Alman devlet televizyonu ARD'nin pazartesi akşamı sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, darbe girişiminin siyasi hayatının en kritik anı olduğunu, 14 yıldır böyle bir anı yaşamadıklarını ifade ederek "Tabii en büyük üzüntümüz, bu şahsımdan öte milletime karşı yapılmış bir darbeydi, bir saldırıydı. Çünkü parlamentolar nerenin temsilcisidir? Milletin temsilcisidir, milletin vekillerinin olduğu yerdir" dedi. Erdoğan'la söyleşiyi Bavyera Eyaleti televizyonu BR Genel Yayın Yönetmeni Sigmund Gottlieb gerçekleştirdi.
Darbe girişiminde bulunanların mazisinin 30-40 yıllık olduğunu, kendisinin ise Türkiye Cumhuriyeti devletini yönetirken başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı ile birlikte 14 yıllık bir geçmişi olduğunu vurgulayan Erdoğan, yargıda, emniyette ve orduda kimlerin bulunduğunu bilme zorunluluğu içinde olduklarını söyledi. Görevden uzaklaştırmaların hukuk çerçevesi içinde yapıldığını savunan Erdoğan, "Hukuk dışı atılmış bir adım söz konusu değildir" dedi.
Eğitim boşluğu ve OHAL
Gottlieb'in görevden alınan öğretmen ve öğretim görevlilerine dikkat çekerek eğitim alanındaki boşluğun nasıl doldurulacağı yönündeki soruyu da Erdoğan şöyle yanıtladı:
"Bizim için 20 bin, 30 bin öğretmen açığı diye bir şey söz konusu olmaz. Biz şu anda bunlarla ilgili hemen Milli Eğitim Bakanlığımız zaten şu anda bir imtihan yapıyor ve bu imtihanla birlikte de yaklaşık bu 25 bin, 30 bin öğretmen alımını yapacak ve bu öğretmenlerle birlikte bu zaten tamamen kapatılacaktır. Burada üniversitelerle ilgili herhangi bir şey hiç söz konusu değil. Çünkü üniversitelerin referans üniversiteleri var, dolayısıyla oralardaki öğrenciler o referans üniversitelere gidecek ve o referans üniversitelerde onlar yine eğitim-öğretimlerine devam edecek."
OHAL'in üç ay daha uzatılabileceğine işaret eden Erdoğan, bu konuda da Fransa'yı örnek gösterdi. Normalleşme sürecine girilmesi durumunda OHAL'in uzatılmasına gerek kalmayacağını ifade eden Erdoğan, "Bakın Fransa’da bizimki gibi bir darbe filan olmadı, bir terör saldırısı oldu ve terör saldırısının da boyutu belli. Bizimkiyle mukayese edilir bir şey değil" dedi.
Mülteci anlaşması
AB'nin idam cezasına karşı olduğu vurgulanarak idamın geri getirilip getirilmeyeceği sorusuna da Erdoğan, AB'nin dışında dünyanın neredeyse tamamında idam olduğu şeklinde yanıt verdi. AB'nin kapısında 53 yıldır beklediklerini, idam cezasını kaldırdıklarını belirten Erdoğan, "İdam cezasını kaldırdık da ne değişti? Şu anda eğer demokratik bir hukuk devletindeyseniz, demokrasilerde söz kimindir? Halkındır değil mi? Halk şu anda ne diyor? İdam diyor" şeklinde konuştu.
Erdoğan, Türkiye ile AB arasındaki mülteci anlaşmasına ilişkin de AB'ye suçlamalarda bulundu. Avrupalı yöneticilerin samimi davranmadığını söyleyen Erdoğan, Türkiye'nin 3 milyon Suriyeli ve Iraklı mülteciyi barındırdığını ve devletin bütçesinden 12 milyar dolar harcandığını ifade etti. Batı'nın mülteciler konusunda adım atmadığını söyleyen Erdoğan, "Söz verdiler 3 milyar euro göndereceğiz, dediler. Sorun, bakın ARD kanalı olarak 'ne gönderdiniz' diye. Maalesef sembolik şu anda gönderdikleri 1,5-2 milyar, o kadar" dedi.
Almanya'ya PKK suçlaması
Münih'te meydana gelen saldırı ile ilgili olarak Almanya'ya başsağlığı dileyen Erdoğan, Almanya'yı teröristlere karşı hiçbir girişimde bulunmamakla da suçladı. PKK'nın Almanya'da rahatça dolaşabildiğini söyleyen Erdoğan, Almanya Başbakanı Angela Merkel'e isimlerle birlikte 4 bin dosya gönderdiklerini söyledi. Erdoğan, birlikte mücadele etmemeleri durumunda Almanya ve diğer ülkelerde de sorunların ortaya çıkabileceğini dile getirdi. (DW)
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.