Başbakan Erdoğan: Sizin hiç oğlunuz öldü mü?
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TBMM'de konuşma yapıyor. Erdoğan, CHP'li Onur Öymen'in Dersim olaylarıyla ilgili söylediklerine karşılık olarak, "Dersim'de olanları savunanları ben insanlık noktasında nasibini almamış olarak değerlendiriyorum" diye konuştu. Erdoğan ayrıca, Öymen'e şu soruyu yöneltti: "Sizin hiç oğlunuz öldü mü?"
FOTO GALERİ
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hükümet adına , TBMM'de konuşma yapıyor.
Başbakan Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan satır başları:
Vatandaşlar siyasette tutarlılık istiyor izleyici locasına eli tutularak getirelenler olmamalı
Hükümet kendini anlatmasın diye çaba sarfetmek doğru değildir.
Biz yurtta sulh cihanda sulh anlayışı ile hareket ediyoruz.
Bu Meclis 89 yıl öncesinin gerisine düşemez.
Muhalefette demokrasinin olmazsa olmasıdır. Her konuya sırf iktidarın önerisidir diye karşı çıkmak millet istifadesine değildir.
Bu meclis hep milletin meclisi olmuştur, bundan sonra da böyle kalacakatır.
Bu meclis 89 yıl öncesinin gerisine düşemez. Bu meclis 89 yıl önce renklilik, özgürlük ve en önemlisi de demokrasi üzerine inşa ettiği prensipten taviz veremez.
Türkiye'nin en önemli sorun alanlarıyla ilgili meseleleri de Meclis'te tartışmak zorundayız. Bundan daha doğal ne olabilir.
Nezaketle, edeple, adapla, hoşgörüyle ele aldığı ilk Meclis bugünkü haline model olmalıdır. Muhalefet de demokrasinin olmazsa olmaz unsurudur. Her konuda ittifak etmesini asla bekleyemeyiz. Her konuya sırf iktidarın önerisidir diye karşı çıkmak, temelde her meselenin karşısında durmak milletin istifadesine değildir. Her konuda uzlaşmak demokrasinin bir gereği değildir.
Gazi Mustafa Kemal ülkenin etrafına duvarlar örmemiş. Yurtta sulhu tesis edemeyenler cihanda sulhu tesis edebilir mi? Meselelere hissi yaklaşanlar, Cumhuriyet'in kuruluş ruhuna ve kurucusuna haksızlık ederler. Biz düşman üretmek değil dost kazanmak anlayışla hareket ediyoruz. Türkiye, 29 Ekim 1923'te ne kadar büyük düşündüyse, bugün de o kadar büyük düşünmek zorundadır. Tarih boyunca her zaman büyük düşündük, büyük adımlar attık.
Bu meclis yıllar yılı hayali tehditlerle oyalanmıştır. Dış güçlerin talimatlarıyla.
Türkiye'ye karşı yeni tehditler, korkular, yeni sanal tehditler üretmeye kimsenin hakkı yoktur. Ülkemizdeki tüm sorun alanlarına el atmak demokrasiyi her alanda hakim kılmak için "Demokratik Açılım" sürecini başlattık.
Size gelmiyor bu sorunlar bana geliyor. Size gelmez çünkü sizi kimse muhattap olarak görmüyor.
Dinlemediğiniz sürece hiçbirşeyi anlatamazsınız bu ülkede.
Halkın taleplerine duyarsız kalan bir devlet anlayışı olamaz. O yüzden diyoruz ki; "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın, insanı yücelt ki devlet yücelsin."
Demokrasi korkuların pazarı değil, panzehiridir.
Amaç insanın mutluluğudur bunu öğren!
Bizim milli birlik projesinden kastımız budur.
81 vilayette milletimize anlatacağız. Sivas'ın ötesine gitmeme gibi bir kaygımız yok. 81 ilin 81'ine gideceğiz.
Türkiye'ye güvenin, demokrasiye güvenin diyoruz.
İçişleri Bakanım bunları başlıklar halinde anlattı. Siz anlamakta zorlanıyorsanız, ona diyecek lafım yok.
"Komşusu açken tok yatan bizden değildir" anlayışından geliyoruz. Kimsenin bunu küçümsemeye hakkı yok. Kimse bunu sadaka kültürü olarak adlandıramaz. Biz yaratılanı yaratantan ötürü seviyoruz. Benim alındığım gücendiğim bazı durumlar olur. Diyor ki, "Şu Kürt, şu laz." Oradaki ifadelerde bir küçümseme yatıyor. Bundan kurtulmamız lazım.
7 siyasi bölgenin yedisinde de birinci partiyiz. 81 vilayetin 80'inde milletvekili çıkartan tek partiyiz.
Bizim tarihimiz bir, acılarımız, sevinçlerimiz de bir.
Sarı Gelin türküsü çalındığında sözleri hangi dilde olursa olsun yürekleri sızlayan biziz.
Sema ile elini yere ve göğe açan da biziz.
Semah ile kainat gibi dönen de biziz.
Geçmişin yanlış politikalarının artık sürdürülebilir bir tarafı kalmamıştır.
Terörle mücadele salt güvenlik sorunu olarak görülemez.
Muhalefet de lütfetsin de oaraları gezin de görün. Size anlatılanlarla yetinmeyin. Ben sana anlatmak zorunda değilim zaten. Gözün var görmüyorsun, kulağın var duymuyorsun, dilin var doğruyu söylemiyorsun. Ben bugün 72 milyon vatandaşıma konuşuyorum.
Yangına körükle gitmeyi siyasetine uygun görenler olabilir. Bu barışa hizmet etmez.
Bir bebek annesinin dilini konuştuğu için eleştirilebilir mi, itilip kaılabilir mi? Böyle bir tavır hakkaniyete sığar mı? Bizim güvenlik güçlerimiz başarıyla terörle mücadele ediyor. Terör belası yüzünden kardeşlerin birbirine kuşku duymaya başladığını daha ne kadar görmezden gelebiliriz? Ülkelerin gündemini bölen, hissiyatını bölen bir anlayış nasıl bölücülükten yakınabilir?
Yola çıkarken dedik ki: Biz etnik, bölgesel, dinsel milliyetçiliğe karşıyız.
Biz bölgesel milliyetçiliğe de karşıyız. Güney Doğu, Doğu bölgelerine ne kadar yatırım yapıldı, hiç incelediniz mi? Biz bu karanlık tarihi ortadan kaldırdık. Orada hava alanlarının adı var, kendisi yoktu. Şimdi hava alanları da var.
Şu anlattıklarımdan muhalefetin haberi yok.
("Hızlı tren raydan çıktı" diyen vekile cevap verdi) Raydan çıkan sensin. Dünyanın her yerinde kazalar olur. Sataşmak için kendine malzeme arama!
Sayın Baykal lütfen grubunuza hakim olun. Edep, adaptan mahrum hareket ediyorlar. Ben grubuma siz konuşurken böyle yaptırttım mı?
Sizin köyleriniz basılıp haraç toplandı mı?
Sizin hiç oğlunuz öldü mü?
Dersim'de olanları savunanları ben insanlık noktasında nasibini almamış olarak değerlendiriyorum.
Benim aziz milletim kendisini ötekinin yerine koysun. Vicdan muhasebesi yapsın.
Terör örgütüyle benim Kürt kökenli vatandaşlarımı, kardeşlerimi bir araya getiremezsiniz. Kürt kökenli vatandaşlarımın sorunu farklıdır, terör örgütü farklıdır.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.