Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"Destek için ilk arayanlar arasında Katar Emiri vardı. İkinci gün Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in, ardından da Amerika ile Avrupa ülkelerinden bazı liderler aradı. "Fakat arayanlar şunu söylediler, 'Darbeye karşı verdiğiniz bu mücadeleden dolayı kutlarız.' Ama kimse kalkıp da kendisi veya bir ilgili, yetkili bakanını buraya göndermek zahmetinde bulunmadı. Fransa'da terör örgütünün verdiği herhangi bir kayıpta, diyelim 5, 10 kişi ölmüş, oralarda binlerce, on binlerce insan yürüyüş yaptı. Ama Türkiye'de bir darbe girişimi yapılıyor ve bu darbe girişiminde Türkiye Cumhuriyeti devleti ki NATO'nun en önemli ülkesi, 80 milyon nüfusu olan bu ülke, demokrasiyi iyice hazmetmiş böyle bir ülkede böyle bir hareket yapılıyor. Bu hareketi yapanların durumu belli. Bunlar 'Tebrik ederiz ama şu anda askerler toplanıyor, polisler toplanıyor, yargı toplanıyor. Bunların geleceği bizi endişelendiriyor.' Bunu diyecek kadar da ahlâki olmayan yollara başvuruyorlar. Çok açık ve net olarak söylüyorum. Bu, ahlâki değildir, bu, demokrasi ahlâkıyla bağdaşmaz, demokrasi böyle bir şeyi de kabul etmez. Ne demek bu? Ama, ancak, fakat... Böyle bir şey olabilir mi? Olacaksanız dürüst olun, eğer dürüst olmayacaksınız sizin o darbe girişimiyle ilgili açtığınız telefonların benim için hiçbir anlamı yok. Niye? Çünkü bu mücadeleyle ilgili örneğin biz diyoruz ki; 'Bu adam, şu anda 1999'dan beri Amerika'da. Amerika, bu adamı vermelidir'. Bize diyorlar ki, delil."
Gülen’in iadesi
"Bizim gerçi gönderdiklerimiz var, bu sürece ilişkin gönderdiklerimiz ve göndereceklerimiz var. ABD bizden herhangi bir teröristle ilgili talepte bulunduğu zaman biz göndermişizdir. 99’dan bu yana her türlü konforuyla bir çiftlikte bu kişi yaşıyor. MGK strateji belgemize farklı şekilde bu kişi bizim geliyor, daha sonra somut bir şekilde de girecek. Biz şimdi belgeleri gönderdik. Beni üzen Batı ülkelerinde, Afrika’da bakıyorsunuz bunlar örgütlenmiş. Terör örgütleri bunun kadar yaygın değil, onu da söyleyeyim. Bütün kıtalarda bu yaygın şekilde var. Her okul aslında bir terör örgütü şubesi görevi görüyor. Yani görüntü ofis değil, okul, eğitim-öğretim. Bunu yaparken de o ülkenin yöneticilerinin çocukları oralarda eğitildiği için..."
"İyi niyetimizin kurbanı olduk"
"Bizler de bu propagandaya geldik, onu da itiraf etmem lâzım. İyi niyetimizin kurbanı olduk, bedelini ödüyoruz. Dünyada bunların 2 bin okulu var, bu iki bin hücre demek. Bu olay tabii olmamış olsaydı bunların üzerine bu şekilde gidemeyecektik. Şimdi benim milletim bunları çok daha yakından, iyi tanıma fırsatı buldu."
Son gözaltı-tutuklu sayısı
"Bu programa girerken gözaltı sayısı 18 bin 699’du. Tutuklu sayısı 10 bin 137. Şehitlerimizin sayısı 237. Yaralı sayımız 2 bin 191. Açığa alma süreci de devam ediyor. Sonuna kadar da bu mücadeleyi vereceğiz. Hesabını kimseye verecek halimiz yok, adalet mekanizmamız çalışıyor, hukukun gereği neyse yapmaya da devam edceeğiz."
