Başbakan Erdoğan, ATV ve A Haber'in ortak yayınında Mehmet Barlas, Sevilay Yükselir, Mustafa Karaalioğlu, İbrahim Karagül ve Nihal Bengisu Karaca'nın sorularını yanıtladı.
Murat Akgün'ün moderatörlüğünde yapılan programda konuşan Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
'Şivan Perwer'e vatandaşlık vermeye hazırız'
Diyarbakır'daki buluşma bir çok yönüyle çözüm sürecini güçlendiren bir adım oldu. Açılış töreninde yaklaşık 60 bin Diyarbakırlı bir araya geldi. Gerek Şivan Perwer'in 38 yıldan sonra kendi ülkesine gelmiş olması üzerinde düşünülmesi gereken konu. Kendisine de söyledim. Vatandaşlık konusunda böyle bir talep varsa bu konuda çözüme hazırız dedim. Şivan Perwer vatandaşlığı alma konusunda cevabı verecek. İleride kendisiyle bazı programlar yapacağız.
'Ahmet Kaya'nın mezarını getirebiliriz'
Zira aynı şeyi merhum Ahmet Kaya’yla ilgili de ailesine, nakl-i kubur yapılması gerekiyorsa biz varız dedik. Buradan gidişi çok farklıydı, ama şu anda da, dönüşü kesinlikle bizim açımızdan kolaydır. Biz üzerimize düşeni yapmaya hazırız.
'Mustafa Kemal de Kürdistan dedi, bölücü mü?'
Irak Anayasasında geçen ifade... 'Kürdistan Bölgesel Hükümeti' diye geçer. Bu onların anayasal ismidir. TBMM resisi Mustafa Kemal imzalı bir kararname var. Kürdistan diye geçiyor. Bu ifadeleri kullanan Gazi Mustafa Kemal bölücü mü? Bunlar bizim tarihimizde olan gerçeklerdir.
''Türkiye Kürdistanı'nı kabul etmemiz mümkün değil'
'Türkiye Kürdistanı' lafını kabul etmemiz mümkün değil. Diyarbakır Belediye Başkanının bu ifadeyi kullanmış olması bana göre şık değildir. Kendi bölgesi Güneydoğu Anadolu Bölgesi'dir. Türkiye Cumhuriyeti'nin ismi bellidir. Bu tür şeyler toplum içinde rahatsızlıklara neden olur. Güzel bir hafta sonundan sonra böyle ifadelerinin kullanılması şık olmamıştır.
'Ben bir katili affetme yetkisine sahip değilim'
Benim dağlardan inme ve cezaevlerinden inme gibi söylediklerim var. Başından ve sonundan söylediklerim kesilip atılmış. Başı ve sonunu kesince yanlış anlaşılma var. Olayı öyle bir yere getirdiler ki genel af söylemini çıkardılar. Ben asla genel af söylemim olmadı. Ben bir Başbakan olarak katili affetme yetkisini kendimde göremem. Hükümetin de af yetkisini asla affetmem. Böyle bir şey olursa ben şehitlere hesabı nasıl vereceğim. Böyle bir şeyin olması mümkün değil. Hasta tutuklu KCKlar konusunda benim yapacağım bir şey yok. O iş Cumhurbaşkanının bileceği bir konu.
'Ben her zaman 'tek millet' diyorum'
Millet kavramının içinde Kürt, Laz, Gürcü hepsi var. Ben her zaman tek millet diyorum. Bu ifadeyi Diyarbakır'da da kullandım. Biz birlikte bütün bir Türkiye inşa edelim diyoruz. Biz neyin mesajını verdik. Bir, bütün, diri olalım. Hep birlikte Türkiye olalım dedik. Kendi yapamadıkları şeyi AK Parti yaptığı için muhalefet rahatsız oldu. Onların sırtında küfe yok. Bizim sırtımızda küfe var. Daha birçok şeyler olacak.
