevabını bulacağı değil bizim tasarladığımız, düşündüğümüz ve orada açıklamayı, bu da bu çerçevede olacak. Benim şu andaki bütün gayretim 26 maddelik bu paket ile ilgili. Bunun dışındaki şeylerin hepsi şu anda aldatmaca olur ki, bu benim karakterim ile uyuşmaz."
BÜTÜN TEDBİRLERİMİZİ EN GENİŞ MANADA ALACAĞIZ
Başbakan Erdoğan, BDP’nin ve CHP’nin anayasa değişikliği görüşmelerinde milletvekillerini oy kabinine sokmadığını çünkü kendi arkadaşlarına güvenmediklerini, kendi arkadaşlarının demokratik haklarını kullanmalarına fırsat vermediklerini söyledi. Erdoğan, "Bırakın gitsin arkadaşınız demokratik hakkını kullanarak orada ’hayır’ desin. Ama korktular, güvenemediler. Vicdanının senini dinler, ’evet’ der, bundan korktular" dedi.
Güneydoğu’daki bazı sivil toplum kuruluşlarının referanduma ilişkin çıkış yaptıklarına işaret eden Erdoğan, şunları söyledi: "Nedir o çıkışları? Dediler ki ’Biz demokratik hakkımızı kullanacağız ve demokratik hakkımızı kullanırken de bizim yaklaşım tarzımız şudur’ dediler ve böyle bir değişikliğe ’evet’ diyeceklerini söylediler. Çok cesur bir çıkış. Ben bu çıkışlarından dolayı kendilerini tebrik ettim. Biz güvenlik olarak, devletin güvenlik imkanları ile buna fırsat vermeyeceğiz. Bütün tedbirlerimizi en geniş manada alacağız. Çünkü bu konuda halkımızın demokratik tercihlerini kullanmasını her şeyin üstünde tutuyoruz. Bunun için de ne gerekiyorsa yapacağız. Yeter ki vatandaşım bu demokratik hakkını kullansın. Burada vatandaşın kendisine oy verecek, geleceğine oy verecek. Onun için de vatandaşım müsterih olsun..
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.