Başbakan Tayyip Erdoğan, Mısır'dan Libya'ya gidiş yolunda gazetecilerin sorularını cevapladı. Erdoğan'ın gündeme ilişkin değerlendirmeleri şöyle:
MİT ile PKK arasındaki görüşme bandı olduğu ileri sürülen bir kayıt dün internete düştü. MİT "Sızmanın kaynağını inceleyeceğiz." diyerek açıklama yaptı. Size ulaşan bir bilgi var mı?
Kimin yaptığına dair bir bilgim var diyemem. Hakan Bey'e (Fidan) "Tunus ve Libya bölümlerine katılma, sen Ankara'ya dön." dedim. İncelemeleri yapması için.
Hakan Fidan göreve geldiği günden itibaren bir ülkenin hedefinde. Aynı ülke sizin Mısır ziyaretinizden rahatsız. Arada bir ilişki görüyor musunuz?
Malum çevrelerin geçmişte de Hakan Bey'i hedef aldığı biliniyor. Sızma nasıl olmuş, onu araştırıyoruz. Ama hatası da olsa Hakan Bey'i böyle nedenlerle harcamayız. Biz kolay kolay adam yemeyiz. Bu, sızdıranların içlerindeki art niyeti ortaya koydu. Bu, kimseye bir şey kazandırmaz.
Sızma olayının siyasete malzeme yapılmasına ne diyorsunuz?
Siyasete malzeme yapılmasına sıcak bakmıyoruz. Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'nin açıklamaları nedeniyle telaş içinde değilim. Emre Bey'i (Taner) de, Hakan Bey'i de gönül rahatlığı içerisinde İmralı'ya gönderdik. Bunlar hükümet tanımı ile devlet tanımını ayırt edemiyorlar. Biz ne dedik; "Hükümet olarak İmralı ile görüşmeyiz. Ama devlet, üzerine düşeni yapar." Şimdi ben bunlarla terörle mücadelede nasıl işbirliği yapayım, siz söyleyin.
Bu sızma olayı, süreci etkiler mi?
Hayır, etkilemez. Devlet üzerine düşeni yapmaya devam eder. Süreç etkilenmez. İstedikleri kadar tehdit mekanizmaları oluştursunlar. Devlet karar verdiğini uygular. Bölücü terör örgütü ve siyasî uzantıları geçmişte olduğu gibi bizden iyi niyet ve anlayış beklemesinler.
Yani Habur anlayışı bitti mi?
Evet, bitti. Bu tarz anlayış beklememek lazım artık.
İçişleri Bakanı'mız da açıkladı. Bir kara harekâtı söz konusu mu?
İçişleri Bakanı'mızın bir sürç-ü lisanı oldu. Bugün kendisiyle konuştum, düzeltti. Böyle şeyler söylenmez zaten, yapılır. Genelkurmay Başkanı'm, kuvvet komutanlarıyla birlikte bölgede incelemelerini tamamladı. İçişleri ve Orman bakanları da yatırımları inceliyor. Malum yatırımlara bir tehdit söz konusu (PKK'nın bir müteahhide yolladığı "HPG" damgalı bir tehdit mektubunu okudu). Şehirde ve kırsalda gereken her tedbiri alıyoruz. PKK, Kandil dışında da ağır zayiat veriyor. Bu süreçte medyaya da terör örgütünün propagandası niteliğindeki hususları ademe mahkûm etmek düşüyor.
İran'la bir gerginlik söz konusu mu?
İran'la bir gerginlik var diyemem. Ama Suriye konusunda kendilerine "Sizden aldıkları cesaretle Esed yönetimi şımarıyor." uyarısını yaptık. Ahmedinejad'la telefonla bu hususu görüştük. Sonra özel temsilcisini gönderdi. Onunla da konuştuk. Tavırlarında değişiklik oldu. Yakında Hakan Bey'i göndereceğim. BM toplantısında da muhtemelen kendisiyle görüşeceğim. Daha sonra benim de gitme durumum olabilir.
PKK'ya karşı bir işbirliği nasıl gidiyor?
İyi gidiyor. Kandil'de müşterek bir çalışma yapabiliriz.
Eski MİT Müsteşarı Emre Taner'i ve Fidan'ı gönül rahatlığı içinde İmralı'ya gönderdiklerini anlatan Başbakan, hükümet ile devlet tanımları arasındaki farka işaret etti. Sızma olayının süreci etkilemeyeceğine dikkat çekti: "İstedikleri kadar tehdit mekanizmaları oluştursunlar. Devlet üzerine düşeni yapar, karar verdiğini uygular." tepkileri olabilir.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.