Sayın Barzani Öcalan’a af gibi bir ifade kullanmışsa yanlış etmiştir. Bununla ilgili yargı hükmünü vermiştir ve şu anda da bu hüküm devam etmektedir. Bu onun da bizim de alanımız değildir. Bir defa biz şuna inanıyoruz, gerek Diyarbakır merkezde gerekse diğerlerinde şu ifadeyi kullandım. Tek vatan, tek millet, tek millet, tek devlet. Tabii milletten ne anlıyorsun. Bu çok önemli. Hangi etnik unsunlar varsa hepsi millet kavramının içinde yer alır. Sadece Türk diye ya da sadece Kürt diye dayatırsanız ortalık karışır. Bizim derdimiz birlikte bir Türkiye’yi inşaa edelim istiyoruz. Burada gerek sayın Barzani, gerek Şivan Perwer, gerek İbrahim Tatlıses orada neyin mesajını verdik. Birlik olalım, iri olalım, diri olalım, hep birlikte Türkiye olalım dedik. Şimdi kendi yapamadıklarını Ak Parti yaptığı için birileri rahatsız oluyor ve biz bunu devam ettireceğiz. Onlarırn sırtında küfe yok, biz sorumluluk makamındayız. Bunları seçim için yapıyorlar diyorlar. Seçime daha 5 ay var, sayın Barzani niçin bunun için hareket etsin. Bunu kendileri yapamayıp biz yaptığımız için birileri kıskanıyor. Yapılan her adımın önüne gelip bariyer oluşturmak bizi güçlü Türkiye yapmaz.
'Çözüm sürecinde kritik eşiği aştık'
Hakikaten bir kritik eşik vardı, biz bu eşiği aşmış bulunuyoruz. 26 maddelik Anayasa paketiyle başladı. Demokratikleşme paketiyle attığımız adımlar var. Bir de şimdi yasal düzenleme var. Zannediyorum önümüzdeki günlerde parlamentoya sevk edilecek. Bizim geri dönme gibi bir niyetimiz yok. Her zaman söylüyoruz, durmak yok, yola devam. PKK ’nın geri çıkışı yüzde 20 dolayındaydı ama sonra onlar bir nokta koydular. Temenni ederim devam ettirirler. Bizim arkadaşlarımız, istihbarat teşkilatımız İmralı konusunda üzerine düşeni sürekli yapıyor. Temennimiz odur ki bu sürece oranın da katkısı olur. Biz stratejimizi böyle belirledik. Ama yarın ne olur onu da yine şartlar belirleyecek. Bazen biz şartları oluştururuz bazen de şartlar bizi yönlendirir.
İmralı görüşmeleri
İlgili arkadaşlarımız yani MİT bu konuda üzerine düşen görevi her zaman yapıyor. Adalet Bakanımız uygun gördüğü isimlere izin veriyor ve o kişiler ziyaretlerini sürdürüyor. Umarım ki oranında çözüme katkısı olacaktır. Süreç devam ediyor. Ama yarın ne olur onu da şartlar belirler.
'Gazetecilerin İmralı'ya gitmesi gündemde yok'
Şuanda gündemimizde böyle bir şey yok. Ama şartlar neyi gerektirir. Zaman neyi gösterir bunu göreceğiz. O her zaman görüşmek istiyor ama şuan gündemde böyle bir şey yok.
'Hakkari'de havalimanı yapacağız, müteahhit tehdit ediliyor'
İşadamlarımız riskli bölgelerde yatırım yapmaktan kaçınıyor. İşadamlarımız risk istemiyor veya risk yüzdesi çok düşük olacak. Anadolunun çeşitli yerlerinde iş istihdamı yapılması millete özgüven kazandıracak. Olayın maaliyet tarafından girdilerine baktığımız zaman diğer bölgelere göre doğu ve güneydoğu bölgelerine nazaran daha ucuz. Yapılacak yatırımlar bölgede ciddi istihdam yaratacak. Dicle projesi ile bölgeye turist gelecek. Hakkari'ye havalimanı kazandıracaksın ama her defasında engelleniyor. Müteahhit tehdit ediliyor.
Abileri hapiste olan gençle konuşması
Bismil'de bir genç. Otobüsümüzün önüne çıktı. Korumalar falan durduruyordu dedim bırakın gelsin. Geldi genç. 'Başbakanımız biz barış istiyoruz' dedi. Meğerse iki abisi hapisteymiş. Kendisi de üç ay sonra askere gidicek. Ben dedim ki 'Ben buraya niye geldim?' Biz dün Diyarbakır'da o mitingi niye yaptık. Bunların hepsi çözüm sürecine yönelik. Bu bölge barışına katkıda bulunalım. Bunun için buraya geldik. Tabi birbirimize sarıldık. O beni öptü. Ben onu öptüm ve kucakladım. Hüngür hüngür ağlayarak uzaklaştı. Eşimin elini öptüler. Sen benim anamsın diyor Emine hanıma. Şimdi bu duygular farklı duygular değil bizim duygularımız. Niye bunlar engellenmek isteniyor. Temenni ediyorum bunlara aşacağız.