15 Temmuz akşamı neler yaşandı?
"21:15 civarında askeri araç-gereçlerin hareketliliği olduğuna dâir bir şeyler duyuyoruz ama 21.30 civarında eniştem beni arıyor. Daha önce saatleri de karıştırmıştık. Eniştem, Beylerbeyi civarında hareketlilik var diyor. Bunu duyunca inanamadım, ‘Ziya dalga mı geçiyorsun?’ dedim. MİT Müsteşarıma, Genelkurmay Başkanımıza tabii o ara ulaşamadım. Sonra Sayın Fidan’a ulaşma imkânım oldu ve bilgileri almaya başladım. 10’a doğru Sayın Fidan’a ulaşma imkânım oldu ve kendisiyle bunları görüştük. Kendisinin Genelkurmay’a gittiğini ve orada olduğunda henüz bu işin hareketlenmediğini, sonra oradan ayrılıp MİT’e gelince, 20.30 gibi gelmiş, tabii malûm orası da bombalanmaya başladı. Kaba taslak bilgileri o anda kendilerinden almaya başladık. Maalesef burada ciddi bir istihbarat zafiyeti var, bu süreç içinde bu gerçeği tespit ettik. Olmamış olsa bu saate kadar bu olmaz. 1-2 saatin bir darbede çok büyük bir önemi var. Tüm bunlara rağmen anında bazı müdahaleler yapılabildi. Uçuşu, alçak uçuşu yapanlara karşı bazı hemen karşı tedbirler alınabildi. Bir talihsizliğimiz var. TBMM’nin bu tarz şeyler karşısında ciddi bir koruması yok; uçaklara, helikopterlere karşı vs."
"Kimi ormanda kimi başka yerde saklanıyor"
"Düşman bile bunu yapmaya muktedir olamaz. Pensilvanya'da yalan makinesi çalışıyor. Daha neyi göreceksiniz. Belgeleriyle, bilgileriyle her şey ortada. Onlara özellikle sesleniyorum, tabanı ibadet dediğim saf kesimler olan insanlar. İhanet içinde olanların zaten ciddi bir kısmı kaçıp gittiler. Bu ülkede olanların kimi ormanda kimi başka yerde saklanıyor. İnlerine gireceğiz, bulup çıkaracağız. Bu vatana hizmet yolunda bu mücadelemizi sürdüreceğiz."
"Yakıtım bitene kadar bunlara yakalanmam"
"Ailemle beraber, demek 15 dakika gecikmemiz olsa... Orada dolaşmışlar falan. Biz otelde değiliz tabii. Bu arada yayınımızı yaptık ve helikopterdeki pilotum benim tabii yıllardır yanımda. Dedim buradan Dalaman'a kaç dakikada gidersin? Peki güvenliğin ne? Dedi ki, burası çok enteresan, 'Ben yakıtım bitene kadar bunlara yakalanmam' ve hemen biz ailece dolduk, havalandık, kararttık ve dört ayrı noktada aslında hazırlığımız vardı. Dört ayrı noktada da uçaklar bizi bekliyordu. Dalaman, Bodrum, Çıldır, İzmir... Bu arada İstanbul ile irtibatımız devam ediyor ama pilot da bizim nereye uçağımızı bilmiyor. Pilota 'Sen bunun ortalamasını al, uç' dedim. Pilot benim yıllardır bildiğim pilot. 'Üç-dört saatlik yakıtım var' dedi. Kendi zaten farlarıyla bunu yapabileceğini söyledi. İndik ama indiğimiz andan itibaren uçaklar alçak uçuş yapıyorlar. Bu alçak uçuşlar tabii ses hızının üzerine çıkınca ciddi patlama sesi oluyor. Yanımda torunlarım var, ürküyorlar."
