Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, başbakan olmasına rağmen konuşamadığı meseleler olduğunu söyledi. Türkiye'nin kronik meselelerini çözmek için el attıkları zaman karşılaştıkları zorluklara işaret eden Erdoğan, "Nereye el atsan karşında statüko var. Bakıyorsun bariyerler var. Size adım attırmıyorlar, engelliyorlar. Şaşarsınız." dedi.
Başbakan Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin protokole verdiği iftara katıldı. Yemek sonrası uzun bir konuşma yapan Erdoğan dikkat çekici açıklamalar yaptı. 6,5 yıl önce göreve başladığını anlatan Erdoğan, "Biz milletin efendisi değil bu milletin hizmetkarı olmaya geldik. Çünkü hizmet etmek istiyoruz." dedi.
Türkiye'nin genç, dinamik bir nüfusu, çok büyük bir insan potansiyeli olduğunu söyleyen Erdoğan şunları söyledi: "Fakat nereye el atsan karşında statüko var. Bakıyorsun bariyerler var. Size adım attırmıyorlar, engelliyorlar. Şaşarsınız. 'Hayırdır ne oluyor?' Herşeyi konuşamıyorsun ki. 'Yav siz başbakansınız, nasıl konuşamıyorsunuz?' Evet konuşamıyoruz. Ama konuşacağımız günler de gelecektir. Bize şunu söylediler: 'Sakın dokunma, yanarsın' Aynen böyle. 'Elini taşın altına sokma. Risk alma' dediler. Bazılarını anladık. Biz dedik ki 'Ekonomi risktir, siyasette risktir. Yaşam da risktir.' Yaşam risk olduğuna göre biz bu riski aldık. Bedeli ne olursa olsun bunu ödemek suretiyle yolumuza devam edeceğiz."
Başbakan Erdoğan kendisini uyaran bazı dostlarının yaptığı uyarılara da dikkat çekti. Erdoğan, "Bazı dostlarımız sağolsunlar bize akıl veriyor. Diyorlar ki 'Onlarca yıldır çözülemeyen sorunları sen mi çözeceksin Tayyipciğim?' Bana, 'Çözemezsin, senden öncekiler yapamadı sen nasıl yapacaksın? Ertele, sümenaltı yap, görmezden gel' dediler. Biz ise 'Hayır' dedik. Biz milletimizden yetkiyi bu şartla aldık. Bu omuzlarımızdaki emaneti milletimizden aldık. Milletimize hayal kırıklığı yaşatamayız. Bütün engellemelere rağmen bütün meselelerin üzerine cesaretle gittik." şeklinde konuştu.
Başbakan Erdoğan, buna Ergenekon örneğini verdi. Erdoğan şunları söyledi: "İşte Ergenekon olayının üzerine gittiğimizde aynı şeyle karşılaştık. Bazıları yanımıza geldi, bazıları telefon açtı. 'Neye güveniyorsan yav? Neyine güveniyorsun?' dediler. Bunlara ne denir? Söylenecek tek şey var. Ben Hakka güveniyorum, halka güveniyorum. Nerelerde nelerin olduğunu, nelerin çıktığını gördük, görüyoruz. Neler olmuş bu ülkede? Milletimizden aldığımız gücün altında bu yatıyor. Ülkemizin halkımızın refahı için kronik sorunları aşmaya gücümüzü ve imkanlarımızı heba etmemek için meselelerin üzerine kararlılıkla gideceğiz." dedi.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.