Dershane tartışması
Dershanelerle ilglili polemiğin içine girmek istemedim. Bu polemiği çirkin buldum. Dersanelerin kapatılması bugün gündeme gelmiş bir konu değil. 1980'lerden bu yana gündeme gelmiş bir konu.
İktidar olduğumuzda, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'e artık bu dersaneler konusunu bir çözüme kavuşturalım artık bunu dönüşüm projesi olarak sizden istiyorum' dedim. Aksi halde bu ülkeyi sıçratamazdık. Biz istiyorduk ki bizim çocuklar bir yarış atı olmasın. Hafta sonu ailesiyle, arkadaşlarıyla oynasınlar. Biz bunu yaşadık ama maalesef şimdi yaşayamıyorlar.
'Darbe hükümeti değiliz'
Dershanleri devlete devredelim teklifi yapıyorlar. Kusura bakmayın biz darbe dönemi hükümeti değiliz. Darbe döneminde bunu teklif etmiş olabilirsiniz. Bu hizmeti gelin okul olarak verin, neden kavga ediyoruz? Bu hizmeti verecekseniz bizim önerdiğimiz şekilde verin.
'Gazete manşetleri yenilir yutulur değil'
Pazartesi bize yapılan sunumda bazı eksikler var. Bakanımıza bunlar üzerinde çalışmayı yapın, dışarıdan almanız gereken destekler varsa alın, görüşülmesi gereken STK’lar varsa görüşün ve bir sonraki bakanlar kuruluna getirin dedik.
Sağlık konusunda attığımız adımlarda da önümüze engeller çıktı. Sonunda bu hedefe ulaştık bunu çözdük. Dershaneler konusunda da süreç uzadı gitti. Milli eğitim bakanlarının hepsinden bunu istedim.
Ve son dönemde bu işi bitirmemiz gerekiyor. Bu dönüşümü eğitimde de başarmamız gerekiyor. Arkadaşlarımız belirli çalışmaları yaptı. Hazırlanan bu taslak daha bize sunulmadan atılan gazete başlıkları çok çirkindi. 'Bir gece baskını' başlığı yenilir yutulur değildi.
Bu taslak Meclis'e gelmiş mi? Bir taraftan taslak diyeceksin, bir taraftan 'gece baskını' diyeceksin. Gece baskını olacaksa bu yeni başlamadı. 2003'ten bu yana görüşülen bir konu. Bu konuda bir kararlılığımız var. Biz bu konuda gelin samimi olalım diyoruz. Sizden hizmet almaksa hizmet alalım. Bu dershaneleri okula dönüştürelim. Sınıflarda boşluk mu oldu? Size öğrenci verelim. Veremiyorsak, maliyeti neyse o ücreti verelim ve siz burada rahatlıkla bunu devam ettirrin.
'Cemaati niçin karşımıza alalım?'
“Eğitimde fırsat eşitliği olayını üniversiteye girişte de sağlamış ve okul müfredatlarına bağlı bir sınavı sağlamış olacağız. Bu mesele bizim için bir memleket meselesidir, bir eğitim meselesidir. Partimizin ve hükümetimizin programlarında yer alan bir meseledir. Yeni açıklanmış şeyler değil bu. Cemaat deniliyor, Cemaat’le Hizmet’le karşı karşıya gelmek gibi bir şey de çok çirkindir. Biz Cemaat mensubu kardeşlerimizin ellerindeki medya organlarıyla bize saldırmalarını, hatta gerçeğe aykırı şekilde saldırmalarını yadırgıyoruz. Bu niye bir cemaate yönelik olsun. Cemaat mensubu olan kardeşlerim lütfen burayı tekrar hatırlasınlar biz ne dedik öğrencileri özel okullarda okutalım, parayı devlet versin. Danıştay ne yaptı, bunu reddetti. O zaman Ak Parti iktidarı Cemaat’e kaynak sağlamak için bu yasayı düzenledi dediler. Cemaat mensubu kardeşlerim bu olayda yediğimiz darbeyi, tokadı unutuyorlar mı? Biz şimdi niçin Cemaat’i karşımıza alalım. Siz niye eğitimi belli vakıflara, derneklere teslim ediyorsunuz diye bize hesap sorarlar. Çünkü biz belli bir grubun değil tüm milletin iktidarıyız. Kendilerinin de bizi anlayışla beklemeleri lazım, sürdürdükleri propagandayı bitirmeleri lazım ve bizden bir geri dönüş bekliyorlarsa bunun olmayacağını bilmeleri lazım.”
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.