"Eskişehir talimatı uygulamıyor"
"Demokrasi nöbetine başlamış olmaları havalimanında bana Gezi olaylarını hatırlattı. Orada da Cezayir dönüşümde 100 bin kişi gelmişti. Orada hemen komutayı ele aldık. Orada hemen Genelkurmay Başkanımız rehin diye duyum aldık. Dedim, vekaleten Ümit Paşa'yı atıyoruz. O andan itibaren Akıncı'daki gelişmeleri takip ettiğimiz gibi yapacağımız bir şey var. Eskişehir talimatı uygulamıyor. Böyle bir tablonun içinde Ümit Paşa ile değerlendirmemiz yaptık. İkinci bir isme talimatımızı verdi. 12 bomba Akıncı'ya atıldı. Oradaki uçakların harekât kabiliyeti ortadan kalktı. Bu tabii iyice işi rahatlattı. Birçok yerde herkes bir şeye kapıldı. Artık iş lehe dönüşmüştü. Kolay kolay bir hareket noktası yoktu. Daha da bir rahatlama gelmiş oldu. Böylece işin sıkıntılı kısmı atlatıldıktan sonra yargıdaki açıklamalar arka arkaya geldi. Onlar da dik durdular. Anayasa Mahkemesi'nin yaptığı açıklama çok önemliydi. Emniyet teşkilâtının, bazı komutanların yaptığı açıklamalar çok önemliydi. Bu darbeci kesimin direncini ciddi manada kırdı bu açıklamalar. Meydanları söylemeye gerek yok. Hanım kardeşlerimizin duruşu, gençlerimizin paletlerin altına yatışı... Bu kadarını beklemiyordum. Ne yazık ki bunlar alçakça bunu yaptılar. Şimdi de bunun bedelini ödeyecekler."
"Darbelerin hedefinde liderler vardır"
"Olay sadece şahsımla biten bir olay değil. Ama darbelerin hedefinde mutlaka liderler vardır. Cebimde bir tesbih var. Bizim bir polis kardeşimizin eşi vermişti. Bu imâme koptuğu zaman bütün tespih dağılır. Bunların hedefi, biz şimdi lideri giderelim, onun işini bitirelim. Hallettikten sonra hedef zaten millet. Milletle beraber asıl hedef Türkiye Cumhuriyeti'ni ele geçirmek."
"Gazete ilânlarıyla bu iş çözülmez"
"Darbe terörü yaygınlaştırmak için ve terör örgütleriyle bunlar müşterek hareket ediyorlar. Bunlar PKK, PYD, DAİŞ ile müşterek hareket içindeler. Sonra hedef bu ülkeyi işgâl. Buna hâlâ gönül veren vatandaşlarım varsa kendilerini check etsinler, sonra gazete ilânlarıyla vs bu iş çözülmez. Artık anlamamak için bir sebep kalmamıştır. Gerekçesi merekçesi bu işin yoktur."
"Profesyonel ordu meselesini abartmaya gerek yok"
"Devletin yeniden yapılanması, Silahlı Kuvvetler’in yeniden yapılanması, bütün bunlarla beraber bu ayıklamaların yapılması gerekiyor. Bununla beraber sıfır kilometre devlet yapılanmasıyla yürümemiz gerekiyor. Profesyonel ordu meselesini bence bu kadar abartmaya gerek yok. Yarısı zaten profesyonel. Bu orduya gelen erbaş, er belli bir disiplini kavraması noktasında ben inanıyorum. Profesyonel ordu, haysiyetli, namuslu... Azınlık var ya o haysiyetli askerimize gölge düşürdü. Onlar da bu işin farkında. Birçokları da bu mücadeleyi verdi. Bir astsubayımız özel kuvvetlerde generali öldürmesi alnından öpülesi bir astsubayımızdır. O generali orada öldürdü. Çünkü bunlar vatan hâini. Bunu yaparken de o şahâdete koştu. Dün akşam eşi ve yavrularıyla da görüştüm. Artık onlar benim evladım. Buna benzer Jandarma’da aynı şekilde şeyler oldu. Orada komuta kademesi dersini verdi. Ama biz şehidimizin kanını yerde bırakmayacağız. Profesyonel ordu ama amatör belli bir disiplini kazanma noktasında atılacak adım çok önemli.
Örneğin Jandarma İçişleri'ne bağlandı. Daha önce yarısı güya İçişleri'ne bağlı ama sicil, özlük hakları vs. bakıyorsunuz Silahlı Kuvvetler kararı vereceği için de Jandarma daha çok oradaki emir komuta zincirine bağlı hareket ediyordu. Şimdi durum öyle değil. Tamamıyla bağlı oluyor. Teşkilât şeması içinde Jandarma ile Emniyet gayet güzel bir yere geliyor. Bundan sonra Jandarma’ya er-erbaş alınmayacak. İhtiyacı olduğu zaman uzman er-erbaş alınacak.
