Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, New York'ta Princeton Üniversitesi'nde konuştu. Erdoğan, "Demokratik açılımla ilgili sorun alanlarını biliyoruz. Hazmede hazmede, hazmettire hazmettire bu süreci devam ettirmemiz lazım" dedi. Başbakan, Ermenistan'la diyalog süreciyle ilgili olarak da, "Önyargılar öne çıkmazsa, anlaşma zaptı 10-11 Ekim'de Meclis'e getirilecek" ifadesini kullandı.
Başbakan Erdoğan Princeton Üniversitesi'ndeki konferansta, demokratik açılımdan Ernemistan ile ilişkilere ve Türkiye'nin AB üyeliği sürecine değindi.
Demokratik açılımla ilgili Erdoğan, "Burada hesabımız şudur; kısa, orta ve uzun vadeli olarak bütün bu demokratik açılım sürecinin çalıştırmayı hedefliyoruz. Yani hepsini bir anda derseniz. Bu tabi mümkün değil, hazmede hazmede, hazmettire hazmettire bu süreci devam ettirmemiz lazım" dedi.
Erdoğan, "Bizim bu demokratik açılımımız aslında salt veya bütünüyle Kürt sorununu kapsayan bir adım değil. Biz partimizi kurduğumuz zaman, programımız içinde adına ister Kürt sorunu, ister Doğu, Güneydoğu sorunu deyin, ülkemizde böyle bir sorun var diyerek, buna iki sayfa ayırıp, bunu anlatmıştık. Şimdi geldiğimiz noktada demokratik açılım ile biz sadece Kürt vatandaşlarımızın sorunlarını değil, bizim ülkemizde 30'u aşkın etnik unsur var" dedi.
Hepsinin kendine göre sorunları olduğunu belirten Erdoğan, "Ama birinci derecede nedir derseniz, birinci derecede terör sorunu var. Alevi vatandaşlarımızın kendine ait sorunları var. Bununla ilgili de çalıştay yaptık. Bunun yanında azınlıkların sorunları var. Bunların üzerinde çalışmalar yapıyoruz" diye konuştu.
"Tüm sorun alanlarına bizler eşit mesafedeyiz" diyen Başbakan, "Kürt meselesi de bunlardan bir tanesi. Bu şekilde bir yaklaşım sergiliyoruz ve kararlı bir şekilde bunların üzerine gideceğiz. Biz geldiğimizde 'devlet televizyonun da niçin kürtçe yayın yapılmıyor' deniyordu. TRT-6'yı tamamen Kürtçe yayına ayırdık. 24 saat yayın yapıyor. Önce feveran edenler vardı, şimdi iletişim daha rahat oldu. Bilbordlara Kürtçe de konuluyor. Anne evladıyla cezaevinde rahat görüşemiyordu, şu anda serbest görüşebiliyor. Kendi ana dilini öğrenmesi için kurs açılması konusu... serbest bıraktık. Şu anda kendi ana dillerini öğrenme noktasında kurs kurabilir ve öğrenebilirler, herhangi bir sakınca yok. Bu adımlar atıldı. Önce çok farklı yaklaşımlar, daha sonra baktık ki aynı ilgiyi göstermiyorlar, 'devlet bu işi üstlensin' diyorlar. Şimdi yeni bir adım atıldı. Üniversitede enstitü, Kürtçe'nin öğretilmesi konusu da yine atılan adımların içerisinde" dedi.
Ermeni açılımı
Erdoğan, Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerde hassas bir noktaya gelindiğini belirtti; "İsviçre'nin araya girmesiyle attığımız bu adımla şu anda çok önemli bir noktaya gelinmiş vaziyette ve burada ön yargılar öne çıkmazsa, iç siyaset düşünülerek adım atılmazsa, inanıyorum ki parafe edilmiş olan anlaşma zabıtları parlamentoya gönderilecektir. Ayın 10 veya 11'i gibi bu adımlar da atılmış olacaktır" dedi.
Başbakan, Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan'ın 14 Ekim'deki Türkiye-Ermenistan maçına gelmek için koşullar koymasını da eleştirdi.
"Riskleri göze almak zorundayız" diyen Erdoğan, Kafkaslardaki sorunun aşılmasında pozitif adımlar atılabileceğine olan inancını yineledi.
Erdoğan, "Ama bu adımlar atılırken bana göre Ermenistan Cumhurbaşkanı Türkiye'de yapılacak olan Ermenistan ve Türkiye milli maçına 'gelirim, gelmem' gibi yaklaşımları göstermemesi lazım. Geçenlerde gazeteciler aynı şekilde sordu 'Ne düşünüyorsunuz' diye. Bende sadece şu cevabı verdim. 'Bizim Cumhurbaşkanımız Sayın Gül, Türkiye Ermenistan milli maçını izlemeye gitti' dedim. Verdiğim cevap bu. İşte ön yargıları ortadan kaldırmak... Eğer bir mütekabiliyet varsa Türkiye'nin Cumhurbaşkanı oraya rahatlıkla gidebiliyorsa, O da rahatlıkla Türkiye'ye gelebilmelidir. Yani bunun için 'şunu yaparsan gelirim' demek bana göre uluslararası diplomasi de artık çöpe atılmış olan bir anlayıştır. Nitekim biz bu ülkeyle komşuluk ilişkilerini karşılıklı saygı çerçevesinde yürüteceğiz" diye konuştu.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.