Suudi Arabistan yolculuğu sırasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, “Şu anda Kandil ile İmralı’nın farklı olduğu çok açık, net ortada. Açıklamaları onları bağlar. Kandil’i de, HDP’yi de bağlıyor. İmralı kendi üstüne düşen görevi yapmış oluyor. Açıklanan 10 madde var, Demirtaş’ın açıklamaları var. İkisi de birbirini tutmuyor” diye konuştu.
Yeni Şafak’tan Özlem Albayrak’ın haberine göre, Erdoğan’ın ilgili sorulara verdiği yanıtlar şöyle:
Yapılan son açıklamalardan sonra çözüm sürecinde hangi aşamadayız?
Yalçın (Akdoğan) Bey ile yapılan toplantı ile Demirtaş’ın söyledikleri birbiriyle çelişiyor, ben örtüşen bir yan göremedim. Demirtaş adeta orada hükümeti hesaba çeker bir tavır içinde. Yani hükümet ona göre silahları bırakacakmış. Silahları bırakması gereken bölücü terör örgütü. Burada güvenlik güçlerimizin silah bırakma gibi bir şeyi olamaz. Onlar, güvenliğin ve huzurun teminatıdır. Fakat görünen o ki şu anda İmralı ile Kandil arasında ciddi bir kopukluk var ve ayrıca siyasi hareket olarak da parti içinde bir bölünmenin olduğu ortaya çıkıyor. İmralı’ya gidip gelenlerin yaptığı açıklamalara baktığımız zaman, İmralı silahların bırakılmasını istiyor. Fakat partinin başındaki zatın yaklaşımı çok daha farklı, o adeta “hükümetin uygulamasına bakacağız” diyor. Hükümetin uygulamasına ne bakacaksınız? Hükümet zaten çözüm sürecinin adeta garantörü.
Kandil ayak mı diretiyor?
Şu anda Kandil ile İmralı’nın farklı olduğu çok açık, net ortada. Açıklamaları onları bağlar. Kandil’i de, HDP’yi de bağlıyor. İmralı kendi üstüne düşen görevi yapmış oluyor. Açıklanan 10 madde var, Demirtaş’ın açıklamaları var. İkisi de birbirini tutmuyor. Gelinen durum huzur ve güvenliğe tehdittir. Bunların her biri aktördür. Bunları görmezden gelemeyiz. Kim bu ülkede çözüm sürecinden yana, kim ülkenin huzuruna refahına destek vermek istiyor. Bunları gözden geçirmek gerekir.
Hükümet hangi istikamette devam edecek sürece?
Hükümet hangi istikamette devam ediyorsa öyle devam edecek. Bunu cumhurbaşkanlığı makamında olan bir kişi olarak konuşmuyoruz. Bu makama geldik diye çözüm sürecinin dışında değiliz. Hükümetle Genelkurmayımızla bunları zaten haftalık rutin toplantılarımızda görüşmek suretiyle sevk ve idare ediyoruz. Milli Güvenlik Kurulu’nda ve önümüzdeki hafta yapacağımız Bakanlar Kurulu toplantısında da zaten ağırlıklı konu bu.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.