Bir şeyi daha yaptık. Eskiden kurmay dediğimiz zaman çok şey değişiyordu. Sınıf subaylarının general olmasının önünü açtık. Kurmay sınıfından olmayanlar general olamıyordu. Bunun ilk adımını böylece attık. Bu tabii çok önemli. Benim de 14 yıllık sürecim içinde şu anda bunun başarılmış olması bu vesileyle oldu. OHAL'in en verimli adımlarından biri.
Sahil Güvenlik de İçişleri'ne bağlanmış oldu. Bu da çok önemli bir adımdı. Kuvvetler ayrılığından buradaki kuvveti de birleştirmiş olacağız. Denizlerimizi de sağlama almış olacağız kıyı emniyeti ile. Ordunun da küçülmesi sürecine girmiş oluyoruz.
Hareket kabiliyetini şu anda artırıyoruz. Tüm İçişleri Bakanlığı'nın hareket kabiliyeti çok ileri gidecek. Silah, mühimmat noktasında çok daha güçlü hareket edecek. Terörle mücadelede bu noktada polisin, Jandarma’nın gücünü artıracağız. Polis, Jandarma el ele bunu yürütecek."
"Milli Savunma Üniversitesi kurulacak"
"Bugün yeni bir hazırlığı yaptık. Bugün yarın o da Resmi Gazete'de yayımlanır. Okullar meselesi... Askeri okullar kapatılacak. Askeri okullar kapatılacak. Askeri okulların kapatılmasıyla birlikte tüm okullardan, liseler, mesleki okullardan rahatlıkla Harp Okulları'na giriş olacak. Fakat Harp Okullarının üzerinde bir çatı oluşacak. Milli Savunma Üniversitesi kurulacak. Milli Savunma Üniversitesi'nin altında Kara Harp Okulu, Hava Harp Okulu, Deniz olacak. Bütün bunlarla beraber bir şey daha olacak. Kurmay, kıdem bunların hepsi gidiyor. Peki ne olacak? Kara, hava, deniz, buralarda okuyanların hepsi lisans öğrencisi. Lisansüstü, kurmaylık yerine geçmiş olacak. Harp akademilerinin yerine lisansüstü eğitimi getiriyoruz. Mesleki noktada kadrolara ihtiyaç var. Astsubay meslek yüksekokulları gibi. Mesleki noktada eksikleri gidermek için bunu yapacağız. Kalite, kariyer noktasında çok ciddi bir gelişmeyi koyacağız. Jandarma Akademisi kurulacak. Bu akademi, ciddi bir eleman yetiştirme merkezi haline gelmiş olacak. Bu süreçte bir başka adım ise bütün askeri hastaneler Sağlık Bakanlığı'na bağlanacak. Sağlık Bakanlığı, buranın işletmesini ve yönetimini tamamen kendisi ele alacak. Burada öyle ihanetler yapıldı ki... Sapsağlam evlatlarımız çürüğe çıkarıldı. Çürükler sağlam gösterildi."
"Küçük anayasa paketi yapılırsa..."
"Kuvvet komutanları Milli Savunma Bakanı'na bağlanacak. Bakanlığa değil, bakana bağlanacak. Muhalefetteki siyasi partilerin liderleriyle de görüşmeler yapılıyor. Onlarla da küçük bir anayasa paketi gerçekleştirilebilirse Genelkurmay Başkanı, MİT cumhurbaşkanına bağlanacak."
"Asker kendi işini yapsın"
"Tersanelerin Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanacak. Asker kendi işini yapsın. Tersaneler vesaire bunları biz özel sektör olarak çok daha başarılı bir şekilde yürütme şansına sahip olduğumuz gibi bunu Milli Savunma Bakanlığı aynı zihniyet, aynı kabiliyetle çok daha başarılı bir şekilde yapar ve dört senede, beş senede bir fırkateyn üreteceğiniz yerde bunu gelir iki senede, iki buçuk senede üretirsiniz."
"Yanılgıya düştük, Allah bizi affetsin"
"Pazartesi geliyor. [ABD Genelkurmay Başkanı'nın ziyareti] Geri adım atıldı. Yanlış anlaşıldım dedi. [ABD'li komutanın 'Muhataplarımız tutuklandı' açıklaması] Bunlara anında haddini bildirmek gerekiyor. Haddini bildirmediğimiz zaman bunlar kendini haklı konuma koyuyorlar. Bir defa stratejik ortağın benim. Sen kalkıp da niye Türkiye'deki muhataplarından biriyle görüşmüyorsun. Burada bir yanlış anlaşılma var deyince tabii bizim açımızdan bir şey yok. Ama en ideal düzeltme bir defa bu adamın teslim edilmesi. Yani Fethullah Gülen'in teslim edilmesi. Bir numara Fethullah Gülen’dir. Bundan hiç endişem yok, zerre kadar endişem yok. Biz sizin iade taleplerinizi yerine getirdik. Bakın 20 sene önce söylenseydi, 15 sene, 10 sene, 3-4 yıl öncesine kadar bile ben inanın bu kadarını düşünmüyordum. Ama ne yazık ki ciddi mânâda yanılgıya düşmüşüz. Allah bizi affetsin."
İşkence iddialarına yanıt
"Bunlar ahlâksızca propaganda yapıyorlar. Karşılıklı vuruşmalar var. Ama sen bunu işkence diye değerlendiremezsin. Senin elinde ne belge var, bunu neye dayandırarak söylüyorsun. Mesela Guantanamo'yu konuşuyorlar mı? Acaba bu darbe neticeye ulaşsaydı ne olacaktı? Bu konuda söyleyecekleri bir şey var mı?"
"Tasfiyeler terörle mücadeleyi güçlendirdi"
"Bütün bu tasfiyeler aslında mücadelemizi güçlendirdi. Hâin içinizde olduğu zaman mücadele güçleşiyor. Kaç tane generali ayırdık. Gelen yeni albaylardan, sınıf subaylarından general olanlara baktığınız zaman eşit sayıda onlar da geldi. Ayrı bir denge, heyecan da gelmiş oldu."
Komuta kademesinden destek var mı?
"Bu işin asıl şeyi tuğ-tüm kademesidir. Yukarıya gittikçe bu iş minimize olan bir noktadır. Şu anda yargıda olduğu için bir şey söylemeyi de doğru bulmam."
Siyasi ayağı var mı?
"Vardır-yoktur tartışmak doğru olmaz. Ama birçok adımlar atıldı Türkiye siyasetinde bir üst akıl olduğunu bilmemiz lâzım. Bazıları bu üst akıl FETÖ diyor. O tam bir maşa. Onu Amerika'ya götürenler, yargıdan onu kaçıranlar. Çalışmalar bir kenara konulamaz. Bizler de bazı şeyler düşünmüyor değiliz. Ama bir üst akıl var. Bu üst akıl bunu kullanırken, askeri ayağı var. Ticari ayağı var. Eğitimde çok ciddi adımlar attılar. Bunların hepsi toplandı, toplanıyor. Ama bunların tek başına siyasi ayakları yok. O siyasi ayak noktasında başarılı olamadılar. İçeri girmek suretiyle başaramadılar. Bizim de içimize girdiler. Ama sayıları çok azdı. 17-25'te girdiler. Diğer partilere destek verdiler. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bunu yaptılar. Son iki saldırıda geldiler ki şu darbe girişimi artık onların bu gücünü de yok etti."
Topçu Kışlası açıklaması: Karşı olanlar önünde resim çektirecek
"Şu anda Taksim Kışlası'nın olduğu yer... Burada tarihi bir eser var. Burada muhteşem bir eser var. Bunu oraya diktiğimiz anda onunla ilgili gösteri yapanların hepsi onun önünde resim çektirecek.
AKM şu anda bir ucube. Çok güzel mimari çalışmalar yapıldı. Opera binası yapalım. Önünden de trafiği kaldıralım. Taksim Meydanı'nı çok daha huzurlu bir meydan haline getirebiliriz.
Bölgede bir cuma mescidi yok. Bu üç eserle Taksim Meydanı'nı taçlandıralım.
Bu bir şehir müzesi olabilir. Yani müze ile ilgili enstrümanlar satılır, tarih müzesi ise onunla ilgili şeyler satılır. Operas binası açığı kapatacaktır. İbadethane de o kalabalıkta açığı kapatır." (ATV)
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.